Son zamanlarda “çocuklar arası şiddet” örnekleri eksik olmuyor. 

Bir araştırmaya göre;  

“ Türkiye’de 20 milyon öğrenciden 7 milyonu akran zorbalığına uğruyor. Küçük yaşta suç işleyenlerin daha ileri yaşlarda suça karışma oranı 4 kat artıyor.” 

Okullarda, sınıf arkadaşları arasında şiddet yaşanıyor!  

Akran şiddetine bir örnek; 

“İstanbul-Sultangazi’de bir grup Lise öğrencisi parkta görüp laf attıkları 15 yaşındaki kız öğrenci ile O’nu korumaya çalışan erkek öğrenciyi öldüresiye dövdüler. Kızın yüzüne kaldırım taşı fırlattılar. Saldırganlar aynı okulun öğrencileri!” 

İnsan, içinde yaşadığı ailesinin ve toplumsal çevrenin aynasıdır.  

Şiddet, “ekonomik, sosyal ve kültürel” yoksunluğun ürünüdür! 

Erkek çocuklarını üstün tutup, kız çocuklarını “müstakbel köleler” olarak gören bir ailenin erkek çocuğu, yakın geleceğin “şiddet unsuru” olacaktır! 

Şiddetle büyütülen bir çocuğun en büyük savunma aracı yine şiddet olacaktır! 

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat)’ın Avrupa Birliği’ne “aday ülkeler” üzerinde yaptığı araştırmaya göre, Türkiye “Düşük eğitimli ülkeler” sıralamasında ilk sırada yer alıyor.  

Şiddetin en büyük nedeni yoksulluk! 

Yoksul bir ailede ve yoksulların yaşadıkları mahallelerde şiddet “olağan” sayılmaktadır.  

Yoksullukla terbiye edilen bir toplumda, yoksul aile çocuklarının varsıl aile çocuklarıyla çatışmalarına şaşırmak mı gerek? 

Özel Lise Oranı Yüzde 39,5 Özel Lise Oranı Yüzde 39,5

Ya “Aile içi şiddet?” 

Çocuk, sevgi ve anlayışla büyürse barışçıl bir varlık olarak büyür, gelişir.  

Dayakla büyüyen bir insan, olanak bulduğu her noktada şiddetin bir parçası olur.  

Çocuklarımız, “sağlıklı ve dengeli beslenemiyorlar!” 

Yoksul ailelerin çocukları okula aç gidiyor! 

Okul kantinlerinde dilediğini alıp yiyebilen çocuklar, açlıkla terbiye edilen çocukların müstakbel düşmanları oluyor! 

Kimilerine göre; “Bütün suç dijital oyunlar ve internet iletişimleri.” 

Kuşkusuz, teknolojiyi doğru kullanamayan her insan sonucu belli olmayan tehditler içindedir. 

Çocuklar, yaşadıkları ortamda karşılaştıkları “adaletsizliği” çok net görebiliyorlar. Giyimleri, beslenmeleri, yaşadıkları mekan başta olmak üzere akranlarıyla aralarındaki uçuruma isyan ediyorlar. 

Sokak röportajında bir çocuk;  

“Ben henüz çocuğum ama bu yaşımda çocukluğumu yaşayamıyorum. Adaletsizliğe dayanamıyorum” diye isyan ediyor. 

Bakın, Türkiye’de “SİLAH” yaşı 12’ye inmiş! 

(Kaynak: Jandarma Genel Komutanlığı.) 

Ne var ki, “Milleti silahtan soğutmayın” diyen milletvekillerimiz var!  

Konu çok derin.  

Uzatmak istemiyorum. 

Anneler, babalar, büyükbabalar ve bu ülkeyi yönetme iddiasındaki siyasetçiler; Çocuklarımıza kıymayın!  

Mustafa KÜPÇÜ

Editör: Serhat SALİMOĞLU