EĞİTİM VE ÖĞRETİMDE İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLERİNİN ROLÜ ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ
Bu yazıyı 5 Aralık 2018 ve 7 Aralık 2018 tarihinde İstanbul’da Öncü Okul Yöneticileri ve Enderun Özgün Eğitimciler Derneğinin organize ettiği, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı’nın katıldığı programları izledikten sonra kaleme alma gereği duydum. Çünkü her iki toplantıda gördüğüm genel hava Türkiye’nin fotoğrafını yansıtan İstanbul’da eğitim dünyasında yaşanan sorunların çözümü için bu şehre atanan yeni il milli eğitim müdüründen ciddi anlamda bir beklenti oluşmuş. 
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı’nın neler konuştuğunu, kendisine neler sorulduğundan söz etmeden önce yaklaşık yirmi yıldır İstanbul’daki eğitimin içinde olan, yaşananlara şahit olan biri olarak eğitim ve öğretimde bir il milli eğitim müdürünün rolü üzerine birkaç cümle yazmak istiyorum.
Malumunuz dershanelerin kapatılma sürecine girmesi, özel eğitim kurumlarında görev yapan bazı kişilerin Milli Eğitim Bakanlığında üst düzey yönetici yapılması, ücretler, özlük haklarında yaşanan sorunlardan dolayı eğitimcilerin devlet kurumlarında görev almalarını hızlandırdı. Bilindiği üzere resmi kurumların il müdürlükleri gibi birçok kurumun yöneticisinin görevlendirilmesi siyasi iradenin bir tercihi olunca pek ala bir şehre il milli eğitim müdürü veya daha başka bir üst göreve de getirilebilir. Burada kişi kişinin yolunun bir köy okuluna düşmesi, sınıftan gelmesi veya bir akademisyen olması gibi şartlara ihtiyaç duyulmaz. Çünkü siyasi irade bu tür görevlere atadığı kişilerin öncelikle kendileriyle uyumlu olmasına dikkat eder. Geçmiş dönemlere baktığımızda Türkiye Büyük Meclisinde milli eğitim komisyonunda görev yapan birçok milletvekilinin de milli eğitim kökenli olmadığı dikkate alındığında bu işlerde nelerin esas alındığı daha iyi anlaşılacaktır.
Yukarıda da belirttiğim üzere öncü okul yöneticileri ve Enderun Özgün Eğitimciler Derneği tarafından ayrı ortamlarda organize edilen programlarda konuşan İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı hocanın katıldığı programlardaki genel hava İstanbul’da eğitim dünyasında yaşanan birçok sorunun var olduğu ve bu sorunların çözümü için atanan yeni il milli eğitim müdüründen de büyük bir beklenti oluşmuş. Biz de gelişmeleri takip ediyoruz.
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı Öncü Okul Yöneticileri Derneğindeki programda sorulan sorulara verdiği cevapları özetledim. İşte o cevaplardan bazıları:
‘Kaliteli bir eğitim iyi yöneticilikle olur. Okul yöneticilerinin gereksiz is yükü, çok doküman gerektiren uygulama ve çalışmalardan uzak durmalı. Okul yöneticiliğinde uzmanlaşma, kademe arttıkça teknik becerilerin azalması, iletişimsel becerilerinin artması, okul yöneticisinin işlerin mantık ve genel çerçevesine hakim olması, bu işlerin müdür yardımcıları tarafından yürütülmesi gerekir. Eğitimde iyileştirmeye açık alanları tespit edip sunmaya çalışıyoruz. Veli akademilerini de bu amaçla başlattık. İstiyoruz ki okul kendi velileriyle buluşsun, velileri de sürece katalım. Pansiyonlarda kalan öğrenciler için “Yurdumun Değerleri” isimli projeyi başlattık. Yurtlarımızda kalan çocuklarımızın değerlerini unutmadan kalabilmelerini önemsiyoruz, Çocuklarımıza anlam ve değer yüklemek istiyoruz. “Umudum Öğretmenim” adlı çalışma ile anne babadan yoksun çocuklarımızla ilgili olarak çocuklara akademik destek sağlamayı planlıyoruz. Özellikle de okul terkine neden olan akademik sıkıntıyı ortadan kaldırmayı istiyoruz. Öğretmenlik bir sınıf yöneticiliğidir. Öğretmeni sınıftan koparacak niteliksiz çalışmalara izin vermeyeceğiz. Haksızsam doğruyu gösteren olunca kararımı değiştiririm. İlçelerde sürdürülen projelerin verimliliğini, özel büroda görevlendirilen öğretmenlerin durumu hakkında bilgi talep edeceğim. Bilgimiz dışında gerçekleşen yanlış uygulamalardan, gereksiz iş yükünden haberimiz olursa hemen müdahale ederiz. Bütün egolardan sıyrılmak gereklidir. Kişisel gelişim ve ölçüm için parametreler geliştirerek veriye dayalı yönetim planlaması yapıyoruz. Benim Milli Eğitim Bakanı ile çok eskiye dayanan tanışıklığım yok. Ancak il müdürü olarak atanmamdan önce yaptığımız görüşmede bazı çalışmalarımdan haberdar olduğunu gördüm. Lisans eğitimimden sonra bir de 4 yıllık bir eğitim yönetimi bölümünde akademik çalışma yaptım. Eğitimin tüm süreçlerinden haberdarım. Göreve başlar başlamaz öğretmen ve idarecilerin neden çok disiplin cezası aldıkları konusu üzerinde bir çalışma başlattık. İstanbul’a yönelik stratejik hedefleri Eylül ayında açıkladık ve buna göre çalışıyoruz. Ölçme değerlendirme merkezini kurduk. Öğrencilerimiz için beceri atölyesi kurulacak. Yapılacak plan ve işler için STK‘ların etkisinin önemli olduğuna inanıyoruz. Eğitimi eğitimcilerle birlikte konuşmayı önemsiyoruz. Bu tür buluşmalarımız devam edecektir. ’
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı Enderun Özgün Eğitimciler Derneği tarafından Eyüp Sultanda bulunan Bahariye Mevlevihanesinde düzenlenen programda ise özetle şunları söyledi:
‘Bizden önce yapılmış güzel çalışmaları ileriye taşımaya, İstanbul daki güzel birikimi sürdürmeye, eğitime yenilikçi bir anlayışla yaklaşmaya çalışıyoruz. Yenilikçilik iyi çalışmaları sürdürmek, güzel çalışmaları keşfetmek, sürekli iyileşmeyi hedeflemektir. Ben enkaz devraldım demek yanlıştır. Önemli olan iyi olanı, iyilikleri sürdürmektir. Eğitimcinin işi yıkmak değildir. Vizyon belgesi kendi kendimize söz vermektir. İyileşmeyi ve yenileşme kültürümüzde var olan iki günü bir eşit olmaz anlayışını ifade eder. Cumhurbaşkanımızın vizyon belgesinin tanıtımında söylediği aklıselim, kalbiselim sahibi olan bir nesil yetiştirme hedefine dikkat edeceğiz. Hedefimiz çağa uygun bir birey yetiştirmektir. Eğitimin dönüştürücü gücüne inanıyoruz. Yerel ile evrenseli birlikte ele almak gerekirse. Bu ülkeyi, milli ve kültürel değerleri birlikte ele almak gerekir. Gelişmelerin ahlâki bir temeli yoksa bu gelişmeler istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Çocuğun aldığı eğitimin ülkesine en iyi hizmet etmeyi hedeflemelidir. Eğitimdeki yenilemeyi herkesin kendisinde, sınıfında başlatması gerekir. Yenilikçilik eğitimin bütün paydaşlarının harekete geçmesi, herkesin birlikte katkıda bulunma hareketidir. Yarının sorunlu nesilleri olmasın diye hep birlikte harekete geçmeliyiz. Fuat Sezgin gibi az uyuyan çok çalışan ilim adamlarına ihtiyaç var. Başkalarını yargılamadan önce kendimizi yenilemeliyiz. Bütün kamu kurumlarının müdürlükleri ile işbirliği yaparak çocuklarımıza yatırım yapmalıyız. Yaptığımız projelerin gönüllülük esasına dayanmasına dikkat ediyoruz. Yapılan işlerin angaryadan uzak olması gerekir.’
BU İL MÜDÜRÜNÜN DEĞERİNİ BİLELİM!...
Özetle diyorum ki kendisiyle yakın çalışma arkadaşlarının bile görüşmekten çekindiği, makam sarhoşu olan, ne oldum delisi olan, önüne konula evrakları araştırmadan imzalayan, eğitimcileri mağdur eden milli eğitim müdürlerini de görmüş bir eğitim emekçisi olarak diyorum ki bu eğitim gönüllüsü, cep telefonunu eğitimcilerle rahatlıkla paylaşan İstanbul’un eğitim lideri Levent Yazıcı hocanın çabalarına destek olmak herkesin görevidir. Sınıftan, sahadan, eğitim ve öğretimin yaşandığı tüm süreçleri birebir yaşayan; isminin önünde akademik unvan olmayan, koşan, koşturan, emek harcayan, takım ruhu ile hareket eden, mesaisinin tümünü eğitime harcayan, kendisinden önceki müdürlerin yaptıkları güzel çalışmalara atıfta bulunma erdemini gösteren, tevazu sahibi bir eğitim lideri olmaya çalışan, haklıya hakkını; hak etmeyene ise durması gereken yeri gösterecek, istişare edecek, eğitimciler arasındaki mesafeyi kaldıracak, talimatlarla eğitimcileri cezalandırmayacak, okul idarecilerinin yaşadığı zorlukları görecek, çözüm üretecek, stokları dışlamayan ancak onların güdümüne de girmeyen, eğitimcileri mağdur etmeyecek, emek harcayanları takdir ve teşvik edecek, eğitimi masa başından ve dar bir çevre ile idare etmeyecek geniş ufuklu eğitim idarecilerine büyük ihtiyacımız var.
Anadolu ruhuna sahip, liyakati, adaleti önemseyen ve emeğe değer veren idarecilerin birileri tarafından önünün kesilmesine de fırsat verilmemelidir. Elbette başka illerde de bu şekilde çalışan egitim yöneticileri vardır. Ancak İstanbul özellikle önemlidir. Bize düşen emek harcayan tüm eğitim yöneticilerini takdir etmektir. Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı iyi yönetilirse diğer alanlardaki birçok eksik eğitim sayesinde giderilir. 11.12.2018
Mahmut Balcı Eğitimci Yazar