Pandemi sürecinin en çok tartışılan konularından biri de eğitim süreci oldu. Tüm eğitim-öğretim kademelerinde uygulanan hibrit, uzaktan öğretim sistemlerin verimliliği tartışma konusu olmaya devam ediyor. Ancak uzaktan eğitim sürecini en iyi yürüten kurumların başında gelen İstanbul Topkapı Üniversitesi, pandemi sürecinde eğitim alanında yaşanan gelişmelere mercek tuttu.

Proje yürütücülüğünü İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Barış Bulunmaz’ın yaptığı ve araştırma görevlileri Ramazan Bilge, Bahşende Çoban ve Berna Uysal’ın da proje araştırmacıları olarak yer aldığı “Pandemi Sürecinde Üniversitelerde Eğitim Yöntemleri ve Verimlilik Araştırması” başlıklı, 14 ay süren İstanbul Topkapı Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projesi tamamlandı. Birinci bölümde; eğitim bilimleri, psikoloji ve bilişim perspektifinden pandemi sürecine yönelik akademik bakışın gerçekleştirildiği bilimsel araştırma projesinde; pandemi süreci ve eğitim uygulamaları, psikoloji üzerinden pandemi dönemini okumak ile bilişim teknolojileri ve pandemi dönemi ele alınarak, bilimsel ve sosyal analizler yapıldı ve sürece yönelik yorumlarda bulunuldu.

“Araştırma 15 üniversiteden, bin 604 öğrenci ile hazırlandı”

Projenin ikinci bölümünde ise; pandemi sürecinde eğitim yöntemlerinde verimlilik ve üniversite öğrencilerine yönelik, İstanbul’da yer alan 15 üniversiteyi ve bin 604 öğrenciyi kapsayan çok boyutlu bir araştırma gerçekleştirildi.

Projeye yönelik olarak proje yöneticisi Prof. Dr. Barış Bulunmaz şunları söyledi: “Projenin muhteviyatını ve sorunsalını açık bir biçimde ortaya koymak için, Türkiye’deki üniversitelerde uzaktan eğitim faaliyetlerinin nasıl ve hangi yöntemlerle gerçekleştirildiği, bu sürecin en hassas yerinde bulunan üniversite öğrencilerinin bu faaliyetlerden ne kadar faydalandığı ve verimlilik elde ettiği ana amaç sorusu çerçevesinde, projenin hedeflediği temel veriyi elde etmek için üç ayrı araştırma sorusu, üç ayrı hedef kitlenin analizini oluşturacak şekilde tasarlandı. Öncelikli olarak; Covid-19 pandemisi sürecinde üniversitelerin uzaktan eğitim birimlerinin hangi altyapı ve metotları kullanarak eğitim faaliyetlerini bir aksaklığa neden olmayacak şekilde gerçekleştirdiği irdelendi, daha sonra uzaktan eğitim faaliyetlerinin uygulayıcısı konumunda bulunan öğretim elemanlarının dijital teknolojileri kullanma konusundaki yetkinliğinin ne düzeyde olduğu saptanmaya çalışıldı ve son olarak da pandemi sürecinin ortaya çıkardığı uzaktan eğitim uygulamalarının alıcısı konumunda bulunan üniversite öğrencilerinin bu uygulamalardan elde ettiği verimlilik düzeyi araştırıldı. Üç ayrı hedef kitle olmasına rağmen, nesnellik ölçütünün daha somut verilere dayandırılması ve manipülatif bir tarafa kaymaması adına ilk iki araştırma sorusu uzaktan eğitim birimlerinde çalışan personele, üçüncü araştırma sorusu ise üniversite öğrencilerine uygulandı. Böylelikle uzaktan eğitim faaliyetlerinin tüm paydaşları olan; uzaktan eğitim birimlerinde çalışanlar, öğretim elemanları ve öğrenciler araştırma evreninin veri toplama kaynakları olarak belirlendi. Aslında bu yöntem sayesinde işin teknik tarafını, uygulayıcısını ve alıcısını aynı potada eriterek, herkese söz hakkı tanıyarak, taraf olmayarak, tek taraflı bakmayarak, bilimsel etik kurallarının gerektirdiği çoğunlukçu, nesnel, tarafsız, geçerliliği ve güvenilirliği sınanmış verinin/bilginin elde edilme imkanı bulundu.”

“Evrensel düzeyde ülkemize fayda sağlayacak çalışmalara devam edeceğiz”

Projeden elde edilen verilerin İstanbul Topkapı Üniversitesi tarafından bilimsel bir rapor şeklinde kitap haline getirildikten sonra kamuoyu ile paylaşılacağını ifade eden Prof. Dr. Bulunmaz, “Elde edilen verilerin ufak bir kısmını temmuz ayının başında İspanya’nın Mallorca şehrinde gerçekleştirilecek uluslararası bir konferansta paylaşacağız. Daha sonra ise projeden elde edilen veriler çerçevesinde üretilecek üç bilimsel yayın daha yapacağız. Sonuç olarak; bir yıldan fazla bir süreyi kapsayan, sadece uygulama aşaması dört ayı bulan, bilimsel geçerlilik ve güvenilirlik konusunda azami gayret gösterilen, etik ilkelere sıkı sıkıya bağlı ve ülkemizin eğitim havuzuna bir nebze olsun katkı sağlamayı amaçlayan bilimsel araştırma projemizi tamamladık. Bizler elimizden geldiğince iyisini ve doğrusunu yapmaya çalıştık, hatalarımız ya da gözümüzden kaçanlar mutlaka olmuştur, umarız bayrak yarışı olarak gördüğümüz bu bilim koşusunda hem farklı disiplinler üzerinden ilave katkı sağlayacaklar hem de daha iyisini yapacaklar olur. Daha nice projelere, bilimsel dünyanın hakkettiği katkılara ve evrensel düzeyde ülkemize fayda sağlayacak çalışmalara üniversite olarak devam edeceğiz” dedi.