Küresel tefeci sistemin dolar silahı
Fransa her yıl Afrika’da eski sömürgesi olan 14 ülkeden “Koloni vergisi” adı altında yaklaşık 500 milyar dolar para alıyor. Bu ülkelerin yıllık gelirlerinin %85’i Fransa Merkez Bankası’nda toplanıyor. %15’i ise bu ülkelere kalıyor. Ekonomik krize girdiklerinde de Fransa Merkez Bankası’na verdikleri kendi paralarını yüksek faizle borç almak zorunda kalıyorlar. Ne güzel dünya değil mi?

Küresel Servet Raporu’nun 2015 verilerine göre; 250 trilyon dolarlık küresel servetin %50’si, %1’lik kesimin elinde. Dünyada 1 milyarın üzerinde insan, günlük 1 doların altında gelirle yaşama tutunma çabası gösteriyor.

Dünyanın en büyük 50 bankasının toplam varlıklarının büyüklüğü, 187 ülkenin bir yılda ürettiği gayrisafi yurt içi hasılaya denk geliyor. İnsani yardıma duyulan ihtiyaç 15 yıl önce 20 milyar dolar iken, bugün bu rakam 245 milyar dolara ulaştı.

Savaş ve işgallerin dünyaya maliyeti yıllık 15 trilyon dolar! Her yıl 2,3 milyon çocuk yetersiz beslenme nedeniyle ölüyor.

Küresel/emperyal para(dolar) rejimiyle parayı; yağmanın, sömürünün, işgalin ve ölümün aracı haline dönüştürüldüğü bir düzenek inşa edildi. Bir avuç tefecinin insafına terk edildi dünya.

Para/dolar, “Yeni Dünya Düzeni” adlı sapkın projenin etkili bir silahı olarak kullanılıyor. Nixon döneminde serbest dalgalanmaya bırakıldığı günden beri de dünyanın yüzü gülmüyor.

2000’li yıllarda Saddam Hüseyin, petrol alışverişinde dolardan çıkarak euroya geçiş yaptığında Bush, İran ve Kuzey Kore’yi de dahil ederek bu ülkeleri “Şer Ekseni” olarak nitelendirmiş ve Saddam’ın ipini çekmişti.

Bırakın onu, FED merkezli emperyal güç, doları tefeci ailelerin tekelinden çıkarmak isteyen dört ABD başkanının bile kellesini aldı.

Ülkelerin para birimlerini dolar karşısında değersizleştiren ve sürekli borçlandıran, ülkeleri krize sokarak diz çöktürmek suretiyle egemenlik kurma, yıldırma ve dirençlerini kırma yolunda dolar operasyonları düzenleyen bir mekanizma tesis edildi.

1978 yılında para manipülasyonları için tüm şartlar oluşturuldu. 2014 yılı itibariyle de faiz, döviz, borsa üzerinden döndürülen toplam sanal para miktarı yaklaşık 850 trilyon doları bulmuştu! Bu parayla, gelişmekte olan ülkelerin paralarının değeri, dolar karşısında sürekli düşürülmekte ve o ülkelere enflasyon ihraç edilmektedir.

BM, NATO, WTO, IMF, Dünya Bankası ve kredi derecelendirme kuruluşları da yıllardır bu tefeci düzenin birer aracı olarak kullanılıyor.

Bakınız, 1977 yılında ABD Kongresi’nde ilginç bir yasa yürürlüğe konuldu. “Acil Ekonomik Önlem Yasası” adı verilen bu yasaya göre; ABD başkanına dış dünyadan gelebilecek en küçük bir tehdit durumunda, ticareti düzenleme/ambargo koyma ve finansal operasyon yapma konularında sınırsız yetki verildi.

1979 yılında ilk olarak İran’a karşı uygulanan bu yasa, bugün dünyada birçok ülkeye uygulanmaktadır. Bugün de Türkiye’ye karşı benzer bir yaptırım söz konusudur.

Dünyada her geçen gün adaletsizliğe ve kaosa neden olan bu acımasız finans sistemine ilk itiraz Türkiye'den geldi. O yüzden ardı ardına operasyon geçiriyoruz.

Kredi derecelendirme kuruluşlarını birer siyaset kurumu gibi gören Erdoğan, geçenlerde kendi kredi derecelendirme kuruluşumuzu kuralım teklifinde bulunmuştu. Bunlar yenilir yutulur teklifler değildir.

Evangelistler, “Yeni Dünya Düzeni” adlı planlarını üç ayak üzerine oturtmuştur: Para, din ve siyaset. Kendilerini Tanrı’nın seçilmiş kulları olarak gören bu sapkın topluluk; doları, küresel para birimi olarak işgalin ve sömürünün bir numaralı etkili silahı olarak görmektedir.

Ne var ki yakın bir zamanda dolar merkezli küresel para sisteminde ciddi bir kaos yaşanacaktır. Bugün ABD’nin sadece kamu, özel teşebbüs ve özel hane borçları 6 trilyon 700 milyon dolardır. Ron Paul adındaki muhalif bir siyasetçinin de dediği gibi; ABD’nin umursamadan büyüyen borçlarıyla askeri harcamaları eninde sonunda sistemin çökmesine neden olacaktır.

Tüm dünyayı borç batağına iten, para birimlerini esir alan bu kirli düzenek karşısında Türkiye büyümeye devam ediyor. Erdoğan, bu adaletsiz düzene başkaldırdığı için bugün ülkemiz finansal operasyona maruz bırakıldı.

1971 yılından beri karşılıksız basılan dolar ile ülkeleri, bireyleri kontrol altında tutan bu tefeci sisteme tepki göstermeliyiz. Erdoğan'ın bu onurlu mücadelesine destek olmalıyız. Dünya halkları elli yıldır yemeden içmeden yüz tane aileyi besliyor. Artık yeter!

Ufuk Coşkun-Milat