Yaşanan polis intiharları dikkat çekici boyutlara ulaştı. 2022 yılının mayıs ayına kadar 25 polis intihar etti. Zor koşullarda görev yapan Emniyet personelinin intihar etme nedenleri üzerine ise detaylı bir çalışma henüz kamuoyu ile paylaşılmadı.
Şırnak'ta Özel Harekat Polisi olarak görev yapan Alpaslan Soylu amirlerinden gördüğü mobbing nedeniyle intihar etti.  Alpaslan Soylu'nun intiharından sonra polis intiharları tekrar gündem oldu. 
15 Temmuz gazisi emekli Emniyet Müdürü Fatih Eryılmaz polis intiharlarına giden süreçte amir seçimlerinin etkisini ifade ederek şu tespitleri yaptı:
"- Hiyerarşik meslekler doğası gereği meslek değil hayat tarzıdır. Bu hayat tarzında personel, amir ve arkadaşları İle ailesinden daha çok beraber olur. Tüm personel ruhi/bedeni denge ve mukavemeti en sağlam olanlardan seçilir ve buna göre eğitilir.
- Mesleğin liderliğini yapacak olan rütbeli seçimi ve eğitimi ise çok daha sert kriterler içerir. Meslek hayatımda da gördüğüm kriz anları; zeka, bilgi, görgü ve eğitim olarak olmaması gerekirken amir olmuş birisi ile, yanlışlıkla memur olmuş/ kalmış birinin karşılaşmasıdır.
- Amir bilgi, görgü, eğitim olarak memurlardan daha liyakatli olanlardan seçilir ki memurlarına liderlik edebilsin. 3. kez memur olmak için sınava giren ve kazanamayan bir kişi 4. kez komiser Yardımcısı sınavına giriyor ve torpille kazanıyor. Liyakatsize yıldız takınca amir olmuyor.
- Özel Harekat Polisi Alpaslan Soylunun intiharı ve geride bıraktığı notla kaç gündür içim yanıyor. Allah taksiratını affetsin, cennetine kabul etsin. Bu kardeşimizin katili liyakatsiz sistemdir. Düşmanın vuramadığı yiğitleri liyakatsiz sistem vuruyor."


Alpaslan Soylu intihar girişiminden önce bıraktığı notta şunları yazmıştı:

“2016, 15 Temmuz gecesi Ankara Gölbaşı’nda hain darbe girişiminde bulunan köpeklere karşı üstüme düşen vazifeyi yerine getiren özel harekât personellerinden biriyim. Ülkemize böyle ihanet içerisinde olan köpek sürüsüne karşı intikam duygum ile hayata tutunmaya çalışırken Şırnak PÖH Şube Müdürü M. başkomiser ve Y.A. isimli kişilerin defalarca beni küçük düşürmelerine artık sabrım kalmadı. Konunun şahitleri çok; son görev yerim olan Şırnak vali korumada benimle çalışan arkadaşlara sorulduğunda (intihar durumuma) sebep olan gerekli bilgilere ulaşılacaktır.

Kendimi şu şekilde ifade etmek isterim; darbe gecesi yaralandım, kayıtları Dışkapı devlet hastanesinde mevcut. Ama o gece son taşıdığım kişi Bülent Yurtseven başkomiserimizin durumu ağır olmasına rağmen yalnızca kelime-i şehadet getirmesinden dolayı bana teklif edilen gazilik makamına kendimi yakıştıramadığım için reddettim, çünkü bir uzvum kopmamıştı. Emekli özel harekât polisi olan babam ve abim de o gece sabah olmadan İstanbul’dan Ankara Gölbaşı’na geldiler ve vatanımız uğruna can vermek için orada gerekli duyarlılıkta dimdik durdular. Bunca yaşanana rağmen kimseden alkış beklemedim veya durumu fırsata çevirip gazilik alarak kendimi ispatlama yolunu seçmedim. Ben, bu vatanın evlatlarından biriyim sadece. Hiçbir zaman reklam yapanlardan olmadım, çünkü ben ticaret ile uğraşmıyorum, vatan muhafaza ediyorum. Kahraman Gazi Yavuz Gündoğdu Abi’m de detayları ile bu dediklerime, Giresun’daki görev yıllarım için şahitlik edecektir.

Ülkemizde hiçbir vatan evladı, ailesine, kutsal değerlerine küfredilmesini hak etmiyor ve yazıklar olsun ki şubemizin büyüğü bildiğim, saygıda kusur etmediğim şube müdürümüzün, özel harekât polisi olan, beraber görev yaptığım birkaç arkadaşımın annesine ve bacısına sövdüğüne kulaklarımla şahit oldum. Bahsettiğim M. başkomiser ve Y.A.’nın ikisine de varsa hakkım haram olsun. Evlatları olmasa bu yolculuğa yalnız çıkmazdım. Bir yeğenimi kanserden 5 yaşında kaybettikten sonra çocuklara olan zaafım aşırılaştı, bu nedenle onların çocukları babasız kalmasın diye yalnız gidiyorum, ama ahirette hesaplaşacağız.

Bunu okuyan herkesin bilmesini isterim ki ben hain darbe gecesi, yuvamız olan başkanlığımıza yapılan saldırıda füzenin düştüğü ve 51 can yoldaşımın şehit olduğu yere 20-25 metre mesafedeydim. Şehadet şerbeti nasip olmadı; hayattaki tek hayalim. Hayalime ulaşmak da nasip olmadı. Asiler arasına karıştım belki, Rabbimin affına sığınıyorum ve artık vasiyet olarak isteklerim şunlar: Özel harekât kamuflajımla gömülmek istiyorum.

Beni bu hale getirenlere, tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan devlet sofrasından rızıklanmayı başta Rabbim nasip etmesin istiyorum ve gereğini yapacakları konusunda devlet büyüklerime olan inancımı koruyorum. Yazımda değinmiştim; ikisi de evlat sahibi, ömürleri boyunca Rabbim evlatlarından yana yüzlerini güldürmesin; benim anne babamın ölümüm sonrası gözlerinden akan yaşların mislini hem dünya hem ahiret hayatında yaşatsın onlara.

Canım ailem, hepinizden özür diliyorum. Hata bu yaptığım, biliyorum ama ben onursuz, gurursuz; kanım uğruna oluk oluk aksın istediğim vatan davama yapılan hakaret ve aşağılama ile yaşayamam. Hakaret içeriğini de belirteyim; şube müdürümüz M. başkomiser, Sayın Vali’mizin CAT kıyafeti ile çalışmamızı uygun gördüğünü belirtmem sonrası bana, orada, ‘Özel harekata bir dansöz kıyafeti giydirmediğiniz kaldı, zaten yakında üstünüzdekileri çıkarıp dom.. da derler size, onu da yaparsınız’, sonrasında ‘Vali de bu kadar gö….  korkuyorsa gelmeseydi Şırnak’a’ dedi. Süleyman komiserimizin bir suçu günahı yok, ama konuşmalar sırasında içerdeydi, bu hakaretlerin hepsini duydu, arkadaşlarımın anne, bacılarına ettiği küfürler dahil. Şahitlik edip etmemek kendisine kalmış, ama inkâr ederse ona da hakkım helal değil. Yaratan Rabbimiz, intihar eden beni ve cümlesini affetsin, dua edin. Ben, aç susuz yaşarım ama onuruma, şerefime, davama yapılan aşağılama ile yaşayamam.

Ahmet gardaşım, bu mesajı sana atıyorum, çünkü bizim teşkilatta birtakım şeylerin üstü insanların nefisleri ve dünya kaygıları nedeni ile örtülüyor. Senden ricam, başta Sayın Vali’miz ve İl Emniyet Müdürü’müze konunun ulaşmasıdır. Rabbim, benim yaşadıklarımı siz ve ben gibi vatanına aşık hiç kimseye yaşatmaz tekrar inşallah. Gardaşlarım, basit bir şekilde bu hayattan ayrılmak istemediğimi beni tanıyan dostlarım, arkadaşlarım bilir. Özel harekât teşkilatımızın gerek kamuflajına gerek davasına âşık olduğumu da laf getirmediğimi de yine aynı şekilde tanıyan bilir.

Yaşadığım süreçte kullanılan ağır cümleleri daha fazla kaldıramayacağım ve yutamadığım için böyle bir karar aldım. Bu intihar kararıma sebep olan konuyu detayları ile ulaşması gereken gardaşlarıma ulaştırdım, onlar gerekli yerlere iletecektir. Beni kimsenin bu kadar aşağılamasına, küçük düşürmesine izin vermem. Onursuzca ithamlarla yaşamaktansa ölmek yolunu seçtim. Varsa benden yana hakkım, size helal. Y.A. i.. ve M. başkomiser hariç; onlarla ahirette hesaplaşacağız. Allah’a emanet olun. Hakkınızı helal edin. İnşallah Rabbim affeder, âmin.”

ODATV