Herkesin hayatında aşina olduğu bir matematik problemi bulunur.
Benim kıl olduklarım var. En başta gelen de iki trenin karşılaştıkları anda ne kadar yol katettiğiyle ilgili olandır.
Böyle problemleri hiç çözemedim. Çünkü hep trenlerin içindeki insanları düşündüm ben. Nereden gelip nereye gidiyorlardı? Eğer trendeysem, yol boyunca gözümün önünden akıp giden evlerde yaşayanları tanımak istedim. Bir de uçsuz bucaksız tarlalarda, arkasındaki sabanlarla ağır ağır toprağı altüst edip ekime hazırlayan traktör sürücülerinin yerine koydum kendimi.
Büyüleyiciydi.
Yıllar sonra anladım ki insana ve toprağa dair problemleri çözmeye meyilliydim ben. Yaz tatillerimde köye gittiğimde yalınayak dolaşma takıntım da toprağa dokunmakla ilgiliydi zaten. Traktör sürmek ise Nazım’ın “Yalnayak” adlı şiirindeki dizeleriyle aklıma gelirdi hep:
“Köylünün toprağa hasreti var/Toprağın hasreti makinalar.”
Yetişkinliğimde çiftçi olmak istediğimi söyledim aileme. Hayal kırıklıklarını yüzlerinde okudum. Onları da mutlu edeyim diye kariyer planlamamı Ziraat Fakültesi'ne kaydolmaya dönüştürdüm. Gelgelelim Ziraat Fakültesi’ne girebilmek için de tren problemlerini çözmek, yani matematik gerekiyordu.
Kazanamadım tabii.
İnsanlar ve doğa, gazeteciliği tercih etmemdeki motive edici etken oldu. Uzun yıllar çevre muhabirliği yaptım. Şimdi o tutkumu bahçemde sebze meyve yetiştirerek gidermeye çalışıyorum. Bahçemde bir de kümesim mevcut. Dört tavuk ve bir horozum vardı ama komşu köpeğinin saldırısı, hastalık derken bir yıl sonra ara verdim. Tüm bunları yazı ve programlarımdan kalan vaktimde yapıyorum.
Neyse, bu hayat hikâyesi kesitini neden anlattım biliyor musunuz?
Şu ELEKTRİKLİ TRAKTÖR HABERİNİ aldıktan sonra duyduğum mutluluk yüzünden. İnşallah bir arıza çıkmadan üretime seri olarak başlarlar.
Çünkü bu proje köylünün en büyük maliyet kalemlerinden biri olan MAZOT GİDERİNİ neredeyse sıfırlayacak.
Tarih tekerrür etmesin artık. Bu projeye ve projeyi hayata geçiren ekibe Türkiye sahip çıkmalı.
 
GEÇMİŞİMİZ YOK EDİLEN BAŞARILARLA DOLU
 
Çocuklarımız geçmişte olan biteni masal gibi dinliyor ve inanın ki anlamlandıramıyor.
-Aslında biz, ilk otomobili 1961'de sadece 4,5 ayda yaptık, yola çıkarttık, sonra 29 Ekim resmigeçit töreninde benzin koymayı unuttuk, müzelik ettik.
-Aslında biz, dünyanın en gelişmiş ülkeleri ile aynı zamanda İstanbul, Eskişehir ve Kayseri'de hem devlet eliyle, hem özel sektör eliyle yüzlerce uçak yaptık, sonra Amerika daha ucuza veriyor diye fabrikaları kapattık.
-Aslında 4 tane uçak fabrikamız (Kayseri, Eskişehir, Vecihi Hürkuş, Nuri Demirağ fabrikaları) vardı.
-Aslında biz, dünyanın en iyi tren lokomotiflerinden Bozkurt'u Sivas'ta, Karakurt'u Eskişehir'de (1961) yaptık, sonra üretimden vazgeçtik yurt dışından almaya başladık.
-Aslında biz, Türkiye’nin ilk yerli traktörü HSG'yi, 1963 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde ürettik. Ancak seri üretime geçemeyen HSG artık yalnızca müze ve fotoğraflarda yaşıyor.
Bu hikâyeleri dinleyen günümüz genci “Siz mal mısınız?” diye sorar.
Doğru soru.
Bu yüzden ELEKTRİKLİ TRAKTÖR müthiş bir projedir. 105 beygir güç, 45 dakika şarj ile 7 saatlik toplam 20 liraya mal olan çalışma süresi ile çok verimli ve güçlü bir prototip.
Önümüzdeki yıl seri üretime geçilecek.
 
ENGELLEMEK İÇİN HER ŞEYİ YAPACAKLAR
 
Haber verelim:
Bu projeye engel olmak için her şeyi yapacaklar, her şeyden önce içimizdeki hainleri satın alıp, bu projeyi itibarsızlaştırmaya başlayacaklar. Bazı muhalif yazarlar başladı bile.
Birkaç istatistik verelim SEBEBİNİ açıklamak için:
2018 yılı itibarıyla Türkiye'deki traktör sayısı 1 milyon 800 bin adet. Harcadıkları mazot miktarı ise 3,5 milyar litre. Mazotun litre fiyatıyla bu miktarı çarpın Türkiye’ye kalacak 20 milyar lirayı bulursunuz.
Her bir traktörün ihtiyacı olan yedek parça sayısı ne kadar peki? Bir düşünün.
Evet, mazot giderini güneş panelleriyle elde edilen elektrik sayesinde sıfıra düşüren Elektrikli Traktör projesine engel olmak için dünyanın en büyük traktör firmaları boş durur mu?
Bu projede çalışan herkesi görevden aldırmak için, binbir türlü iftiralar atılacak.
Dünya devi yakıt şirketleri, 3,5 milyar litrelik mazot pazarı ellerinden çıkmasın diye, bu projeyi bitirmek için milyarlarca lira para harcayacaklar.
Sadece bir hatırlatma. Üzerimde kalmasın istedim.(*)
.....
(*) Bu bilgiler için değerli dostum Oğuz Berk’e teşekkürlerimle.