Son olarak yine Avrasya Tüneli’nden verilen garantinin yarısı kadar araç geçip, aradaki fark kesemizden ödenince bu işin müsebbibi siyasetçilerden ya da onları temsil edenlerden savunmalar gelmeye başladı.

En muhteşem savunmayı yapmak ise Ulaştırma Bakanı’na nasip oldu.

Ulaştırma Bakanımız, pahalı olduğu için geçişlerin az olduğu söylenen Avrasya Tüneli ile ilgili olarak yemin ediyorum aynen şöyle dedi:

“Bu tünelin geçiş ücreti bölgenin GDP’sine oranla düşük bile sayılır.”

Yani diyor ki, İstanbul’da kişi başı düşen gelir ortalaması yüksek bu yüzden bu tünel İstanbulluların alım gücüne göre ucuz bile sayılır.

Yani İstanbul’un daha pahalı bir kent olması normal ve kamu hizmetleri de bu kentte pahalı olabilir.

O zaman Bakan Bey’e şunu sormak gerekir.

“Peki Sayın Bakan o zaman İstanbul’da kamu çalışanlarının da ücretlerini ona göre belirleyin. Asgari ücreti de İstanbul için daha yüksek tutun. Madem İstanbul pahalı bir kent ve hizmet fiyatları da ona göre. Bu hizmetlerden yararlanabilmesi için devlet memuru maaşını da burada aynı oranda arttırın. Hatta bu köprüler, tüneller gibi dolara endeksleyin.”

Ne dersiniz Bakan Bey olur mu?

Bakan Bey bilsin ki, biz o tünellerden, köprülerden otoyollardan makam otomobili ile geçmiyoruz.

O yolların parasını cebimizden ödüyoruz.

O yüzden bizimle dalga geçmesin.

Söylemleri komik.

Ama biz gülmüyoruz.