Geçtiğimiz ay Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün 23.09.2021 tarih ve 4359 sayılı yazısı ile illere gönderilen ve vardiya sisteminde değişiklik yapılmasını öngören yazısı kamuda çalışan ve mağdur olan yüz binlerce işçinin tepkisi üzerine revize edildi ve yeni bir yazı daha yayımlandı. Fakat yayımlanan bu son yazıda yaşanan yeni mağduriyetlerin önüne geçmeye yetmedi. 

Önceki yazıyı baz alarak yeni düzenlemeler yapan hastane yönetimleri ve yaşanacak zararın kendilerine rucü edilmesinden çekinen idari mali işler müdürleri Bakanlığın yayımladığı yeni yazıya rağmen çalışma barışını bozan 3'lü vardiya sisteminden ve diğer yeni çalışma usüllerinde ısrarcı olmaya devam ediyorlar.

Gece Fazla Çalışma  Ücretinin ve Gece Zammının ayrı ayrı düzenlendiği Toplu İş sözleşmesine imza atan Bakanlık, hemen ardından kendi imzasını hiçe sayarak böyle bir tebligat yayınladı daha sonra gelen tepkiler üzerine yeni bir yazı daha yayımladı fakat bu yazıda yeni mağduriyetlerin önüne geçmeye yetmedi.

Bakanlık son yazısında çalışma şeklini idarelerin insiyatifine bıraktı ve bu da bazı hastane yönetimlerince 3'lü vardiya olarak yeni haliyle düzenlemeye sokuldu.

Özellikle acil servislerde görev yapan ve 3'lü vardiya sistemine alınmak istenen işçiler, bu duruma hayli tepkili. Özellikle geceleri işe gelmek için zor şartlar altında görev yapmaya zorlanan bayan personeller, aynı şekilde gece geç saatte çıkıp evine gitmeye zorlanan bayan çalışanlar duruma hayli tepkili.

Mevcut çalışma sisteminden memnun olan ve  son yazılarla çalışma huzuru bozulan 4 D'li işçiler yetkili sendikanın yetkilerini en üst düzeyde kullanmasını bekliyor.

Gündüz çalışması ile ilgili de, bazı hastaneler öğlen yemeğini çalışma saatinden saymıyor, oysa Toplu İş Sözleşmesinde öğlen yemeği saatleri çalışma saati olarak sayılır diyor, ayrıca ara dinlenme saatlerinin de olduğu belirtiliyor.

Özellikle pandemi sürecinde vefakarca çalışan, sabah akşam demeden zorlu şartlarda en ön saflarda mücadele eden sağlık işçilerin çalışma huzurunu birileri neden kaçırıyor? Mevcut çalışma sisteminden memnun olan işçilerin işine ve emeğine birileri neden çomak sokuyor anlaşılır bir durum değil!

Şimdi söz Türkiye'nin üye sayısı bakımından en büyük 3. sendikası olan Öz Sağlık-İş sendikasında ve onun Genel Başkanı Devlet Sert'te..

Yetkili sendika bu konuya ya kalıcı bir çözüm bulup yeni bir yazı daha yayımlanmasını sağlayacak, ya da çalışanlar ve sendika üyeleri isyan etmeye devam edecek, çalışma huzuru kaçan işçiler bunun faturasını kime kesecek? Önümüzdeki günlerde bu konularda gelişmeleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. 

696 KHK'lı işçilerin kadroya geçmesi, sendikal ve sosyal haklara kavuşması, 15 yıldır asgari ücretin ardından insanca, onurlu bir ücret alması sanırım birilerini fena halde rahatsız etmiş olmalı ki bazı üst düzey yöneticileri harekete geçirip bu şekilde yazılar yayımlatmaya da güçleri yetmiş ama şu bir gerçek ki işçi her zaman hakkını alır. 

Şimdi sendikalı olan işçilerin sesini ve feryadını yetkili sendika Öz Sağlık-İş'in duyma zamanı geldi de geçiyor.. Bizden söylemesi.. 

AJANS KAMU - ÖZEL HABER