Beyaz eşya sektörü 2020 yılında bir önceki yıla göre yüzde 16 büyüdü. Toplam satışlar ise 2019 yılının yüzde 4 üzerinde gerçekleşerek 30 milyon adet seviyesine yaklaştı.

2020 yılı Ocak-Aralık döneminde 6 ana üründe Türkiye beyaz eşya satışları bir önceki yıla göre yüzde 16 oranında artarak 7 milyon 750 bin adet olarak gerçekleşti. Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD), online düzenlediği basın toplantısı ile 2020 yılının sektör değerlendirmesini yaptı. TÜRKBESD verilerine göre üye firmaların 6 ana üründeki Türkiye satışları pandemi koşullarına rağmen bir önceki yıla kıyasla yüzde 16 oranında arttı. İç satış ve ihracat olmak üzere toplam satışları ise 2019 yılına göre yüzde 4 oranında artış gösterdi. TÜRKBESD Başkanı Can Dinçer, “COVID-19 kısıtlamaları ve pandeminin genel ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerine karşın beyaz eşya sektörü zor bir yılı başarılı sonuçlarla geride bıraktı. Artan hijyen ihtiyacı, zamanımızın büyük çoğunluğunu evlerde geçirmemiz ve konut satışlarındaki artış beyaz eşyaya talebi artırdı. Bizler de TÜRKBESD üyesi firmalar olarak en üst seviyede önlemleri alarak müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamak için var gücümüzle çalıştık. Ocak-Aralık 2020 döneminde 6 ana üründe Türkiye satışlarımız bir önceki yıla göre yüzde 16 oranında artarak 7 milyon 750 bin adet olarak gerçekleşti. En büyük yurt dışı pazarımız olan Avrupa’nın pandemiden en ağır biçimde etkilenmesine rağmen ihracatımızı korumayı başardık. İç satış ve ihracat olmak üzere toplam satışlarımız 2019 yılının yüzde 4 üzerinde gerçekleşerek 30 milyon adet seviyesine yaklaştı” dedi

“Birleşik Krallık ile imzalanan STA’yı güncel tutmak önemli”

Sektör ihracatının son 20 yılda 10 kat arttığını ve Türkiye ile en büyük ihracat pazarı olan Birleşik Krallık ile arasında Serbest Ticaret Anlaşması’nın imzalanarak yürürlüğe girmesinden duydukları memnuniyeti dile getiren Dinçer, “Birleşik Krallık’la imzalanan STA, Türkiye Beyaz Eşya üreticilerinin uluslararası rekabet gücünün korunması ve pandemi sonrası normale dönüşü hızlandırmak adına büyük önem taşımaktadır. Bu süreçte yoğun gayret sarf eden Ticaret Bakanlığı’mıza müteşekkir olduğumuzu bir kez daha ifade etmek isteriz. Önümüzdeki süreçte İngiltere pazarındaki rekabetçiliğimiz açısından özellikle Birleşik Krallık’ın Üçüncü ülkeler ile gerçekleştireceği anlaşmaları ve içeriklerini yakından takip etmemiz gerekiyor. Mevcut STA’mızın, önümüzdeki süreçte küresel gelişmeler ve ihtiyaçlar doğrultusunda yeni fırsatların değerlendirilmesine imkân verecek şekilde güncel tutulması önemlidir. Bu noktada, Bakanlığımız ile iş birliğine hazır olduğumuzu bir kez daha dile getirmek isteriz” şeklinde konuştu.

Pandemi ile birlikte Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri için uzaktan çalışma düzenlemelerinin hayata geçirilmesine ihtiyaç duyulduğunu belirten TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Sultar, “Ar-Ge ve Tasarım merkezleri için belli oranlar içerisinde uzaktan çalışmanın önünün açılmasını öngören “Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini” memnuniyetle karşıladığımızı belirtmek isteriz. Bununla birlikte tasarım, analiz, yazılım gibi konularda daha çok verim alınabilmesi için taslakta belirtilen oranların artırılarak COVID-19 sonrasında da uzaktan çalışmanın en az yüzde 50 olarak uygulanması ve bu oranın yüzde 75’e kadar Sayın Cumhurbaşkanımız’ın yetkisiyle artırılabilmesi konusunda 5746 ve 4691 sayılı yasalarda gerekli düzenlemelerin yapılması önem arz ediyor” dedi.

“Enerji verimliliği ve dijital dönüşüm için özel teşvik sistemlerine ihtiyaç var”

Sektörün ihracatta rekabet gücünü sürdürmek adına, kendi çabasıyla bazı yatırımları devreye aldığını ifade eden TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Özkadı, “11. Kalkınma Planı’nda sektörümüz için bu alanlarda özel bir destek öngörüsü bulunmaktadır. Ancak söz konusu teşvik öngörüsü, mevcut yatırım teşvik mevzuatı kapsamında değerlendirilmekte olup, bugüne kadar maalesef hayata geçirilememiştir. Beyaz eşya sektörünün ihracatta rekabetçi yapısını ve yurt içi ekosistemi koruyabilmesi, böylece istihdam ve ülke ekonomisine sağladığı katkılara güçlü bir şekilde devam edebilmesi için AB yeni enerji etiketi mevzuatlarına uyum ve dijital dönüşüm alanında özel bir teşvik sisteminin oluşturulması konusunda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın ilgileri talep edilmektedir. Yeni enerji etiketi mevzuatı sürecinde sektörümüzle çok yakın iş birliği içinde bulunan Bakanlığımıza müteşekkiriz. Çerçeve mevzuatın yakın zamanda Resmi Gazete’de yayımlanmasını bekliyoruz. Böylece ülkemizde daha yüksek enerji verimliliğine sahip beyaz eşyaların satılmasının önü açılmış olacaktır” ifadelerini kullandı.

Yüksek enerji verimli ürünlerin yaygınlaşmasının hem bireysel hem de milli tasarrufa katkı sağlayacağını, TÜRKBESD üyelerinin dönüşüm için tüm hazırlıkları yaptığını belirten Özkadı, yeni enerji etiketi uygulaması hakkında da bilgi verdi. İlk etapta yeni enerji etiketi uygulamasının bulaşık makinesi, çamaşır makinesi ve buzdolabı ürün gruplarında başlayacağını belirten Fatih Özkadı, “Bu ürün gruplarında A+’dan A+++’ya şeklinde ifade edilen enerji verimliliği işaretleri A’dan F’ye kadar olan harflerle ifade edilmeye başlayacaktır. Tüketicilerimize, bilinçli seçim yapabilmeleri için ürünlerin üzerindeki enerji tüketimi değerlerini incelemelerini tavsiye ediyoruz” dedi.

“Sektör Yassı Çelik tedarikinde sıkıntı yaşıyor”

Basın toplantısında TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yavuz da beyaz eşyanın temel girdisi olan yassı çelik temininde son dönem yaşanan sıkıntıların beyaz eşya üretimini ve ihracatını olumsuz etkileyecek seviyeye ulaştığına dikkat çekti. Yavuz, “Yurt içinde yassı sac vergilerinin oluşturduğu etki ile piyasada bozulma yaşanmakta ve uygulanan vergi oranı doğrultusunda piyasa fiyatları artmaktadır. Özellikle ihracatın öneminin çok daha öne çıktığı bir dönemde, girdi temininde yaşanan bu zorluklar maliyetleri artırmakta ve üretimi riske sokmaktadır” dedi. Avrupa Birliği tarafından başlatılan anti-damping önleminin ardından Türkiye’de yakın zamanda yassı sıcak sac için açılan anti damping soruşturmasının kaygı oluşturduğunu da ifade eden Yavuz, “Gümrük birliğinin modernizasyonu vizyonu ve sektörümüzün birinci ihracat pazarının AB olması sebebiyle, misilleme olarak algılanabilecek yaklaşımların ihracata olumsuz etki etme riski olduğunu düşünüyoruz. Sektörün önümüzdeki dönemde ihracat ve üretim rekabetçiliğinin olumsuz etkilenmemesi adına yassı çelik ürünlerinde gümrük vergisi politikasının gözden geçirilmesi önem arz etmektedir” diyerek sözlerini tamamladı.