Yenişafak Gazetesinden Ahmet Ünlü bugünkü köşesinde memurlara yönelik uygulamaların kaynağı olan 657 sayılı yasanın güncel olmadığını açıklayan bir yazı yazdı.

Ünlü yazısında:
1982 tarihli ve tüm unsurlarıyla askeri darbe sonrasını ve asker mantığı yansıtan Asli Devlet Memurluğuna Atananların Yemin Merasimi Yönetmeliği de arkaik özellikler taşımaktadır. Bu yönetmeliği okuyup da bu çağda bu mantığa pes demeyen olmayacağını düşünüyoruz. Ne hikmetse hiç kimse bu tür arkaik mevzuatı kaldırmaya yönelik bir adım atmıyor. Tekraren de olsa belki faydası olur diye bu konuyu gündeme getireceğiz.

Memurların yemin merasimini düzenleyen mevzuatı askeri yönetim getirmiştir

657 sayılı Kanun'un sadakat başlıklı 6'ncı maddesinde; devlet memurlarının, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na ve kanunlarına sadakatla bağlı kalmak ve milletin hizmetinde Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını sadakatla uygulamak zorunda olduğu ve bu hususu "Asli Devlet Memurluğu"na atandıktan sonra en geç bir ay içinde kurumlarınca düzenlenecek merasimle yetkili amirlerin huzurunda yapacakları yeminle belirteceği ve özlük dosyalarına konulacak "Yemin Belgesi"ni imzalayarak göreve başlayacağı ifade edilmektedir.

Bu madde, 1982 yılında 657 sayılı Kanun'da 2670 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikle getirilmiştir. 12 Eylül darbesi sonrasında askeri cunta döneminde çıkarılan 45 maddelik 2670 sayılı Kanun'la 657 sayılı Kanun'da çok büyük ve köklü değişiklikler yapılmıştır. Yani seçimle gelen meclis tarafından kabul edilmemiş bir kanundan bahsediyoruz. Garip ama askeri yönetim zamanında çıkan ne bu kanuna ne de bu yönetmeliğe dokunulmamıştır.

Yönetmelik 657 sayılı Kanun'a tabi tüm memurları kapsıyor

657 sayılı Kanun'un 6'ncı maddesi yönetmelik çıkarılmasını zorunlu tutmamasına rağmen "Asli Devlet Memurluğuna Atananların Yemin Merasimi Yönetmeliği" içerisinde yer alan bütün garabetine rağmen yürürlüğe konulmuştur.

657 sayılı Kanun'un 6'ncı maddesi dayanak gösterilerek çıkarılan bu Yönetmelik, 657 sayılı Kanun'a tabi tüm kamu kurum ve kuruluşları ile bunların personelinden, Asli Devlet Memurluğu'na atanan personelin, yemin etmeleri için kurum veya kuruluşlarınca düzenlenecek yemin merasiminin usul ve esaslarını düzenlemektedir. Yani sözleşmeli ve işçiler yemin etmek zorunda değiller.

Devlet memurları ne zaman yemin etmek zorundadır?

Yönetmeliğe göre, devlet memurları Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na ve kanunlarına sadakatle bağlı kalmak ve kanunları sadakatle uygulamak zorunda olup, bu hususu asli devlet memurluğuna atandıktan sonra en geç bir ay içinde kurumlarınca düzenlenecek merasimde yapacakları yeminle belirlerler. Yemin metni matbu olup, her devlet memuru bu metni okuyup imzalamak zorundadır.

Yemin merasiminin şekli ve zamanı

Kamu kurum ve kuruluşlarında yemin merasiminin yapılacağı gün atamaya yetkili amirler tarafından tayin ve tespit edilmektedir. Asli memurluğa atanan personelin tespit edilen günde yemin merasimine iştirak etmesi şarttır. Ancak, hastalık v.s. gibi yetkili amirlerce kabul edilebilecek mücbir sebeplerle yemin merasimine iştirak edemeyen memurlar tayin edilecek bir günde amirlerinin huzurunda yemin ederler.

Yemin edecek memurlar, atamaya yetkili amir veya görevlendireceği bir yetkili tarafından tespit edilen günde, toplanarak önce edecekleri yeminin önemi hatırlatılır, yurt sevgileri, milletin kendilerinden neler beklediği, çalışmada göstermeleri gereken fedakarlıklar tekrar tazelenir.

Törende sistemde olmayan müsteşar ve yardımcıları bulunmak zorunda

Atamaya yetkili amir veya görevlendireceği yetkili, bakanlık ve kuruluşlarda müsteşar, müsteşar yardımcıları, ünite amirleri, illerde daire amirleri merasimde bulunurlar. Görüleceği üzere, yemin merasiminde bulunmak zorunda olanlar Yönetmelikte tek tek sayılmıştır.

Ayrıca, yemin edecek memurların mensubu olduğu kurum veya kuruluşun memurları da hizmet ve görevi aksatmayacak şekilde bir kısmı görev başında kalmak suretiyle merasim yapılacak yerde hazır bulundurulur. Peki şu an müsteşar ve müsteşar yardımcısı var mı?

Dikkat! Merasim başlıyor!

Yemin edecek memurlar, "Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafet Yönetmeliği'nde" belirtilen kılık ve kıyafetle, temiz ve beyaz örtülü masanın üzerine ve masa kenarından sarkmayacak şekilde konulan TÜRK BAYRAĞI etrafında sıralanırlar.

Bayrak üzerine kesinlikle hiçbir şey konulmaz. İstiklal Marşı'nın çalınıp ve söylenmesinden sonra günün anlam ve önemi görevlendirilecek bir üst yönetici tarafından açıklanır ve yemine başlanır. Memurlar, masanın üzerinde bulunan bayrağın üzerine ellerini koymak suretiyle yemin ederler.

Yemin metni nerede ve nasıl saklanır?

Yemin metnini ihtiva eden Yemin Belgesi yemini yapan memur tarafından merasimden sonra imzalanarak özlük dosyasına koyulur. İşte kısaca 4 milyonu ilgilendiren yemin merasimi bu şekilde sonlandırılmaktadır. Eğer, komedyenlerin bu yönetmelikten haberi olursa epey bir malzeme çıkarırlar diye düşünüyorum.

2020 yılı Türkiye'sinde kamu yönetiminde askeri mantığın yeri var mıdır?

Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu'nda kararlaştırılan bu yönetmelik, Başbakan Bülent Ulusu zamanında uygulamaya girmiştir. Tek kelimeyle askeri mantığı harfiyen hatırlatan bu yönetmelik, bazı istisnalar dışında kamu kurumlarında uygulanmamaktadır. Hal böyle iken bu yönetmeliğin hala uygulamada tutulması anlaşılır bir şey değildir.

Sonuç olarak, kamu yönetimini komik duruma düşürmenin doğru olmadığını düşünüyoruz. Dolayısıyla bu vb. mevzuatın bir an önce ayıklanarak yürürlükten kaldırılması gerekmektedir. Hem Kenan Evren ve avanesini darbeci olarak yargılamak için Anayasa değişikliği yapıp hem de hala onun döneminde hazırlanan mevzuatla kamu yönetimi şekillendirmek doğru olmasa gerektir. Bazen yanlış insanlar da doğru işler yapabilir ama bu yönetmeliği okuyup da bu kadar da olmaz demeyen insan çıkmaz diye düşünüyoruz. Belki işe yarar diye tekrar hatırlatmak istedik.

Yeni Şafak