İçişleri Bakanı Süleyman Soylu FETÖ ve PKK’lıları kast ederek, “Avrupa'da, Almanya'da öyle terör örgütünün toplantılarına katılıp da ondan sonra gelip Antalya'da, Bodrum'da, Muğla'da tatil yapanlar var ya, onlar için de tedbir aldık” deyince Almanya’dan hemen açıklama geldi.

Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Adebahr, “bu sözler hiç de yararlı olmadı” dedi.

 

Peki terörist denilince Almanlar neden hemen meseleyi üzerlerine alıp, gocundular?


Almanya’da yüzlerce firari FETÖ’cü var.

Kayıtlı en az 14.500 de PKK’lı var.

Bu sayıyı 8 Şubat’ta Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer açıkladı.

Bakan Soylu’nun kastettiği, Alman İçişleri Bakanlığının isim isim kayıt altında tuttuğu 14.500 PKK’lıyla, FETÖ’cülerdi.

Türkiye, Alman pasaportlu teröristlerin sınır dışı edileceğini duyurdu.

Olay bu.

Gayet açık ve net.

Her ülkenin ulusal güvenlik haklarına uygun bir karar.

Türkiye durduk yere terörle bağlantısı olmayan, ilgisi alakası olmayan sıradan Alman vatandaşlarını “ülkemize almayacağız” demiyor ki.

Sadece “teröristleri almayacağız” diyor.

Türkiye’den ya da bir başka ülkeden Almanya’ya her hangi bir terör örgütünün mensubu gitmeye kalksa Almanlar da aynısını yapıyor, yapmalılar da.

O halde neden Türkiye, “Avrupa’dan gelen teröristleri sınır dışı edeceğiz”deyince, bozuluyorlar?

Çünkü Almanya FETÖ konusunda da PKK konusunda da üzerine düşeni yapmıyor.

Resmi olarak ülkelerinde kaç PKK’lı var, hangi eyalette hangi şehirde ne kadar PKK’ya ait dernek, vakıf, bina var, hepsini isim isim, adres adres biliyorlar.

1993’ten bu yana PKK’yı terör örgütü olarak tanımalarına rağmen PKK’ya tam olarak dokunmuyorlar, terör faaliyetlerine izin veriyorlar.

Ara ara bazı PKK dernekleri kapatılıyor, bazı teröristlere yönelik operasyon yapılıyor.

Ama o kadar az ki.

Yine Almanya İçişleri Bakanlığının resmi verilerinden örneklendirelim.

1993’ten bu yana PKK hakkında 180 soruşturma açmışlar.

Büyük çoğunluğunda hiçbir yaptırım uygulanmamış, 26 yılda bugüne kadar sadece ve sadece 90 PKK’lıya ceza verilmiş.

Almanya’nın göz göre göre PKK konusunda bu kadar esnek davranmasının bir çok sebebi var.

Sorunca “evet PKK terör örgütü” diyorlar.

Ama PKK’lılar Almanya’da istedikleri zaman istedikleri şehrin meydanında terör mitingleri yapabiliyor.

PKK elebaşının posterlerini açabiliyor.

Bu nasıl yasak diye sorunca, “katalog” diyorlar.

Nedir o katalog, terör yasakları kataloğu, diyorlar.

Yani Alman İçişlerinin emniyete verdiği bir yasak listesi var.

Örneğin o katalogda PKK elebaşının resminin bulunduğu poster, sarı renkli zemindeyse, yasak anlamına geliyor. Paçavranın rengi farklıysa, üzerinde PKK yazsa da, Öcalan’ın resmi olsa da, yasak listesindekilerle yüzde yüz denklik göstermediğinden yasak kalkıyor.

PKK’lılar bu işi yıllar önce çözmüş, listeyi biliyorlar, ona göre farklı isimlerde, farklı renklerde paçavralarla meydanlara inebilip, terör propagandalarını gayet rahat bir şekilde yapabiliyorlar.

Emniyetin elindeki yasak listesinde PKK’ya ait derneklerin isimleri var.

Terör örgütü o listedekilerin dışında bir isim buluyor ve derneğin tabelasını değiştirip, terör faaliyetini Alman kanunlarına uygun bir şekle sokabiliyor.

Buradan bakınca Alman İçişleri Bakanlığının “14500 PKK’lı var” beyanı da eksik kalıyor.

Çünkü bu 14500 kişi Alman emniyetinin elindeki yasak listesinde kaydı olanlar.

Peki ya hokus pokus yapanlar ne olacak?

Ama eğer terörist, yasak listesinde ismi olmayan tabela değişikliği yapılmış PKK derneğine üyeyse o zaman Alman İçişlerinin 14500 kişilik PKK’lı listesinden çok daha fazlası var, demek.

Onların sayısını vermiyorlar. Oysa Alman istihbaratı kimin ne olduğunu çok iyi biliyor.

Almanya PKK’ya böylesine sahip çıkarak, yıllarca Türkiye’de terör faaliyetlerine girişti.

Şimdi yapamayacaklar.

Çünkü Türkiye Alman PKK’lıları ülkeye sokmayacak.

Bundan rahatsız oluyorlar.

Çünkü bunların sadece terörist olmama ihtimali de var.

Bir çoğunun Alman istihbaratı için casusluk yaptığı biliniyor.

PKK’nın Hendek saldırılarında Sur’da, Cizre’de televizyon muhabiri, gazeteci kılığına girip, halkı kışkırtmaya kalkıyor, askerimizi polisimizi suçlu göstermeye çalışıyor, uluslararası kamuoyunda algı oluşturuyor, medya dışında sahada istihbarat topluyor, PKK terör örgütüne direk yataklık ediyorlardı.

Almanya’daki firari FETÖ’cüler de öyle. 15 Temmuz sonrası kaçıp gidenler, Alman istihbaratı tarafından kullanılıyor.

Alman istihbaratının 2017 ve 2018 yıllarında FETÖ’ye bütçe ayırdığı ortaya çıktı.

Bu durum Alman vekiller tarafından meclise sorulduğunda Merkel hükümeti “istihbarat faaliyetlerine zarar gelebileceği için bunları kamuyla paylaşamayız” cevabını verdi.

Kendi sınırlarında PKK’yı da FETÖ’yü da kullanmaya devam edecekler.

Ama Türkiye’de yapamayacaklar.

Ve 31 Mart yerel seçimleri öncesinde bunu yapamayacak olmalarının bilincindeler.

İşte o yüzden Türkiye’nin gayet haklı olduğu bir meselede, “teröristleri ülkemize sokmayacağız” kararına bozuluyorlar.

KAYNAK:HABER7