Geçtiğimiz 10 Kasım günü, Türkiye’nin birden farklı okulundan, minicik çocuklarımızın bir ibadet huşusu içerisinde Atatürk’ün büstünün önünde secdeye kapanmış görüntüleri gündeme şok olarak düştü. Oysa bizler, bin yıldan beri sadece Allah’ın huzurunda kıyam eden, sadece Allah’ın önünde eğilen ve sadece Allah’ın huzurunda alnını secdeye koyan bir milletiz. Aynı anda farklı okullarda toplumun fay hatlarını oynatan, etnik ve mezhepsel farklılıkların sinir uçlarını kaşıyan bu provokasyonlar kesinlikle ortak bir kirli aklın oyunu. Kimse bunların tesadüf veya sıradan eylem ve olaylar zinciri olduğu saflığına düşmemizi beklemesin. Bu alçak bir zihniyetin din düşmanlığıdır.

****

Bununla kalıyor mu? Kalmıyor. İstanbul’da başörtülü iki genç kız, kaldırımda yürürken “ben Cumhuriyet kadınıyım” diyerek bağıran faşist bir kadının yumruklu saldırısına uğradığı görüntüleri basına düştü. Benzeri pislik görüntüleri 28 Şubat’ın baskıcı ve vesayetçi günlerinden hatırlıyoruz. Başörtüsüne el uzatılması ya da başı örtülü olmayanların kişilik haklarına saldırı yapılması bu devirde kimsenin haddi de değil hakkı da değildir. İsteyen başını örter, isteyen başı açık gezer. Bu olay başörtülülere değil de başı açık şortlu kadınlara yapılsaydı şuan Türkiye’de kimi çevrelerce yer yerinden oynatılırdı. Sorsan bu sözde demokratlara “AK Parti toplumu bölüyor, inancımıza saygı duymuyor, diktatör Erdoğan” türküsünü halen de tekrarlayacaklar.

****

Bitiyor mu saldırılar? Tabi ki bitmiyor. Cumhurbaşkanımızdan tutun da çocuklara kadar Atatürkçülük üzerinden burada kaleme dahi almaya utanç duyacağım, ağzıma alamayacağım küfürler savuran bir alçaklaşma haline de yine sosyal medyada şahitlik ettik. Alçak bir adam, resmen Atatürkçü olmayanların çocuklarına kadar ağır küfürler ettiği videosunu korkusuzca ve kaygısızca sosyal medyaya servis ediyor. Videodaki Cumhurbaşkanımızdan tutun da çocuklarımıza kadar edilen hakaret ve küfürleri görünce resmen kanım dondu, sinirlerim tepeme çıktı. Sorsan tüm bu saldırıların failleri için deli veya meczup derler. Peki, bu deli veya meczuplar neden sadece hep bu mahalleye saldırırlar, kendi mahallelerinde çok akıllı ve efendiler?                          

****

Evet, ne acıdır ki büyük ekseriyeti Müslüman olan bir toplumda, dindar insan ve İslam düşmanı olan azgın bir güruhun dindar bir çoğunluğu tahrik etme, tuzağa çekme ve onlar üzerinde tahakküm kurma çabalarına şahitlik etmekteyiz. Dertleri ve kinleri; baştaki örtüye değil “örtünün” emrini veren İslam’adır, Kuran’adır, şarap içme yerine namaz kılan dindar bir Cumhurbaşkanınadır. Asıl irtica ve gericilik budur. Kendilerinde, kendileri gibi olmayanların hak ve özgürlüklerine, inanç ve düşüncelerine, kılık ve kıyafetlerine müdahale hakkı gören, içindeki nefreti şiddet ve tacize dönüştüren hastalıklı azgın bir güruhla karşı karşıyayız.

                                                                       ****

Yıllarca dinimizi, kültürümüzü, milli ve manevi değerlerimizi yok saydılar. Bizi kadim tarihimize, köklü kültürümüze, geleneksel değerlerimize yabancı kıldılar. “Gitsinler Arabistan’da okusunlar” dediler, “bedevi gibi çölde yaşasınlar” dediler, “Arap dini ve Arap soyu” diye dini değerlerimizi aşağıladılar. “Bu ülkede sadece Türk etnik ulusu ırksal haklar talep etme hakkına sahiptir. Başka hiçbir ırkın böyle bir hakkı yoktur” diyerek Kürdü, Arabı, Çerkezi, Lazı yok saydılar. “Türk, bu ülkenin yegâne efendisidir, yegâne sahibidir. Saf Türk ırkından olmayanların bu memlekette tek hakları vardır; hizmetçi ve köle olma hakkı” diyerek bu güzelim ülkeye iç isyanları, terör ve şiddeti kanlı bir miras olarak bıraktılar.                                                                             ****

Kinlerinde boğulsalar da bu güzelim ülkeden hiç kimse bir yere gitmiyor. Gidecek birileri varsa onlar da kötü ve kötülüklerdir. Kimse uzaydan gelmedi bu ülkeye. Bu güzelim ülke kimsenin babasından miras kalmış yegâne mülkü de değildir. Bu güzelim ülkede yaşamanın hazzını sadece onlara bırakmaya kimsenin niyeti de yok. Farklılıklara, onlar gibi düşünmeyenlere, onlar gibi inanıp, giyinmeyenlere saygı duymayı, insan gibi beraber yaşamayı muhakkak öğrenecekler. Bunlar daha buz dağının görünen yüzü. Hiç kimse sanmasın bunların taşıdığı tarihsel düşmanlığın bittiğini. Buldukları ilk fırsatta yine başörtüsüne saldıracaklar, yasaklamaya kalkacaklar. Lütfen, pamuk ipliğine bağlı temel hak ve özgürlüklerimizi Anayasal ve yasal güvencelere bağlayın artık.