Sağlık çalışanlarının çok zor şartlar altında çalıştıklarını belirten Semih Durmuş, “Çalışma saatleri açısından baktığımızda başka devlet memurları günlük 8 saat ortalamayla çalışıyorken sağlık çalışanları ortalama 13 saat çalışıyor” dedi. Devlet Sert ise, yeterli istihdam sağlanmadığı için pandemi döneminde sağlık çalışanlarının iş yükünün arttığını ifade etti.

Sağlıkçılar çalışma sürelerinden şikayetçi

Ankara Şehir Hastanesi’nde nöbet tuttuktan sonra aracıyla evine dönmek üzere yola çıkan 25 yaşındaki asistan hekim Rümeysa Berin Şen’in park halindeki kamyona arkadan çarparak yaşamını yitirmesi, asistan hekimlerin uzun nöbet sürelerini ve nöbet ertesi izinlerinin olmaması gibi sorunları yeniden gündeme getirdi. Özellikle pandemi döneminde en ağır şartlarda işlerini icra etmeye çalışan görevliler, bir yandan da şiddet olaylarıyla başa çıkmaya çalışıyor. Sadece Eylül ayında 24 sağlık çalışanı şiddete maruz kaldı. Sağlık çalışanları buna ilave olarak ağır iş yükü ve ücret gibi konulardan yakınıyor.Bu kapsamda sağlıkçıların temel sorunlarını Memur-Sen Genel Sekreteri ve Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş ve Öz Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert ile konuştuk.

Öz Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert

Yeterli istihdam sağlanmalı

Yeterli istihdam sağlanmadığı için pandemi döneminde sağlık çalışanlarının iş yükünün arttığını ifade eden Devlet Sert “Yetersiz personel demek iş yükünün daha da artması verimin düşmesi, iş barışının bozulması anlamını taşımaktadır. Bu konu görev tanımları ile ilgili düzenlemeleri de zora sokmaktadır. Yetersiz istihdama çözüm bulunduğunda bir başka çalışma ile işçilerin görev tanımları da yapılmalıdır. Görev tanımının dışında çalıştırılan çalışanlar bazı riskleri alarak görev yapmaktadır. Bu da sağlık gibi önemli bir konuda hataya yer bırakmayan sıkıntıları da beraberinde getirmektedir” dedi.

SAĞLIKTA ŞİDDET ARAŞTIRMASI

Sert, sağlıkta şiddet olaylarının hız kesmeden devam ettiğini belirterek “Geçmişte ara sıra görülen bu olaylar artık sıradanlaşmaya günde 3- 5 vakaya birden rastlanılmaktadır. Sendika olarak olayın vahametini ortaya koymak adına ‘Sağlıkta Şiddet Araştırması’ yayınladık.8001 sağlık işçisi buna katıldı. Bu araştırmamız sonuçlarını kamuoyu ile paylaştık. Sağlık işyeri çalışanları da yoğun şekilde şiddete maruz kalmaktadır. Cezaların yetersizliği saldırganları daha da cesaretlendirmektedir. Bu manada yapılacak kanuni düzenlemeye şiddetle ihtiyaç bulunmaktadır. Sendika olarak bu konuda yapılacak her düzenlemeyi destekleyeceğimizi beyan ederiz” sözlerini sonlandırdı.

130 SAATE VARAN ÇALIŞMA SÜRELERİ

Sağlık hizmetleri 7/24 esaslı bir iş olduğu için sağlık çalışanlarının çok uzun sürelerde çalıştıklarını söyleyen Semih Durmuş, “24 saat, 36 saat mesai uygulamaları mutlaka oluyor. Maalesef bu noktada sağlık çalışanları çok zor şartlar altında çalışıyorlar.Çalışma saatleri açısından baktığımızda başka devlet memurları günlük 8 saat ortalamayla çalışıyorken sağlık çalışanları ortalama 13 saat çalışıyor. Aylık 180 saatlik mesailerinin üzerine 130 saate varan fazla mesaileri yani nöbet tutma suretiyle de ilaveten çalışmış oluyorlar” dedi.

Memur-Sen Genel Sekreteri ve Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş

SAĞLIK İSTİHDAMI MUTLAK SURETLE ARTIRILMALI

“ Türkiye’de yeterli düzeyde sağlık çalışanı istihdamının olmaması ve sağlık hizmetleri talebinin çok fazla olmasına da bağlı olarak sağlık çalışanları mecbur olmaksızın uzun çalışıyorlar” diyen Durmuş,“Bu noktada sağlık çalışanı istihdamının mutlak suretle arttırılması gerekiyor ki sağlık çalışanlarının çalışma süresi kısaltılabilsin. Sadece çalışma süresinin kısaltılmasıyla da iş çözülmüş olmuyor. Personel yetersizliği olmasına bağlı olarak iş yükü de artıyor. Türkiye’deki verilere göre bir ebe hemşire, üç dört hemşirenin yapması gereken işi yapıyor.Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre de kıyasladığımızda da maalesef çok çok gerideyiz. Bunun için hızlı bir şekilde sağlık çalışanı istihdamının yapılması gerekiyor ki çalışma süreleri kısalsın iş yükü iş yoğunluğu azalsın” diye konuştu.

DAHA ÇOK ÇALIŞMAK ZORUNDA KALINIYOR!

Hastanelerin sağlık çalışanları üzerinde kurduğu bir baskı olduğunu dikkati çeken Durmuş, “Sağlığa başvuru fazla olduğu zaman mutlaka o hizmeti görmeniz gerekiyor. Yarına ötelenebilen bir hizmet sunmuyor. Böyle bir aciliyet durumu söz konusu. Dolayısıyla bunu mevcut çalışan arkadaşlarla daha çok çalışarak karşılamak zorunda kalıyoruz. Yani daha çok istihdam yaparak karşılamaya çalışırsak insanların daha rahat çalışabilecekleri bir ortamı sağlamış oluruz. Bugün sağlık çalışanlarının iş yaşamıyla aile yaşamları uyumlu bir halde değil. Çünkü insanların bütün ömürleri, bütün çalışma hayatları evlerinin yatak odasıyla hastanede nöbet odası arasında geçen bir çalışma düzeni şu anda mevcut. Bunun sebebi de dediğim gibi yeteri düzeyde istihdamın yapılmamış olması” ifadelerini kullandı.

‘Çok önemli adımlar atıldı’
“Sağlıkta şiddet gerçekten uzun yıllardır Sağlık-Sen olarak mücadelesini vermiş olduğumuz bir alan” diyen Dr. Durmuş, “Gerçekten sağlık çalışanlarının çok ciddi manada mağdur olduğu, şiddete uğradığı, sözlü ve fiili saldırılara uğradığı bir alan. Bu noktada da şimdiye kadar çok önemli adımlar atıldı. Sağlıkta şiddet uygulayan kişilerin cezaları arttırıldı. Bu bir kamu davası niteliğine çevrildi” dedi.
Ancak yapılmış olan düzenlemelerin sağlıkta şiddeti azaltmadığını gördüklerini dile getiren Durmuş sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü yapılmış olan bu düzenlemelerin hepsi şiddet olduktan sonra şiddet uygulayan kişilere yönelik uygulamalar. Bir yerde şiddet uygulayanlar tutuklanıyor. Yani tutuklu yargılanıyor iken başka bir yerde aynı şiddet uygulayanlar sadece ifadeleri alınıp serbest bırakılabilir. Kişiler çok rahatlıkla hastanelere giderek elini kolunu sallayarak sağlık çalışanlarına şiddet uygulayabilir. Biz şiddeti hem hastalardan görürüz hem hasta yakınlarından görüyoruz ve şiddet olduğu zaman oradaki güvenlik güçlerinin müdahalesi çok gecikiyor. Yani sadece hastanedeki güvenlik bu konuda yeterli değil maalesef. Mutlaka polis gücünün de bu noktada devreye girmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda gerekli düzenlemelerin yapılması, gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması gerekiyor” .

ÇOK ÇALIŞMAK YETERLİ OLMUYOR

Sağlık hizmetlerinin çok riskli bir hizmet olduğunu ve iş yükünün fazla olduğunu belirten Durmuş “Tamam çok fazla çalışalım, itirazımız yok. Ama çok fazla çalıştığınızda, yorgunluğa ve iş yoğunluğuna bağlı olarak bir hata yaptığınızda bunun vatandaş açısından çok olumsuz sonuçları var.Sağlık çalışanları açısından telafisi imkânsız sonuçlar doğuruyor” dedi. Durmuş sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir sağlık çalışanı herhangi bir hata yaptığında üçüncü şahısların yani herhangi bir vatandaşın zarar gördüğü bir uygulama yaptığında veya bir enjeksiyona bağlı düşük bacak sendromu dediğimiz bir sıkıntı geliştiğinde sağlık çalışanları yüz binlerce liralık tazminatlara mahkûm edilebiliyor.”

AİLE BİRLİĞİNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR

Durmuş, sağlık çalışanlarının büyük bir kesiminin yine sağlık çalışanları ile evli olduğunu söyleyerek “Ayda 13 14, 12 13 nöbet tutuyorlar. Sağlık çalışanının eşleri de ayda 12 13 nöbet tutuyorlar. Bu sefer aile birliği diye bir şey kalmamış oluyor. Dolayısıyla çocuklar da anneyi, babayı bir arada görmüyor ay boyunca” dedi.

Ağır iş yükünün, aile birliğini olumsuz etkilediğinden bahseden Durmuş aynı zamanda şu sıkıntıların da yaşandığını belirtti: “Kişilerin beden sağlıkları bozuluyor. Çünkü sürekli çalışma, sürekli koşturma, yoğun bir tempoda çalışma, dinlememe… Dolayısıyla hem beden sağlıkları hem ruh sağlıkları da çok zarar görüyor.Yoğun stres altında çalışıyorlar. Bu gerçekten çok zor. İnsan ruhunu ve bedenini zorlayan şartlar bunlar”.

UNVANLARI AYNI ÜCRETLERİ FARKLI

Sağlık çalışanlarının ücret açısından büyük bir adaletsizliğe maruz kaldığını söyleyen Durmuş “Sağlık çalışanlarının gelirlerinin önemli bir kesimi hastanenin gelirine bağlanmış bir model var sağlıkta. Dolayısıyla bir hastane iyi yönetiliyor, bir hastane kötü yönetiliyor. Bunun faturasını ve ceremesini sağlık çalışanları daha az ücret alarak ödemiş oluyorlar” ifadelerinin kullandı. Durmuş sözlerini şöyle sürdürdü: “İki uzman hekim sırf farklı hastanede çalışıyor olduğu için almış oldukları ücret arasında on bin liraya varan çok ciddi farklar oluşuyor. Bu farkların ortadan kaldırılması gerekiyor. Ücret adaletinin mutlaka sağlanması gerekiyor.”

Sümeyye Aksu / Ankara 

Kaynak: Diriliş Postası