23 Ocak’tan itibaren Rusya’nın 100’den fazla bölgesine yayılan protestolar 2021 yılının ilk en büyük çaplı olayları olarak kayıtlara geçti. Üç binden fazla protestocunun gözaltına alınmasıyla daha da körüklenen protestolar siyaset bilimciler tarafından en çok tartışılan konu olarak gündem oluşturmaya devam ediyor. Olayların aslında hâkimiyet içindeki hesaplaşmalar zemininde cereyan ettiğine vurgu yapan Dr. Bahlul Aliyev “Rusya protestolarının arkasında Putin’in kendi çevresinde Putin’den bezmiş olan bir grup insanın olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

Ağustos’ta uçak yolculuğu sırasında zehirlenen ve Almanya’da tedavi olunan Rusyalı muhalif Alexei Nalvany’ın 17 Ocak’ta ülkesine geri dönmesiyle havalimanında gözaltına alınması ve 18 Ocak’ta 6 yıl öncesine ait davayı bahane ederek tutuklanmasıyla ‘Navalny’a Özgürlük’ sloganlarıyla 100 ayrı bölgede binlerce insan sokaklara çıktı. Polisin eylemi yasa dışı ilan etmesiyle protestocular ve kolluk güçleri arasında yaşanan çatışmalarda çok sayıda gözaltılar oldu. Konuyu değerlendiren İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Sosyolog ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Bahlul Aliyev “Rusya siyasetinde daha Sovyetler zamanından ‘insan yoksa sorun da yok’ ilkesi hala çok etkili. Hakimiyete tehdit olarak görülen karizmatik liderler ve etkileyiciler (influencer) faili meçhullere kurban girmekte devam ediyor. Navalny’ın zehirlenmesinden çok önce Cumhurbaşkanlığına en etkili aday olarak görülen muhalif Boris Nemtsov’un öldürülmesi bunun en önemli örneğidir” dedi.

“Navalny’in ‘Novichok’la zehirlenmesi FSB’ye özgü operasyon”

Aleksey Navalny’nın zehirlenmesinin Rus istihbaratına özgü bir operasyon olduğuna dair hiçbir şüphe olmadığını söyleyen Dr. Aliyev, “Bunu kanıtlayacak en büyük delilin, bir ay önce Navalny’ın kendisine karşı bu suikastı planlayan FSB’nin kimyacısı Konstantin Kudryavçev’i özel bir programla numarası görülmeden araması ve kendisini Devlet Güvenlik Konseyi’nin sekreteri olarak sunması ve operasyonun detaylarını sorgulaması olduğunu söyleyebiliriz. Sosyal medyada yayımlanan görüşme, adı geçen kişinin bir dizi itiraflarını içermekteydi. Navalny’ın FSB tarafından takip edildiği uzun zamandır bilinen bir gerçekti ve Vladimir Putin’in kendisi basın toplantısında böyle bir takibin olduğunu ve bunun ‘devletin bütün yabancı ajanlara karşı gerçekleştirdiğini’ itiraf etti. Bunun yanı sıra, ‘Novichok’la zehirleme Sovyetler Birliği zamanından eski KGB’nin kullandığı yöntemlerden biridir. Salisbury’de eski Rus ajanlardan olan Sergei Skripal ve kızı Julia bu zehirle öldürülmüş ve İngiltere resmi olarak Rusya’yı suçlamıştı. Ayrıca aynı basın toplantısında Navalny’ın zehirlenmesi üzerine sorulan soruya Putin’in gülerek ‘öldürmek isteseydik, işi sona kadar götürürdük’ şeklinde pişkin açıklaması, üzerindeki psikolojik baskıya çaresizce direnme görüntüsü veriyordu.”

“Yeni nesil Rus gençliği daha talepkar”

SSCB’nin dağılmasından sonra kaos ortamını görmeyen yeni nesil Rus gençliğinin hakimiyetin eski söylemlerine itibar etmediğini vurgulayan Dr. Aliyev “Artık Rusya’da yeni gençlik ortaya çıkmış durumda. Çoğunluk Avrupa değerlerine uygun hayat yaşamakla kendisini daha çok Avrupalı olarak görüyor. Yeni nesli kaos ortamının hakim olduğu, çetecilerin ve mafyaların yönettiği ‘Vahşi 90’lar’la korkutmak imkansız. Protestocuların kahir çoğunluğunun gençlerden oluşması da bu yüzdendir. Her geçen gün ekonomideki çöküş zaten insanları bıktırmış durumda. Navalny’ın tutuklanmasının ardından ekibi tarafından daha önce hazırlanmış ‘Putin’in Sarayı’ başlıklı filmin yayımlanmasıyla gençler bütün sorunların kökünde yozlaşmış hakimiyetin durduğuna kanaat getirdiler ve bu duruma sokaklara çıkarak itiraz etmeye kalkıştılar. Filmde Putin için yapılan sarayın tüm detaylarının yer alması, sadece bu sarayın inşaatı için yüz milyar ruble para harcanması ve bu paraların tamamen rüşvet bazlı olması iddiaları, ayrıca diğer yolsuzlukların belgeleriyle ortaya konması uzun zamandan beri biriken öfkenin ortaya çıkmasına sebep oldu. Yeni ve daha talepkar Rus gençliği oligarşinin doyumsuz yolsuzluğuna daha fazla tahammül edemiyor” ifadelerini kullandı.

“Putin’in kendi çevresinden destek verenler olabilir”

Navalny’a Putin’in kendi çevresinden destek veren, belgelerle temin eden grupların olabileceğine değinen Dr. Bahlul Aliyev sözlerine aşağıdaki gibi devam etti: “Navalny daha önce de ülkedeki oligarşinin yolsuzluklarıyla ilgili programlar hazırlıyordu. Bu son yayımladığı 2 saatlik programdaysa daha çok dikkat çeken detaylar var. Bizzat FSB tarafından korunan söz konusu sarayın uçuşa kapalı bölgede dronla çekilmesi, çizimlerinin yayımlanması, 3D formatta iç mimarisine ilişkin detaylar, içerisinde kullanılan mobilyaların modelleri, markaları ve fiyatları ve daha birçok detay sıradan bir araştırmacının ulaşabileceği bilgiler değildir. Ayrıca, belgelerle yolsuzluk şemasını en ince detaylarına kadar açıklaması da düşündürücüdür. Burada Navalny’ı Putin’e karşı kullanmak isteyen, Putin’in rüşvet imparatorluğundan bezmiş bazı kesimlerin desteğinin olması çok muhtemel. Bu, Navalny’ın bir proje olduğunu iddia etmek değil, sadece çıkarların örtüşmesi gibi değerlendirilmelidir. Bu protestoların nihai hedefine ulaşacağını düşünmek bugünkü şartlarda pek mümkün olmasa da ileride ciddi etkilerinin olacağı kesindir.”