Recep Tayyip Erdoğan, 1989 yerel seçimlerinde hem Genel Merkez’in hem de İl Teşkilatı’nın itirazlarına rağmen, tamamen kendi inisiyatifiyle Beyoğlu Belediye Başkan adayı olmuştu. Bu seçimleri tarihi bir fırsat olarak görüyordu. Çünkü Refah Partisi’nin o güne kadar aldığı oylarının, alması gereken oyların çok altında olduğuna inanıyordu.

Beyoğlu seçimlerinde en dikkat çeken yenilik, kadınların Milli Görüş tarihinde ilk defa sahaya inmiş olmalarıydı. Tayyip Erdoğan, dediğini yapmıştı. Halkla Refah Partisi camiası arasında yıkılmaz sanılan duvarları Beyoğlu ölçeğinde büyük oranda yıkmıştı.

Bir gazetede yayınlanan “RP, seçimde fahişeleri çalıştırıyor” haberi bazı partilileri çilden çıkarmıştı. Oysa söz konusu kızlar, anket çalışmalarını yürüten ve ekipte çalışan üniversiteli genç kızlardı. Kampanya boyunca yevmiyeli çalışmışlar, son haftaya gelince ücret almadan, gönüllü olarak propaganda faaliyetlerine katılmak istemişlerdi.

Recep Tayyip Erdoğan kampanyasına yardım eden bu genç kızlar nedeniyle, kendisine yöneltilen eleştirilerin haksız ve mesnetsiz oluşunu dile getirirken o günlerde yaşadığı talihsiz bir olayı şöyle anlatıyordu:

“Cihangir’den bir imam arkadaşım aradı. Öfkeden gözü dönmüş bir halde, yırtınıyor telefonda: ‘Yazıklar olsun! diyor, ‘Allah cezanızı versin, şu bizi düşürdüğünüz hale bakın! Nasıl vereceksiniz bunun hesabını yarın ruzi mahşerde?”

‘Hoca!’ dedim, ‘sakin ol biraz; ağzından çıkanı kulağın duysun! Hem, ne olmuş ki halimize?’

‘Daha ne olacak!’ dedi: ‘Bula bula bu fahişeleri mi buldunuz, propaganda yaptırıp parti broşürlerimizi dağıtmaya? Cemaate ne derim ben? Bunca rezillikten sonra, hangi yüzle çıkacağım sokağa?’

Hocanın lafları yenilir yutulur cinsten değildi. ‘Bilmeden etmeden konuşup duruyorsun hoca efendi; ayıptır, dedim. Bu çocuklar üniversite öğrencileri. Hepsi de bacımız, kardeşlerimiz. Yarın, işin aslına vakıf olur, utanırsın bu söylediklerinden, mahcup olursun!’

Seçim akşamı oy verme işlemi bitmiş, sandık sonuçları geldikçe seviniyorduk. Kazanmak üzereydik. Fakat zaman ilerledikçe tuhaf haberler gelmeye başladı ve sonunda 1500 oy farkla Beyoğlu Belediyesi’ni CHP’nin kazandığı söylenmişti. Bir önceki seçimde yüzde 3’ler civarı bir oy almış olmamıza rağmen Beyoğlu Belediye Başkanlığını bu seçimde kıl payı kaçırmıştık.

Olacak iş değil! Herkesin suratından düşen bin parça. O gazete haberine aldanıp bize demediğini bırakmayan imam arkadaş da yanımızda. Sonuçların nasıl olup da bu şekilde çıktığına akıl erdirmeye çalışıyoruz; ama nafile…

O sırada Cihangir’de çalışmalara katılan kızlarımızdan biri geldi;  hukuk fakültesi öğrencisi bir öğrenci kardeşimiz. Ağlıyor, iki gözü iki çeşme! ‘Başkanım! Dedi, ‘gördünüz mü yaptığınızı? Dedikodulardan çekinip bizi sandıkların başına göndermediniz. Orada görevlendirdiğiniz arkadaşlar, ezan okununca sandıkları bırakıp namaza gittiler. Hem oylarımız çalındı hem de tutanaklarda kaydırma yaptılar. Kazandığımız seçimi, kaybettik!’

Gelen sandık sonuçlarına tek tek bakıldığında seçimi RP kazanmış, Recep Tayyip Erdoğan Beyoğlu Belediye Başkanı olmuştur. Oysa ilçe seçim kurulunda durum farklıdır. Buradaki sonuçlara göre seçimi CHP kazanmış gözükmektedir.

Bu durumun tek bir açıklaması vardı. Sonuç birleştirme tutanaklarında usulsüzlük yapılmıştı. Kurula gelmeyen tutanaklar vardı. Ayrıca mevcut tutanaklarda kaydırmalar yapıldığı ve bazı tutanakların da hayali düzenlendiği tespit edilmişti. Ancak itirazlar beyhude idi. Sahada kazanılan seçim, sandık hilesiyle kaybedilmişti.

Yazının Devamı İçin TIKLAYINIZ