PKK'nın talimatı ve HDP'li Selahattin Demirtaş'ın çağrısı ile başlayan 6-8 Ekim olaylarında hedef gösterilen HÜDAPAR'ın o dönemki Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, olaylara ilişkin azmettiricilerin yargılanmasını istedi. Türkiye 6 yıl önceki karanlık olayların azmettiricisi olduğu belirtilen isimlere yönelik operasyonun sonuçlarını beklerken Yapıcıoğlu, o dönem yaşadıklarını Yeni Şafak'a anlattı.

RESMEN SÜREK AVI GİBİYDİ
6-8 Ekim olaylarını 'bölge insanının hiç görmediği, tarihte de benzerine az rastlanan vahşet' olarak niteleyen Yapıcıoğlu, şunları söyledi: "Olayların başladığı 6 Ekim günü Batman'daydım. Bayramlaşma programımız bittikten sonra Siirt'e geçtim. Akşam saatlerinde hasta bir üyemizi ziyarete gittim. Ziyaretimiz bittikten sonra ayrılmak için kalktığımızda Siirt'te sokak gösterileri yer yer başlamıştı. Daha Batman'a varmadan Batman il teşkilatımızın önünde kalabalık bir kitlenin toplandığı haberini aldık. Gerçekten o güne kadar çok sokak olaylarına şahitlik etmiştik ama 6-8 Ekim'de şahit olduklarımız hepsinden çok öteydi. Sokakları tamamen teslim almışlardı. Bir sürek avı başlatmışlardı."

25 BİNAMIZ SALDIRIYA UĞRADI
"Telefonlar susmuyor, her an başka bir teşkilatımıza veya teşkilat mensuplarımızın evlerine, işyerlerine, araçlarına saldırı haberleri geliyordu. Saldırıların önlenmesi konusunda herhangi bir ışık yoktu. Kolluk güçleri kamu binalarını korumak üzere konuşlanmışlardı. 6 il ve 19 ilçe binamız saldırıya uğradı, bazıları tamamen yakılarak kullanılamaz hale getirildi. 6-8 Ekim öncesindeki bir buçuk yıllık süre içerisinde de 300'den fazla saldırıya maruz kalmıştık. Allah o günleri bir daha yaşatmasın."

HERKES OLAYDAN MESUL
"HDP'nin kendine ait bir iradesi olduğuna inanmıyorum. Ayaklanmaya PKK/KCK karar verdi ve her bir uzantıları kendilerine tevdi edilen rolleri oynamaya başladılar. O dönemde HDP'de aktif siyaset yapanlardan birinin ifadesiyle 'Bu kararı tek başına HDP veya BDP veya Parti Meclisi vermedi.' Yani 'Kürt Siyaseti'ni yöneten ve bütün bu olayları -sokak hareketleri dahil- kontrol eden veya etmekten sorumlu olan sadece BDP veya HDP değil, burda KCK var, PKK var, diğer Kürt siyasi örgütlenmeleri var, sivil toplum kuruluşları var, Diyarbakır'da onlarca dernek var. Yani dolayısıyla sanki HDP ve Parti Meclisi toplandılar, tek başlarına böyle bir karar aldılar, böyle bir şey değil, 'Kürt Siyaseti'nin komple aldığı bir karardır, bunun mesuliyeti de yine kompledir."

HERKES İÇİN ADALET
"Gerçek failler hak ettikleri cezayı almadı. Yüzlerce olay var. Sadece Yasin Börü ve dört arkadaşının şehit edilmesinin bir kısım tetikçileri cezalandırıldı diye bu hesap kapanmaz. Azmettiriciler ve önlemekle görevli olup seyredenler de hesap vermeden adalet yerini bulmaz. Herkes için adalet istiyoruz. Adalet herkesin hakkına kavuşmasıdır ne eksik ne fazla. Kim neyi hakketmişse onu bulmalıdır. Cezaysa ceza, mükafatsa mükafat."

ASIL HEDEF MÜSLÜMANLARDI
Zekeriya Yapıcıoğlu, olaylara ilişkin şunları söyledi: "Kobani bahaneydi. PKK kendisini güçlü hissettiği her yerde kendisine engel olarak gördüğü kişi ve kurumları ortadan kaldırmayı temel strateji olarak seçmiştir. PKK ideolojisine göre de din afyondur ve tamamen yok edilmesi gerekir. Kobani olayları olmasaydı yine de bölgedeki İslami kurum ve şahsiyetleri hedef almak için en uygun fırsatı beklemekteydi. Kobani bahanesiyle Suriye'den savaştan kaçan mazlumlara kurban eti dağıtan Kürt gençlerine saldırdılar. Ama bunu sosyal medyada "Amed'te Kürtlere ateş açan HüdaParlılar Kürt gençleri tarafından imha edildi" diyerek vahşice katlettikleri o aziz şehitlerin naaşlarının fotoğraflarını paylaşıyorlardı. Türkiye'de halen gazeteci olarak muamele gören Ceyda Karan da Yasin Börü ve arkadaşlarının naaşı daha yerdeyken bu propagandalara destek çıkıyor ve "Diyarbakır'da yobaz Kürtler de halka saldırıyor. Bu mücadele Türkiye'nin yobazlığa teslim olup olmama mücadelesidir. Gerisi fasa fiso." diye tweet atıyordu."

ULUSLARARASI MÜDAHALE PLANI
"6-8 Ekim olayları, PKK'ya boyun eğmeyen ve bölgeyi terk etmeyi de kabul etmeyen Kürtlerin imhası veya bölgeden kaçmaya zorlanmasıdır. Ama bir hedef daha vardı. O da ülkeyi iç savaş ortamına sürükleyerek uluslararası bir müdahaleye açık hale getirmekti. Daha sonraki çukur/barikat siyaseti de bu stratejinin taktik safhalarından biriydi. Suriye'de iç savaş başladıktan sonra hakimiyet sağladığı bölgeden diğer Kürtleri çıkardı. Kimini öldürdü, kimini sürdü. Burada ise önceden "temizlik" yapmak istedi."

FETÖ'cü kolluk katliamı seyretti
Olayların büyümesinde kolluk gücü içerisindeki FETÖ'cülerin de rolü olduğuna işaret eden Zekeriya Yapıcıoğlu şunları kaydetti: "Nasıl PKK önünde engel gördüğü kişi ve kurumları hedef alıyorsa, küresel emperyalistler de kendilerini rahatsız eden veya hedeflerine varma hususunda engel olarak gördüklerini hedef alırlar. Küresel emperyalistlerin elinde elverişli bir aparat olan PKK'nin çıkarı ve emperyalistlerin çıkarı örtüştüğünde görev tevdi edildi ve katliam planı devreye sokuldu. FETÖ'nün de ipi aynı yerdeydi. Bu nedenle kolluk katliamı seyretti. 2014 ve 2015 seçimlerinde polis ve asker lojmanlarındaki sandık sonuçlarına bakılırsa fotoğraf daha net ortaya çıkar."

Aybike Eroğlu

Yeni Şafak