İdlib'de rejim unsurları (Rusya) tarafından yapılan yoğun topçu atışı neticesinde 8 askerimiz şehit oldu. Allah rahmet eylesin. Başımız sağ olsun.

Rusya ile Libya konusunda ayrı düşen Türkiye, onca anlaşmaya ve ikili görüşmeye rağmen belli ki Suriye’de de karşı karşıya gelecek.


Ve korkarım önümüzdeki yıllar, Rusya ve Türkiye arasında cereyan edecek olan büyük savaşa gebe!

2017 yılında “Mücadelemiz Küresel Şeytani Düzene Karşı” başlığıyla kaleme aldığım bir yazıda bazı sorular sormuştum;

50 yıldır insanları “iki kutuplu dünya” masalıyla uyutan küresel emperyalist düzen, perde arkasında ayarlamalar yaparak dünya ülkelerini kendi aralarında pay ettiler. Bugün de farklı bir şey yapılmıyor.

Britanya AB’den neden ayrıldı? Trump’ın Ortadoğu’dan daha çok Pasifik’e önem vermesi ne anlama geliyor? Yeni Dünya Düzeni projesinde son kertede ABD’nin yeri Pasifik olarak belirlenmiş olabilir mi?


İsrail’in Ortadoğu’daki hedeflerine ulaşması için bölgede Britanya’ya yeni bir rol mü verilecek? Britanya’nın bölgede güçlenip yeniden güç ve nüfuz elde etmesi mi planlanıyor? Bunları zaman gösterecek:

“Yeni Dünya Hükümeti” projesi çerçevesinde yeni bir senaryo mu devreye sokuluyor? Olaylar soru sormaya bile fırsat vermeyecek kadar hızlı gelişiyor. Peki, biz buna ne kadar vakıfız?

Bu soruların üzerinden tam üç yıl geçmiş. Britanya, üyeliğini geçenlerde sonlandırdı. Çin, Coronavirüs marifetiyle tırpanlanıyor.

Bugün de İdlib üzerinden başlayacak yeni bir savaş dönemine giriyoruz.


Kim ne derse desin, 3. Dünya Savaşı’nın arifesindeyiz. Bu dinler savaşıdır. 3. Dünya Savaşı’yla Türkiye’yi haritadan silmek istiyorlar.

Bu savaş, 1. ve 2.Dünya Savaşı’ndan eksik kalan enerji ve nüfuz alanlarının yeniden taksimi değildir. Artık enerji, petrol vs diyen stratejisini yanlış kurar. Bu yeni bir dünya hükümeti kurma savaşıdır. Önce kaos, sonra düzen!

Onun öncesinde korkarım ki Rusya ve Türkiye savaşı var.

Bilirsiniz, Evangelistler dünyayı fethedecek bir mezhep olduklarına inanırlar. Yeni Ahid’in Vahiy bölümünde (16:12-6) “Meleğin altıncı tasını Fırat Irmağı üzerine boşaltacak olması” doğrudan ülkemizi ve İslam coğrafyasını ilgilendirmektedir. Fırat’ın suyunun kuruyacağını düşünüyorlar (belki de GAP’tan beklentileri budur, bilemiyorum.)

Mesih’in geliş sürecini hızlandırarak büyük bir dünya savaşı çıkartmak ve yeni bin yıllık Tanrı İmparatorluğu’nu tesis etmek gibi bir gayeleri olduğunu biliyoruz. Bunu biz değil artık kendileri ifade ediyor.

Bugünlerde ellerinde Eski Ahid ve Yeni Ahid olan Evangelist vaizler ve ABD’li Hristiyan Siyonistler, insanlık tarihini sona erdirecek büyük bir savaştan bahsediyorlar.


Mesih’in ortaya çıkması için Kudüs’ün ele geçirilmesi, Süleyman Mabedi’nin yeniden inşası, İsrail’in nükleer gücü elinde tutması gibi bazı hadiselerin olması gerekiyor.

Çoğu oldu. Nihai hedefleri İslam’ı ortadan kaldırarak senkretik bir dünya dini tesis etmek. Netflix’te millete izlettirilen “Messiah” dizisinde olduğu gibi.

“Evangelist Siyonistler ve Yeni Dünya Düzeni” başlıklı bir yazımda; 1850-1864 yılında Çin’de baş gösteren ve 14 yıl süren, 20 ile 30 milyon insanın öldürüldüğü kanlı, iç çatışmayı hatırlatmıştım.

İsyancıların lideri, “Cennetsel Büyük Refah Devleti" olarak tercüme edilen "Taaging Tiangu"ın kurucusu olan Hong Xiuquan’dı. Evangelist misyonerler tarafından örgütlenen bu yapı 30 milyon insanın canına mal olmuştu.

Xiuquan, "Göksel Taiping Krallığı” ve buna bağlı olarak bir de ordu kurdu. Kendini de Göksel Kral ve İsa Mesih’in erkek kardeşi olarak nitelendirmişti.

Neticede Evangelistler marifetiyle Çin’de kanlı bir senaryo hayata geçirildi. Türkiye’de de epeydir hedeflenen bundan başka bir şey değil.

Bu hatırlatmaları şunun için yapıyorum. Dünyadaki savaşlar, kanlı çatışmalar, paylaşımlar, hastalıklar, terör saldırıları spontane gelişmiyor.


Orta Doğu büyük bir savaşa gebe. 300 yıldır saat gibi işleyen bir senaryonun uzantısı bu. Demem o ki; bugün İdlib üzerinden başlayan sürece çok dikkat edilmelidir. İçeride de “rejim yanlısı” muhalif kesimlere dikkat edilmeli. Büyük bir savaş senaryosunun tam ortasındayız.

Ve emin olun Türkiye, olan bitenin farkında. Ezoterik örgütlerin, uluslararası derin yapıların, finans oligarkların merkezinde ve hedefinde olan bir ülke olduğumuzu biliyoruz.

Türkiye, “ kanlı Mesih projesinin” önünde engel teşkil eden ve direnen tek ülkedir. Allah yardımcımız olsun.