Günümüz iş dünyasında beynimizi etkili kullanmaya mecburuz. Yapay zeka ile ilgili gelişmeler birçoğumuzun işini elinden alabilir derken pandemi nedeni ile oluşan kriz mevcut birçok işin şeklini geriye dönülmeyecek şekilde değiştirdi ve bir yandan da nüfus yaşlanıyor. Emeklilik yaşının yükselmesi önemli bir olgu ve artık ileri yaşlara kadar çalışmamız gerekecek. Bu durumda zaman içerisinde farklı yetkinlikleri kazanmaya hazır olmamız gerek. Bu gelişmelerin yaşandığı bir dünyada beynimizi daha etkili kullanmamız gerekiyor. Beynimizi nasıl geliştirebiliriz?

Fiziksel olarak genç kalmak istediğimiz gibi, zihinsel olarak da genç kalmak istiyoruz. Bundan 10-15 yıl öncesine kadar beyin hücrelerinin yenilenemediğini düşünüyorduk. Nörobilim çalışmaları bize gösterdi ki beyin hücrelerimiz tekrar yapılabiliyor ve yeni networkler oluşabiliyor. Biz buna "nöroplastisite" diyoruz, ileriki yıllarda bunu fazlasıyla duyacağız. Nöroplastisitenin açılımı şöyle; nöro sinir hücresi demek, plastik ise esneyebilen demek. Yani beynimiz oldukça plastik bir yapıda öğrendiklerimizi koşullara ve deneyimlere bağlı olarak yeni bağlantılar oluşturabiliyor. Öğrendiğimiz, yaptığımız şeyler tekrar edersek, bu bağlantılar güçlenebiliyor. Tekrar etmeyi bıraktığımızda ise budanıyor ve yok oluyor.

Kötü bir şeyi tekrar edersek, olumsuz olarak bu da geçerli değil mi?

Tabii ki geçmişte yaşadığımız kötü deneyimleri, olumsuz düşünceleri sürekli tekrar edersek, bu durumda birtakım nöral yapılar oluşturuyor ve biz geçmişteki kötü deneyimlere bağımlı olabiliyoruz. Olumsuz bir deneyimi tekrar etmek, o duyguyu yaşamak zihnin hoşuna gidiyor. Bunu engellemek mümkün.

Beynimizde 86 milyar nöron, yani sinir hücresi var. Her nöron, her an 10 bin farklı nöron ile bağlantı kuruyor. Beynimizde sürekli bir kimyasal ve elektriksel uyarı var ve bu uykuda bile devam ediyor. Bunun sonucunda nörotransmitter dediğimiz maddeler açığa çıkıyor. Örneğin serotonin azlığında kendimizi kötü hissediyoruz, depresyona giriyoruz. Dopamin kendimizi iyi hissettiğimizde, iyi bir şey başardığımızda açığa çıkıyor, adrenalin heyecanlandığımız zaman artıyor. Oksitosin ise bağlılıkla ilgili bir nörotransmitter, özellikle sevdiğiniz bir insana sarıldığımız zaman artıyor. Biz beynimizde yeni bağlantılar oluşmasını nasıl sağlayabiliriz? Bu mümkün mü? Evet mümkün. Hayat boyu öğrenerek... Ne kadar çok kitap okursak, ne kadar çok yeni deneyim yaparsak, ne kadar çok seyahat edersek. Özellikle belli bir yaştan sonra bir müzik aleti çalmak. Öğrenmekten bahsettim ama nöroplastisiteyi artıran şeylerin başında roman okumak geliyor. Roman okurken duyma ile ilgili bir şey okuyorsak, duyma korteksi, görme ile ilgili bir şey okuyorsak görme korteksi harekete geçiyor.


Yine de kitap okumak, başka bir aktiviteye nazaran edilgen bir eylem değil mi?

Hayır, beynimiz için çok yararlı bir eylem. Çünkü birçok beyin bölgesi aktive oluyor, yeni bağlantılar oluşuyor.

KİTAP OKURKEN ALTINI ÇİZMEYİN KÜÇÜK NOTLAR ALIN

İş kitabı ile roman arasında bir fark olduğu söyleniyor. İş ile ilgili kitap okumak güzel tabii ki, birçok şey öğreniyoruz. Roman başka bir şeydir deniyor. Bir hayal dünyası yaratıyor.

Tabii ki hayal dünyası yaratıyor. İş kitabında ise şöyle bir şey öneriliyor. Altını çizmeyin küçük notlar alın deniyor. Okuduğunuz kitabı başkalarına anlatın, o zaman tam anlamıyla da öğrenmiş olursunuz. Ben özet çıkarıyorum ve onu başkalarıyla paylaşmak için yayınlıyorum.

Yazının tamamı için TIKLAYINIZ

Dünya