GEÇTİĞİMİZ günlerde meydana gelen Elazığ depreminde kâğıt gibi yıkılan kimi binalardan gördük ki “deprem değil, çürük binalar, sahtekâr müteahhitler ve denetim ihmali” insanları öldürür. Peki, deprem nedeniyle yitirilen onca can ve mal kaybından kimler sorumlu olacak? Depremde meydana gelen ölüm ve yaralanma olaylarında illiyet bağına kesbebilmesi, 3. kişilerin hukuki ve cezai sorumluluğunu kaldırabilmesi için oluşan zararlı sonuca insan faktörünün etkisinin olmaması, yapıların mühendislik kurallarına uygun yapılmış olması gerekir. Yani mühendislik kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına rağmen, deprem nedeniyle yine de yapılar yıkılmışsa burada hukuki ve cezai sorumluluk doğmayacaktır.

***

Muhakkak ki kişilerin cezai ve hukuki sorumluluğu farklı hükümlere ve şartlara tabidir. Hukuki ve cezai sorumluk da süreleri de farklıdır. Müteahhit tarafından yapılan binanın yıkılmasında zamanaşımı aşağıda ayrıntılı bir şekilde ele aldığımız gibi yüksek mahkeme kararlarıyla, yapının tamamlandığı yani oturma izninin alındığı tarihten değil, yapının yıkılma tarihinden başlayacaktır. Bu sayede sorumlular da zamanaşımına takılıp, kurtulamayacaklardır.

Deprem sonrası yıkılan binalarda meydana gelen ölüm ve yaralanma olaylarında “taksirle öldürme veya taksirle yaralama” suçları olacaktır. Çünkü kişinin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı kusurlu bir davranışıyla öngörmeden başka bir kimsenin hayatına son vermesi “taksirle ölüme neden olma” suçunu oluşturmaktadır. Bu suç da TCK madde 85 de düzenlenmiştir. Duruma göre çok kötü yapılarda yani “Banker Bilo” filminde olduğu gibi malzemeden çok fazla çalınmışsa, ucuzun ucuzu kullanılmışsa ve sonuç istenmemesine rağmen yıkımın çok rahatlığı ön görülmüşse “bilinçli taksirle ölüme neden olma” suçu dahi gündeme gelebilir.

***

Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2001/ 2636 E., 2001/ 2900 K., 19.11.2001 tarihli içtihatında “Deprem nedeniyle bina yıkılmasında  suç tarihi, binanın yıkıldığı tarihtir” diyerek zamanaşımı konusuna açıklık getirmiştir. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 2003/ 9261 E., 2003/ 274 K. İçtihatında “Genel bir tehlikeyi içerecek şekilde tahribat ve musibete neden olmak suçunun gerçekleşme anı, tahribat ve musibetin gerçekleşme anıdır. Bu doğrultuda bina yıkılmışsa suç tarihi de binanın yıkıldığı tarihtir” diyerek tartışmalara son noktayı koymuştur.

Yazının Devamı İçin TIKLAYIN