TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, TBMM Genel Kurulunda, Meclisin 2021 Yılı Bütçesi üzerinde yapılan eleştirilere yanıt verdi.

Diğer kamu kurumlarında olduğu gibi TBMM’de de statü farklılığına tabi olarak ortaya çıkan ücret farklılıklarının olduğunu belirten Bilgiç, bunun da çok farklı özlük haklarına, ücret farklılıklarına yol açtığını ifade etti.

Bilgiç, “Ancak TBMM olarak tek başına bizim bu konuda yapabileceğimiz bir şey yok. Kanunda, bu kapsamda genel bir düzenleme yapılması halinde kurumumuz da bu yönde bu uygulamayı yapacaktır.” diye konuştu.

Bilgiç TBMM’de görev yapan 4/D’li personel arasındaki maaş farklılıklarının, ilk toplu sözleşmeyle büyük ölçüde daimi işçiler açısından giderileceğini bildirdi.

Bilgiç, “TBMM’nin diğer kamu kurumlarından da farklı bir çalışma sistemine de sahip olmasını da gözeterek diğer farklı ülke parlamentolarında da olduğu gibi kendi personel rejiminin yapılması noktasında da birtakım çalışmalar da Başkanlıkça sürdürülmektedir.” dedi.

TBMM Başkanlığınca, 26 Ekim 2018, 5 Temmuz 2019, 17 Ocak 2020, 10 Ağustos 2020 tarihlerinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Bakanlıklara, yazılı soru önergelerinin cevaplandırılması durumunu gösteren yazı yazıldığını ve bu yazıda, yazılı soru önergelerine süresi içerisinde cevap verilmesi ve verilecek cevapların TBMM’nin saygınlığına uygun olacak şekilde, soruları tam olarak karşılayan, yeterli ve tatminkar nitelikte hazırlanması hususunun ısrarla belirtildiğini aktaran Bilgiç, “Yazılı soru önerge iade oranı 27. dönemde sadece yüzde 1,35’tir; bu oran 26. dönemde yüzde 8,60, 24. dönemde yüzde 6,93’tü. ‘İşkence, katliam’ gibi sözlerden dolayı soru önergelerinin iade edildiği söylendi. Bu da doğru değildir. Elimde örnek olarak içerisinde ‘işkence, katliam’ lafı geçen ama işleme alınan, iade edilmeyen soru önergeleri de mevcuttur.” bilgisini verdi.

Bilgiç, Sayıştay’ın, son derece ciddi denetlemelerle bir misyonu layıkıyla yerine getirdiğini söyledi.
 
Bugün görüşmeler sırasında, Meclise milletin iradesiyle gelen, bu sıralarda oturan milletvekillerine “düşük” ifadesinin kullanıldığını anımsatan Bilgiç, “Bu ifade, olsa olsa, 27 Mayıs’ın eli kanlı, darbeci zalimlerinin Demokrat Partililere taktıkları ‘düşükler’ lafının biz izdüşümü, bir yansıması, bir zihnin arka tarafında kalan yeridir. Darbe teşvikçileri, tahrikçileri, darbe sevicileri bilecekler ki 15 Temmuz gecesi bu millet darbeleri de darbe dinamiklerini de tarihin karanlık sayfalarına gömmüştür. Bu millet, bu aziz millet vatanperverliğiyle dik duruşuyla ve en önemlisi demokrasiye olan bağlılığı ve inancıyla darbecilere, darbe severlere, darbe sevicilere, darbe teşvik ve tahrikçilerine gereken cevabı vermiştir.” değerlendirmesini yaptı.