PKK terör örgütünün Gara’da kalleşçe şehit ettiği 13 görevliden biri olan polis memuru Sedat Yabalak’ın Mersin’in Bozyazı ilçesinde yaşayan ailesi, terör örgütünün şehitler üzerinden yaptığı çirkin propagandayı anlattı.

Şehit polis memuru Sedat Yabalak’ın, Mersin’in Bozyazı ilçesi Tekeli Mahallesi’ndeki baba ocağı taziyeye gelenlerle dolup taşarken, şehit ailesi terör örgütünün çirkin yüzünü bir kez daha ortaya koydu.

"Devlet hiçbir zaman askerini öldürmez"

5.5 yıl rehin tutulduktan sonra şehit edilen polis memurunun annesi Ünzile Yabalak, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, sonuna kadar devlete, askere ve polise güvendiğini söyledi. "Asla devletin yanılgısı olmaz" diyen acılı anne, "PKK’nın eline düştüğünüz zaman onların ne şekilde şeytanlık yaptığını öğrenmiş durumdayız. Allah o zalimlerin eline düşürmesin. Kahrı perişan etsin. Allah’ım hayırlı bir evlat verdi, en güzel mevkiye yerleştirdi. Dik duracağız, inancımız güçlü, bayrağımız, vatanımız, kanımız, canımız, evlatlarımız vatan uğruna gitti. Şükürler olsun ki bize, Allah’ın yanında da milletin yanında da sevdiği bir kul oldu. Devlet hiçbir zaman askerini öldürmez. Kaderi buymuş, kahrolsun PKK. Allah onları perişan etsin. Bu zulümleri başka anaların evlatları yaşamasın. İnşallah kendi kendilerine kahrolurlar. Duacıyım. Hem yüreğim yanıyor, buradaki yangını kimse anlayamaz, ancak yaşayan anlar. Ama bir taraftan da şükürler olsun diyecek yerim var. Her şeye inanıyorum, Allah’ın verdiğine inanıyorum. Böyle acılarla dik durmayı sağlayan da Allah’ım. Allah vermese almazdı zaten, verdi ki aldı. Çok şükür, çok şükür. Ben ne devlete ne de bakanlara hiçbir şey diyemem" dedi.

Terör örgütü üyeleri, rehin alınan görevlilerin ailelerini arayıp kara propaganda yapmışlar

Şehit polisin kardeşi Ahmet Yabalak ise terör örgütü üyelerinin geçen perşembe günü rehin alınan görevlilerin ailelerinden bazılarını aradıklarını ifade ederek, "O aileler de anneme ulaşıp, ’devletin asker ve polislerin üzerine bomba attığını’ söylemiş. Ben inanmadım ama annemin kalbi rahatlasın diye bakan yardımcımızı aradım ve bunun doğru olmadığını ağzından duydu ve annem rahatladı. Zaten biz inanıyoruz ki devlet, böyle bir şey yapmaz. Aksine polis ve askerlerimiz bu çocukları kurtarmak için şehit oluyorlar ve oldular da. Operasyonda 3 askerimiz şehit oldu. Onların ailelerinden de helallik istiyoruz. Çünkü bizim evlatlarımızı kurtarmak için şehit oldular" diye konuştu.

"Kardeşimin beden bütünlüğünde hiçbir problem yoktu. Örgüt üyeleri şerefsizce, adice, bakanlarımızın açıkladığı gibi kafalarından infaz etmişlerdi"

Ağabeyinin şehit haberini aldığında Malatya’ya cenazeyi görmeye gittiğini anlatan Kadir Yabalak, "Orada kardeşimin nur yüzünü gördüm, içim ferahladı. Zaten tahmin ediyordum Allah yanına, cennetine aldı onları. Gasılhaneye kadar girdim. Devlet bize müsaade etti, çünkü biliyordu ki, içimizin soğuması için bizim onların beden bütünlüğünü görmemizi, ona şahitlik etmemizi istedi ve Allah razı olsun gördük. Kardeşimin beden bütünlüğünde hiçbir problem yoktu. Örgüt üyeleri şerefsizce, adice, bakanlarımızın açıkladığı gibi kafalarından infaz etmişlerdi. Lanet olsun onlara. Bu kadar, ’besleyip, barındırdık, koruduk’ diye propaganda yaptılar ama savunmasız bir polise bunu layık gördüler" ifadelerini kullandı.

"Allah’a sarılan insanları inançsız kahpe insanlar asla yenemeyecekler"

Terör örgütünün 5.5 yıldır yaptığı kalleşliğin üstüne bir kalleşlik daha yaparak, devlete yine şehitler üzerinden saldırmaya, ailelerin duygularını devlete karşı körüklemeye çalıştıklarını söyleyen Yabalak, "Ama şunu unutuyorlar; bu aileler, sadece kardeşim ve biz değil, diğer rehin aldıkları tüm aileler, devletine sadık, milletine sadık ve inançlı aileler. İnancın olduğu bir yerde, Allah’a sarılan insanları inançsız kahpe insanlar asla yenemeyecekler" şeklinde konuştu.

Sedat Yabalak, kayınbabasını ziyarete gittiği Erzurum’dan görev yeri olan Şanlıurfa’ya dönerken 28 Temmuz 2015 tarihinde Lice-Diyarbakır karayolu üzerinde eşi Burcu Yabalak ve 3 çocuğunun gözleri önünde PKK tarafından kaçırılmıştı. Yabalak’ın cenazesi, 15 Şubat tarihinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da katıldığı törenle son yolculuğuna uğurlanmıştı.