Microsoft ile aşının ortak noktası nedir?

Cevap: Bill Gates.

Bir filantropist olarak insanları sevdiği (ama dünya nüfusunun azaltılmasından da yana!) kadar, aşıyı çok seviyor.

Servetinin önemli bir kısmını aşılara harcıyor.

Afrika ve Asya hedefinde.

Oradaki fakir çocuklara ve ailelerine “sağlık” imkanı sunuyor.

Covid-19 krizinde de ön planda.

Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere Birleşmiş Milletler’i parmağında oynatıyor adeta.


Donald Trump buna çok bozuluyor.

Hatta yanı başında korona virüs krizindeki baş adamı Antony Fauci de Gates’e yakın.

Trump, klorokin isimli sıtma ilacının hastalığa iyi geldiğini söylerken, Fauci ‘aşısız hiç bir iyileşme olmaz’ diyor.

Ama Trump, Neocon ekibine dokunamadığı gibi Neocon Fauci’ye de dokunamıyor.

2017’ye dönelim.

Trump’ın başkanlığa geldiği yıla yani.

Hani 1984’ten beri Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Kurumu müdür olan Fauci’nin Georgetown Üniversitesi’nde 11 Ocak 2017’de yaptığı o konuşmaya.

Fauci aynen şunları demişti: “Trump yönetimi hiç şüphesiz sadece grip ve HIV değil, sürpriz bir küresel salgın ile de yüzleşmek zorunda kalacak. Ve bu birkaç yıl içinde kesin olacak.”

Adam hekim değil de sanki Nostradamus.

Bu kadar mı tutar bir öngörü!

AIDS konusunda son 30 yıldır skandal başarısızlıklara imza atan ve Covid 19 aşısı için Bill Gates ile birlikte Gilead Sciences şirketi ile (Gilead ismi de çok ilginç. İsrail kabilelerinden birinin adı olmakla beraber, Netflix’teki Handmaid’s Tale (Hizmetçinin Hikayesi) dizisinde toplumu İncil kurallarına göre yöneten totaliter yönetimin adı. Aynı zamanda Stephen King’in Darktower (Karanlık Kule) kitabında silahşor Roland’ın ülkesinin adı) işbirliği yapan bir isme göre aşırı bir isabet.

Neyse konumuz Gates’in yakın dostu Fauci değil, aşılar.

 Daha doğrusu, Big Pharma denen büyük ilaç endüstrisinin pazarladığı aşılar.

Big Pharma’nın en iyi dostlarından biri Gates tabii ki.

Gates’in milyarlarca dolar bağışlayarak dünyaya sunduğu aşılarla ilgili çok tartışma var.

Mesela çocuk felci aşısı için destek olduğu Hindistan’dan bir olay.

Dünyadan çocuk felcini kaldırmak için DSÖ’nün ayırdığı 1.2 milyar dolarlık bütçenin 450 milyon dolarını sağlayan Gates, bu sayede 2013’te Hindistan’ın “Ulusal Aşılama Teknik Danışma Grubu”nun kontrolünü ele geçirdi.

‘Sabıkalı’ Monsanto ile işbirliği yapıldı, 0-5 yaş grubundaki Hintli çocukların çocuk felci aşıları, kimi bölgelerde tropik iklim şartları yüzünden aşırı doz verildi. Normalde 8-10 doz verilmesi gereken aşıların 50 doza kadar çıktığı gözlendi.

 

Bazı Hintli doktorlar bundan Gates’i suçlamaya başladı.

Hintli bilim insanları tarafından yapılan iki bilimsel yayında, canlı virüs taşıyan çocuk felci aşılarının kimi zaman yan etki olarak (non polio acute flacid paralysis NPAFP–Çocuk felci olmayan akut felç) felce yol açtığını saptadı.

2000 ile 2017 arasında aşılanan 490 bin çocuk bu şekilde felçli kalmıştı.

2017’de Narendra Modi Hükümeti, yabancı donörlerin ülkenin sağlık alanındaki bağımsızlığına tehdit içerebileceği gerekçesiyle Gates ile olan aşı ilişkilerini lağvetti. Reuters’in 8 Şubat 2017 tarihli ve Aditya Kalra imzalı haberinde, kararın Hindistan yönetiminin önemli konulardaki iradesine STK’ların müdahalesinin önlenmesi kampanyası çerçevesinde olduğu bildiriliyordu. Gates’in ismi resmi açıklamada geçmese de, Reuters haberi, “Hindistan Gates Vakfı ile aşılama konusundaki fon ilişkilerini kesti” başlığıyla verdi.

Modi’nin bu kararı aslında Gates aracılığıyla Big Pharma’nın Hindistan’ı test alanı olarak kullanmasına karşıydı.

Hindistan’dakine benzer durumlar, Suriye, Afganistan, Nijerya, Konga, Filipinler ve Pakistan’da da yaşandı.

Dünya Sağlık Örgütü, 2017’de, çocuk felci aşılarındaki virüsün mutasyona uğraması sonucu çok sayıda çocuğun felçli kaldığını ve aşı kaynaklı vakaların normal çocuk felcinden fazla olduğunu kabul etmek zorunda kaldı.

Evet çocuk felci dünyada azalmıştı ama, bu kez aşılardaki canlı virüsün mutasyona uğraması ve yayılması gibi bir durum ortaya çıkmıştı.

Kongo, Filipinler ve Afganistan’da durum vahimdi.

Burada yeni mutant bir virüs salgını görülüyordu.

2018’de dünyada çocuk felci vakalarının yüzde 70’i aşı kaynaklıydı.

HPV AŞILARI
Bill ve Melinda Gates Vakfı’nın desteğiyle, Glaxo Smith Kline ve Merck ilaç şirketleri, 2014’te Hindistan’ın ücra bölgelerindeki 23 bin kız çocuğu üzerinde Rahim Ağzı Kanseri (HPV) aşıları denedi.

Yaşları 10 ile 14 arasında değişen kızlardan 1200’ü ağır yan etkiler altında kaldı.

Yani aşılananların yüzde 5’i.

Bağışıklık sistemleri çöktü ve kısır kaldılar. Bunlardan 7’si öldü.

Skandal olayı inceleyen Hindistan Sağlık Müfettişleri, büyük etik usulsüzlükler saptadı.

Çocuklar aşılanmaya zorlanmıştı, ailelerine baskı yapılmıştı, zorla izin formları imzalatılmıştı ve yan etkilerle karşılaşan kızlara tıbbi yardım yapılmamıştı.

Konuyla ilgili dava halen Hindistan Yüksek Mahkemesinde devam ediyor.

AFRİKA: BİZİ KOBAY OLARAK KULLANIYORLAR
Sadece Asya değil Afrika’da da benzer durumlar vardı.

Gates Vakfı destekli GSK ilaç firması, 2010’da 7 Afrika ülkesinde yeni geliştirdiği 3 fazlı Sıtma aşısını denedi. Aşı yapılan 5949 çocuktan 1048’i, felç ve ateşli nöbet şeklinde ağır yan etkiler yaşadı.

Bunlardan 155’i yaşamını yitirdi.

2012’de yine Çad’da Gates destekli MenAfriVac isimli menenjit aşısı test edilen 500 çocuktan 40’ı felç oldu.

Afrika gazeteleri, bu haberleri “İlaç firmaları bizi kobay olarak kullanıyor” manşetiyle verdi.

 

Kenya’da, 2012 – 2013 yıllarında, 14-49 yaş grubundaki kız ve kadınlara yapılan tetanos aşısının kısırlığa yol açtığına ilişkin bağımsız laboratuvar sonuçları karşısında DSÖ geri adım atıp, hata ettik demek zorunda kalmıştı. Aynı konuda Tanzanya, Filipinler, Meksika ve Nikaragua da suçlamalarda bulundu.

Big Pharma denilen büyük ilaç firmalarıyla iç içe olan Gates, üçüncü dünya ülkelerini kurtarmaktan çok test alanı olarak kullanmakla suçlanıyor. Hatta TED konuşmalarında açıkça ifade ettiği dünya nüfusunu azaltma projesi kapsamında kısırlaştırma suçlamaları da var.

Dünyanın dört bir yanından halk sağlığı uzmanları ise, ne ABD, ne de Çin ama Gates tarafından yönlendirilen DSÖ’yü, hastalıkların asıl kaynağı olan beslenme, hijyen, su ve çevre koşullarını göz ardı ettiği için eleştiriyor.

Korona virüs krizi ile gündeme resmen oturan Bill Gates, sanki tek dünya hükümeti kurulmuş da onun başına geçmiş gibi açıklamalar, talimatlar yağdırıyor.

Son numarası aşı ve yongayı (mikroçip) birleştirmek.

Aslında bu yapıldı bile bir anlamda.

İsviçreli Novartis “sensör based drugs” yani sensör temelli ilaç yöntemini geliştirdiğini duyurdu çoktan.

Yani ilacın veya aşının içindeki nanoteknolojik yongalar, kişiye ait bilgileri dışarıya iletecek, tabii bunun tam tersi de mümkün.

Bu ID 2020 denilen yeni kimlik takip sisteminin de habercisi.

ID2020’nin organizatörleri ile Davos zirvesinde her sene görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski danışmanı Cüneyd Zapsu, Davos’un 2018 yılındaki oturumunda Bloomberg’e verdiği röportajda çok ilginç şeyler söylemişti.

Zapsu’nun Davos’ta dinlediği, teknolojik kehanetleriyle ünlü İsrailli Profesör Yuval Noah Harari’den aktardığı notlara göre günümüz nesli son organik nesil olacak.

Zapsu, 2030’a kadar ufak elit bir grubun (Gates ve Davos mahallesi), bütün insanlığın beynini teknoloji aracılığıyla kontrol edeceğini iddia ediyor. Zapsu, Davos’un 2019’daki oturumunda ise gelecekte genetiğine göre her insana özel ilaç hazırlanacağını söylüyor. Ancak bu durum, genetik yapısına göre ilaç yerine insana özel virüs de üretilebileceği anlamına geliyor.

Gates şimdilik bunu, “Kimin virüse karşı aşılanıp kimin aşılanmadığını bilmemiz için gerekli” ifadesiyle makul bir hale sokuyor.

Ama asıl hedef, Austin, Bangladeş ve Tayland’da yapılan pilot uygulamalarda da olduğu gibi, insanları aşılarken aynı zamanda ID2020 çiplerini de zerk etmek.

Bunun kuşkusuz çok avantajlı yanları da olacak.

İnsanların sağlık durumları sürekli takip altında olacak.

Felç ve kalp krizi riski en aza inecek.

Ama işin içinde sağlığın da ötesinde merkezi kontrol unsurları var.

Dünyayı zengin elitler yönetmeye devam ederse, bu çipler insanlara karşı silah olarak da kullanılabilir.

Hep dediğim gibi, aşıya güveniyorum ama Gates ve ortağı Big Pharma’ya güvenmiyorum.

Dünya, kar ve kazanç değil, eşitlik ve kardeşlik temeli üzerinde ancak bir araya gelebilir.

Bunun için önce hegemonyanın sona ermesi gerekecek.

KAYNAKLAR:

https://www.globalresearch.ca/gates-globalist-vaccine-agenda-win-win-pharma-mandatory-vaccination/5709493

https://www.reuters.com/article/us-india-health-bmgf/india-cuts-some-funding-ties-with-gates-foundation-on-immunization-idUSKBN15N13K

https://www.biometricupdate.com/201909/id2020-and-partners-launch-program-to-provide-digital-id-with-vaccines

Hüseyin VODİNALI

Veryansıntv