4 D Kadrosunda istihdam edilen sağlık işçilerinin mektubu şu şekilde:

Sn. Bakanım, yıllardır taşeron şirketlerde asgari ücretle çalıştık, 2018 yılında 2 Nisan itibariyle de kadroya geçtik. Bizler hastanelerde en riskli alanlarda, yoğun stres altında temizlik, güvenlik, sekreterlik ve klinik destek gibi çeşitli birimlerde görev yapan yaklaşık 200 bin kişiyiz. En çok mağdur olan biziz. Çünkü hastanelerde fedakarca çalışıyoruz. Hastalara kendi anamız, babamız gibi muamele yapıyoruz. Hastalığın kolay bir şey olmadığını biliyoruz bu yüzden sürekli empati halinde ve en güzel şekilde hizmet vermeye çalışıyoruz, bizim sesimizi duyun lütfen.

Asla burada içi boş cümleler kurmuyoruz. Biz yıllarca taşeron olarak asgari ücretle çalıştık, devletimiz yaşadığımız mağduriyete mutlaka bir gün son verecek diye hep umutlanıp durduk. Allah razı olsun Sn. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kadroya alındık fakat, mağduriyetimiz sona ermedi. Bu kez de adeta kadrolu taşeron işçi muamelesi görmeye başladık. Yüksek Hakem Kurulu kararlarına tabi kılındık ki zaten bu kararlar güncellenmemiş. Bu nedenle epey bir mağduriyet yaşadık. Kadro sürecinde ise geriye dönük alacaklarımız için açtığımız davalardan kadroya geçme koşuluyla feragat etmek zorunda kaldık. Avukatlara 2 ila 4 bin TL arasında ücretler ödedik. Üstüne üstelik de asgari ücret + %4 zamma tabi olduk. 

Sağlık çalışanıyız dedik, ek ödeme herkese verildi bize verilmedi. Oysa pandemi sürecinde en önde bizlerde savaşıyoruz, 200 bin kişi canla başla mücadele ediyoruz. Emin olun en az doktorlar, hemşireler kadar bizlerde azimle çabalıyoruz. 

Sn. Bakanım sesimizi lütfen duyun! Bizler 15 yıldır çoğunluğu kirada oturan, eşi çalışmayan, asgari ücret alan, çoluğu çocuğu olan insanlarız. Asgari ücretle ayın sonunu zor getiren insanlarız. Geldiğimiz noktada Ekim ayında Allah nasip ederse, siz de destek olursanız haklarımıza kavuşmayı, toplu sözleşme (TİS)'e dahil olmayı bekliyoruz. Yaşadığımız mağduriyetin artık tahammül edilecek bir yanı aklmadı. Bazı sendikalar üye kaybı gibi bir takım endişeleri neticesinde, iş kollarıyla ilgili bizim açımızdan sıkıntı oluşturacak talepler dile getiriyor. Lütfen bunlara göz yummayın. Bizi mağdur etmeyin. Geldiğimiz süreçte bizi en çok düşünenin siz olduğundan şüphemiz yok, sizden çok umutluyuz ve büyük beklentilerimiz var. Yüzdelik farklardan, maaş zammına, diğer sosyal ve sendikal haklardan, yaşadığımız diğer mağduriyetlere kadar, tüm süreci en iyi ve en sağlıklı şekilde yöneteceğinizden şüphemiz yok. 

Bu duygu ve düşüncelerle Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Sn. Zehra Zümrüt Selçuk Hanımefendiye bu mektubumuzun ulaştırılmasını ve bu süreçte bize destek olan Ajanskamu.net sitesine teşekkür ederiz.