Siyasi bir çekişmenin sonucu mu, eğitim sistemindeki reform çalışmalarının bir gereği mi, gibi sorular ekseninde tartışılan ve neden alındığı hala tam olarak anlaşılamayan, dershaneleri kapatma kararı; kamuoyunda yürütülen tartışmalar sonucunda, tamamen kapatılma gibi olanaksız ve akıldışı bir noktadan, zamana yayarak, işlevsizleştirme gibi farklı bir aşamaya geldi.

 

Nasıl mı gelindi bu aşamaya?

Açıklayalım;

 

Dershanelerin kapatılmasıyla ilgili süreç ilk olarak, 2014 yılından itibaren yeni dershane açılması için ruhsat verilmemesiyle başlayacak. Bu uygulamaya, dershanelerin MEB’in denetimi dışına çıkarılması, okul olabilecek dershanelerin özel okula dönüştürülmesi ile ilgili teşviklerle devam edilecek.

 

Bu adımların yeterli olmayacağını bilen, ancak yaklaşan seçimler nedeniyle de oy kaybı yaşayacağını düşünen AKP iktidarı, sessiz sedasız bir karara daha imza atarak, kamuoyunda çok tepki çekmeden, dershaneleri işlevsizleştirme yolunda kararlılığını sürdürmeye devam ediyor.

 

MEB, 5 yıl önce,  Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğünün, 18.12.2008 tarih ve 7306 sayılı yazısı ile Halk Eğitimi Merkezlerinin, seviye  belirleme sınavlarına hazırlık, örgün eğitime destek, Türkçe matematik gibi kurslar açamayacağını, kursların öncelikle ilköğretim ve ortaöğretim kurumları tarafından açılması, halk eğitim merkezlerinin ise özel öğretim kurumlarının bulunmadığı yerleşim birimlerinde ve ekonomik durumları elverişli olmayan öğrencilere yönelik kurs düzenleyeceğini okullara ve halk eğitim merkezlerine bildirmişti. Kamuoyunda bu karara tepki gösterilmesi ve dava açılması üzerine Danıştay, yürütmeyi durdurma kararı vermiş ve akabinde yazı iptal edilmişti.

 

Danıştay’ın bu iptal kararına rağmen 3 yıldır işlem yapmayan, halk eğitim merkezlerinde ve okullarda sınavlara hazırlık kursları açtırmayarak, öğrencileri dolaylı yoldan okul dışı seçeneklere yönlendirme yoluna giden MEB, Hayat boyu Öğrenme Genel Müdürlüğünün, 25.10.2013 tarih, 3087198 sayı ve “Sınavlara hazırlık” konulu yazısıyla; sözü edilen, Çıraklık ve Yaygın  Eğitim Genel Müdürlüğünün, 18.12.2008 tarih ve 7306 sayılı yazısını, yürürlükten kaldırmıştır.

 

Bu kararla, daha önce dershane olmayan yerleşim birimlerinde sınavlara hazırlık kursları açabilen halk eğitim merkezleri, bundan böyle bütün  yerleşim yerlerinde kurs açabilecektir. Bu kursların öğrenciler açısından “ücretsiz” olması, özellikle dar gelirli aileler yönünden, çekiciliğini ve cazibesini arttıracaktır.

 

Bu adım, öğrencilerin dershanelere olan talebini düşürücü etki yapacak bir adımdır. Bu adımla MEB, dershanelere olan talebin bir kısmını okullara ve halk eğitim merkezlerine yönlendirerek, bu kurumları işlevsizleştirme yolunda bir adım daha atmıştır.

 

Eğitim sistemimizdeki aksayan yönleri düzeltmek için önlemler almak yerine; dershanelerin yıllardır üstlendiği, okullardaki öğretmensizlik sonucu oluşan eğitimde fırsat eşitsizliğini düzeltici rol, ekonomik olanağı olmayan öğrencilere sağlanan olanaklar, istihdam ettiği öğretmenlerle, öğretmen  işsizliğini azaltıcı etki gibi olumlu katkılar göz ardı edilerek, serbest piyasa koşullarında, bu kurumları “zapt-u rapt” altına almaya çalışmak, doğru ve hakkaniyetli bir adım olmayacaktır.

 

Eğitim sistemimizin tek ve  en önemli sorunu dershanelerin varlığıymış gibi, bu kurumlarla uğraşmak yerine, yapılması gereken, kamu eğitiminin niteliğini yükseltici tedbirler alarak, gerek ortaöğretime, gerekse yükseköğretime geçişte, merkezi sınavları en asgari düzeye indirmek, “yönlendirme” sistemini sağlıklı hale getirerek, öğrencilerin yetenekleri doğrultusunda üst eğitim kurumlarına devam etmelerini sağlayacak ortaöğretime ve yükseköğretime geçiş sistemini uygulamaya koymaktır.