Haddimi aşmak istemem ama yapılması gereken tonlarca iş varken, önceliğin bu meselelere verilmesi bana normal gelmiyor.

31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinin ardından bir iddiada bulunmuştum. "AK Parti bugün bulunduğu noktada dahi durmayı başarabilirse, vatandaş şu CHP'li belediyelerin haline bakıp yeniden partisine dönecektir. Yeter ki AK Parti milletin sinir uçlarına dokunacak hatalar yapmasın" demiştim.

Ancak ve maalesef AK Parti hata yapmaya, hatalar yapmaya devam ediyor.

Bakın, geçmiş seçimin hemen arifesinde poşetlerin aniden paralı hale getirilmesi meselesine dikkat çekmiştim.

"25 kuruşluk bir poşetin vatandaş üzerinde oluşturduğu etkiyi tahmin edemezsiniz. İnsanlar şu sıkıntılı zamanda poşete para vermeyi şahsına edilmiş küfür gibi algılıyor.  Milletin ekonomik sıkıntıdan yana feveran ettiği bir zamanda yapılmaz bu. Bu yanlıştan geri adım atılmazsa AK Parti bunun ceremesini çeker" demiştim.

Seçime giderken pek çok insan, "Ben ekonomik krizle boğuşurken poşeti paralı yapanlarla işim olmaz" diyerek AK Parti'ye oy vermedi.

Bunun canlı şahidiyim.

Ve hala o poşet meselesi konuşuluyor biliyor musunuz. İnsanlar hala her poşet almak zorunda kaldığında, mırıltılı küfürlerle duruma isyan ediyor.

Gelelim şimdiye...

Cumhurbaşkanı Erdoğan 2013 yılından bu yana yürürlükte olan sigara yasağını aniden devreye sokma kararı aldı. Olayı anlatanlar, "Cumhurbaşkanı bir araçta çocuklar varken sigara içen aile bireylerini görünce sinirlendi ve böyle bir karar verdi" diyorlar.

Bakınız.

Cumhurbaşkanı bu tepkisinde haksızdır diyemem. Evet, araçta çocuk varken sigara içilmesine 153 lira değil, bin beş yüz elli üç lira ceza kesilsin. Ama her bireyin "Özel alanı" olan şahsi aracında sigara içmesini yasaklamak korkunç bir şey!

Size yemin ediyorum, günlerdir bu karara itiraz yüzlerce, binlerce kişiyi dinlemekten bana gına geldi. En fanatik, en koyu Erdoğancılar bile alınan bu karara itiraz ediyor.Erdoğan ve AK Parti'yi bugüne kadar her köşe yazısında savunan köşe yazarları dahi bu kararı açıklamakta zorluk çekiyor. 

Poşet meselesinde olduğu gibi, dostane bir düşünce ile AK Parti'yi tekrar uyarayım. Bu sigara yasağı uygulanır uygulanmasına ama bedeli ağır olur. 

Haddimi aşmak istemem ama yapılması gereken tonlarca iş varken, önceliğin bu meselelere verilmesi bana normal gelmiyor.

Yapılan yanlış bununla da sınırlı değil. 

Hani bazen bakıyorum, "Bir insan 'ben bugün nasıl yanlış yapsam acaba' diye araştırsa dahi böyle yanlış yapamaz" diyorum. 

Düşünsenize...

Ekonomi Bakanı Berat Albayrak yeni ekonomi paketini açıklıyor. ekonomik göstergelerin yukarı doğru seyrettiğini anlatıyor. Ekonomide canlanmanın yaşandığını ve her şeyin çok daha iyi olacağını müjdeliyor. 

Göstergelere baktığınızda durum gerçekten de bunu gösteriyor. Dolar düşüyor, borsa yükseliyor falan...

Ama...

Ama beş dakika sonra bir bakıyorsunuz ki elektriğe yüzde 15 zam haberi gelmiş! Üstelik iki ay önce yüzde 15 oranında zam geldiği halde. Durup dururken ikinci bir zam haberi daha bindiriliyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin başındaki adam iğneden ipliğe her şeye zam yapıyor. Millet tam hayal kırıklığı içinde, "Bunu nereden seçtik?" diye isyan etmeye başlayacakken, hükümetten daha okkalı bir zam haberi geliyor. 

E, adam da fırsatı kaçırmıyor!

"Siz benim değil, hükümetin yaptığı zamlara bakın" diyor.

Bakınız. 

AK Parti'yi sabote etmek için özel bir gayret sarf etmiş olsanız, ancak bu kadar sabote edebilirsiniz. Elektriğe 4 yıl zam yapmayan bir iktidarın 2 ay arayla yüzde 30 zam yapması akılla mantıkla anlatılabilecek bir şey değil.

Ve son hata...

AK Parti'nin üst düzey kurmayları sanki sözleşmişler, sanki anlaşmışlar gibi İstanbul'un başındaki adam hakkında her gün farklı bir açıklama yapıyor. Bu durum o sıradan insanın ekmeğine yağ sürmekten başka işe yaramıyor.

Adama şov yapma imkânı tanınıyor ve adam da kendisine verilen bu alanda çok iyi şov yapıyor.

Bu hata ve yukarıda saydığım diğer hatalar AK Parti'den götürüyor. Bu hataların önüne acilen geçilmesi gerekiyor.

Benden uyarması...