Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, her fırsatta “Taşerona kadroda kimse dışarıda kalmadı” diyor ama işin gerçeği bambaşka! “Tek bir işçi bile dışarıda kalmayacak”, “Amasız, fakatsız, şartsız kadro” sözlerine rağmen yüz binlerce taşeron işçi kadro hakkından mahrum bırakıldı. 

KİT’ler, özel bütçeli kuruluşlar, sosyal tesisler, yapım ihaleleri, danışmanlık, çağrı merkezi ve hastane bilgi yönetim sistemi ihalelerinde çalıştırılan taşeron işçiler tamamen dışarıda bırakıldı. Yüzde 70 koşuluna takılan işçiler, emekli işçiler, eski hükümlüler, 4 Aralık’ta çalışmayanlar ile hak ve davalarından vazgeçmek istemeyenler kadro dışı kaldı. Arşiv araştırması, güvenlik soruşturması ve sınavlar nedeniyle çok sayıda işçi kadro alamadı. 

KHK ile kadro ve kamuya geçiş hakkından tümüyle yoksun bırakılan işçilerin toplam sayısı en az 200 bini buluyor. Öte yandan yerel yönetimlerde çalışan 400 binden fazla taşeron işçiye de kadro değil belli koşullarda yerel yönetimlerin kendi şirketlerine geçiş hakkı tanındı. Yani belediyeler ve diğer yerel yönetimlerdeki işçilere kadro değil, “şirket işçiliği” verildi. İhalesi bir yıldan az sürenlere de kadro değil geçici işçilik getirildi. 

Böylece sayısı 1 milyon olduğu tahmin edilen taşeron işçilerin yarısından çoğu ya kadro hakkından tümüyle mahrum kaldı ya da kadro yerine şirket işçiliği veya geçici işçilik ile karşı karşıya kaldı. Kadro ya da şirketlere geçirilecek işçiler ise mevcut kadrolu işçilerin hak ve ücretlerinden yararlanamayacak. Yani eşitlik ve adalet sağlanmış olmayacak; gerçek anlamda kadro verilmeyecek. 


Süreçte sona gelindi. 2 Nisan geçişler için son tarih. Ancak yüz binlerce taşeron işçinin mağduriyeti devam ediyor. İşte bu yüzden bu yazıda, kadro verilmeyen yüz binlerce işçinin durumunu tek tek ele alacağız. 

Yeni bir KHK çıkacağı söylentileri devam ederken, bir kez daha “tüm taşeron işçilere ayrımsız-şartsız-koşulsuz gerçek kadro, eşit hak ve ücret” diyeceğiz.

Yapılması gereken bellidir. Yanlış yanlışla çözülmez. Anayasa’ya da aykırı yeni bir KHK’ye değil tüm taşeron işçileri kapsayan, hiçbir koşul aramadan yerel yönetimlerdekiler dahil tüm taşeron işçilere gerçek kadro veren bir yasaya ihtiyaç var. 

Hiçbir şey için geç değil… 

1- KİT’LERDE ÇALIŞAN TAŞERON İŞÇİLER
Kamu iktisadi teşebbüslerinde (KİT) çalışan taşeron işçiler 696 sayılı KHK’nin tümüyle dışında tutuldu. Devlet Personel Başkanlığına göre 26 farklı KİT mevcut. Sayıştay raporlarına göre bu KİT’lerde yaklaşık 60 bin taşeron işçi çalışıyor. KİT’lerdeki işçiler dışarıda kalınca çeşitli eylem ve etkinlikler yaptı, birçok düzeyde girişimlerde bulundu. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanların halka açık toplantılarında “kadro” talebini ifade etti. “Kadro” seslerinin yükselmesinin ardından Başbakan Binali Yıldırım ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ çeşitli açıklamalar yaptı. Bu açıklamalar internette mevcut. Ancak bu açıklamalarda hiçbir biçimde KİT’lerdeki taşeron işçilerin topluca kadroya geçirileceği ifade edilmedi. “Bundan sonraki süreçte herhangi bir KİT’in kadrolu işçi ihtiyacı varsa bu ihtiyaç hazine tarafından karşılanacak” denildi ve peyderpey verilecek bu kadrolara taşeron işçilerin geçirileceği söylendi. Bu açıklamalar, KİT’lerdeki taşeron işçilerin ağzına bir parmak bal çalmaktan, işçileri beklenti içine sokup oyalamaktan başka bir anlam ifade etmiyor. Zaten şeker fabrikaları örneğinde olduğu gibi elde kalan son KİT’ler de teker teker özelleştiriliyor. Hükümet, özelleştirmeleri kolaylaştırmak için daha yeni bir yasa değişikliği bile yaptı. Bu noktada hem KİT’lere sahip çıkmak hem de oyalamalara kanmayıp kadro talebinde ısrarcı olmak gerekiyor. Aksi takdirde yarın taşeron işçilerin kadrosuna geçeceği KİT de kalmayacak! 

2- ÖZEL BÜTÇELİ KURULUŞLARDAKİ TAŞERON İŞÇİLER
Devlet Personel Başkanlığının internet sitesine göre kamu iktisadi teşebbüsü statüsünde olmayan, ancak kendi özel bütçesi olan 30 özel bütçeli kuruluş (ör. TRT, AA, Denizcilik İşletmeleri) ve 7 banka (ör. İller Bankası, Merkez Bankası, Ziraat Bankası) var. Bunların sadece 9’u (ör. AOÇ, Spor Toto) KHK’de yer alan liste ile kadro kapsamına alındı. Ancak diğerleri dışarıda bırakıldı. KİT’lere kadro konusu gündeme geldi ancak KİT olmayan bu özel bütçeli kuruluşlardaki işçilerin mağduriyeti gündeme bile girmedi. Oysa bu özel bütçeli kuruluşlarda on binlerce taşeron işçi çalışıyor ve bu işçiler de kadro hakkını istiyor! 

3- KAPSAM DIŞI KURULUŞLARDAKİ TAŞERON İŞÇİLER

696 sayılı KHK ile idarenin yurt dışı teşkilatlarında çalıştırılan taşeron işçiler kapsam dışı bırakıldı. Öte yandan 696 sayılı KHK’nin çizdiği çerçeve nedeniyle çeşitli kamu kurumlarında ve kamu yararına çalışan derneklerde çalışan taşeron işçiler de kapsam dışına düştü. Örneğin köylerin kurduğu köylere hizmet götürme birliklerinde çalışan binlerce taşeron işçi ve Kızılay’da çalışan taşeron işçiler dışarıda kaldı. Yüzde 50 kamu payı koşulu nedeniyle kapsam dışında kalan şirketler oldu. Yine şehir hastanelerinde çalışan taşeron işçilerin önemli bir kısmı da kadro hakkından yararlanamadı. Madenlerde rödovans sözleşmeleri ile çalıştırılan işçiler de dışarıda bırakıldı. 

4) YAPIM İHALELERİNDE ÇALIŞAN TAŞERON İŞÇİLER 

KHK ile sadece hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalışan işçiler kapsama alındı. Dolayısıyla anahtar teslim yapım ihalelerinde çalıştırılan işçiler kapsam dışına çıkarılmış oldu. Aslında süreklilik arz eden ve hizmet alımı olan işler, kağıt üzerinde anahtar teslim yapım işi gösterildiği için on binlerce işçi dışarıda kaldı. Örneğin Karayollarında çalışan taşeron işçiler ile su, kanalizasyon ve katı atık bertaraf işlerinde çalıştırılan taşeron işçilerin bazıları, ihaleleri hizmet değil yapım ihalesi olduğu için kadro hakkından yararlanamadı. Bu nedenle kadro alamayan sadece Karayollarında on bine yakın işçi var. Kanalizasyonda çalışan, en ağır, zor ve pis işlerden birini yapan taşeron işçiler de, kâğıt üzerinde anahtar teslim ihalesi işçisi gözüktükleri için kadro alamadı.

5) KAPSAM DIŞI BIRAKILAN İHALELERDEKİ TAŞERON İŞÇİLER

KHK’ya eklenen bir hüküm ile (1) danışmanlık, (2) çağrı merkezi, (3) hastane bilgi yönetim sistemi hizmetlerinde çalıştırılan taşeron işçiler kapsam dışında tutuldu. Aslında bu işlerin hepsi personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı kapsamına giriyor. Ancak KHK’ya imza koyan Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanlar göz göre göre bu işlerde çalışan işçileri kapsam dışına itti. Örneğin KHK’da imzası olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, kendi bakanlığındaki Alo 170 hattında çalışan ve her gün taşeron işçilerin kadro ile ilgili soruları yanıtlayan taşeron işçilerin kadrosuz kalmasına imza atmış oldu. 

6) YÜZDE 70 KOŞULUNA TAKILAN TAŞERON İŞÇİLER 

KHK ile “personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışma” şartı getirildi. Sözleşmelerin bu kapsama girebilmesi için bir dizi koşul getirildi. Örneğin bu koşullardan biri “yaklaşık maliyetin en az yüzde 70’ininin işçilik giderlerinden oluşması” idi. Bu koşul nedeniyle; araçlı, cihazlı ve malzemeli ihalelerde çalıştırılan işçilerin büyük çoğunluğu kapsam dışına itildi. 1) Araç kiralama ve şoförlük hizmet alımı kapsamında çalıştırılan binlerce taşeron şoför, 2) Yemek malzemelerinin de dahil edildiği ihaleler kapsamında çalıştırılan binlerce yemekhane işçisi, 3) Görüntüleme vb. sağlık cihazlarının da ihaleye dahil edildiği işlerde çalışan çok sayıda sağlık teknisyeni, 4) Temizlik malzemelerinin âdeti ve fiyatı şişirildiği için bazı temizlik işçileri, yüzde 70 koşuluna takıldı. Öte yandan getirilen koşullar nedeniyle; işçi sayısı hizmet alım sözleşmesinde açıkça belirtilmediği için kapsama girmeyen işçiler oldu. Kurum yöneticileri sözleşme konusu işin süreklilik arz etmediğine keyfi bir biçimde karar verdiği için bazı işçiler kadro alamadı. Liste uzayıp gidiyor...

7) SOSYAL TESİSLERDE ÇALIŞTIRILAN TAŞERON İŞÇİLER

696 sayılı KHK ve Bakanlığın yayınladığı tebliğ ile hizmet alımının sosyal tesis gelirleri ile karşılandığı işlerde çalışan taşeron işçiler kapsam dışı tutuldu. Böylece öğretmenevleri; konukevleri; polisevleri; lokal, otel ve benzeri sosyal tesislerde çalışan binlerce taşeron işçi, kapsam dışında bırakıldı. Bu işçilerin kapsamında çalıştığı hizmet alımları, doğal olarak bu sosyal tesislerin gelirlerinden karşılanıyor...

8) EMEKLİ VE ENGELLİ TAŞERON İŞÇİLER 
KHK ile emekli olup çalışmaya devam eden veya henüz emekli aylığı bağlatmasa da emekli olma koşullarını sağlamış işçiler kapsam dışına itildi. Yıllardır taşeronun cefasını çeken binlerce işçi, kadronun sefasını süremeden hem taşerondaki işinden hem kadrodan olmuş oldu. Yıllardır kadro hayaliyle bekleyip, kadrolu olup hak ve ücretleri arttıktan sonra emekliliğe ayrılmayı planlayan işçilerin hayalleri suya düştü. Bu yetmezmiş gibi engelli oldukları için daha kolay ve erken emeklilik hakkı tanınan engelli taşeron işçilerin bu hakkı, kadroda dezavantaja dönüştü. Henüz daha emeklilik için çok genç yaşta ancak erken emeklilik koşullarını sağlamış olan engelli taşeron işçiler kadro hakkından yararlandırılmadı. Bakan, bu durumdaki engelli taşeron işçilerin de kadroya alınacağını söyledi ancak henüz bu konuda hiçbir somut adım atılmadı. 

9) ESKİ HÜKÜMLÜ TAŞERON İŞÇİLER

KHK ile getirilen koşullardan biri de eğitim ve yaş hariç olmak üzere Devlet Memurları Kanunu’ndaki memuriyete atanma koşullarını taşımaktı. Bu koşullar arasında kasıtlı işlenmiş suçlardan dolayı 1 yıl veya daha fazla hapis cezasına mahkûm olmamak ve bazı suçlardan hüküm giymemiş olmak da vardı. Bu nedenle çok sayıda eski mahkum taşeron işçi, hem kadro hakkından hem de mevcut işinden mahrum bırakıldı. Mağduriyetin büyümesi ve seslerin yükselmesi üzerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, cinsel suçlar ve terörle ilgili suçlar dışındaki suçlardan hüküm giyen eski hükümlü taşeron işçilerin de 2 Nisan’dan sonra kadroya alınacağını söyledi. Ancak henüz yeni bir düzenleme yapılmadı. 

10) 4 ARALIK KOŞULUNA TAKILAN TAŞERON İŞÇİLER 
KHK’nın getirdiği bir diğer koşul da 4 Aralık 2017 tarihinde çalışıyor olmaktı. Bu koşul nedeniyle yıllarca taşeronda çalışmış ancak geçtiğimiz dönemde işten çıkarılmış ya da ihalesi sona ermiş taşeron işçiler kadro alamadı. Hatta işten çıkarıldıktan sonra işe iade davası açmış ve yargı süreci devam eden işçiler de kadroya alınmadı. Benzer biçimde 4 Aralık 2017 tarihinde çalışmamış olan (izinli işçilerin yerine geçici olarak çalıştırılan) joker taşeron işçilerin önemli bir kısmı da kadro hakkından yoksun bırakıldı. Bakanlığın yayınladığı görüş de sorunu çözmedi.

11) ARŞİV ARAŞTIRMASINA TAKILAN TAŞERON İŞÇİLER 
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yayınladığı tebliğe göre başvuran tüm taşeron işçiler için arşiv araştırması yapılacaktı. Ancak birçok ilde akıl almaz bir biçimde arşiv araştırması yerine güvenlik soruşturması yapıldı. Ayrıca bu işlemin tespit komisyonlarınca listeler yayınlanmadan önce tamamlanması gerekiyordu. Ancak birçok ilde bu işlemin sonuçları sınavlardan bile sonra geldi. Sonuçta arşiv araştırması ve güvenlik soruşturmaları neticesinde “sakıncalı” kabul edilen bazı taşeron işçilere hiçbir açıklama yapılmaksızın, inceleme sonuçları gösterilmeksizin kadro verilmedi. 

12) DAVALARINDAN VAZGEÇMEYEN TAŞERON İŞÇİLER
KHK ile getirilen bir diğer koşul da taşeron işçilerin devam eden davalarından veya icradaki alacaklarından vazgeçmesi ve geçmişe yönelik haklarından da feragat etmesiydi. Özellikle önemli miktarlarda alacakları olan bazı taşeron işçiler, dava ve alacaklarından vazgeçmemek için başvuru bile yapmadı. Sonuç olarak bu saçma sapan ve hukuka aykırı koşul, birçok işçiyi kendiliğinden dışarıya itti. 

13) SINAVLARDA BAŞARISIZ SAYILAN TAŞERON İŞÇİLER
Tebliğe ve Bakanın açıklamalarına göre sınavlar yapılacak işle ilgili ve basit olacaktı. Bakan “göz korkmasın” demişti. Ancak geçtiğimiz günlerde Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin şirketlerinden ANFA’da da görüldüğü üzere sınav koşulu, birçok yerde işçileri keyfi bir biçimde elemek için kullanıldı. Sözlü ve uygulamalı sınavlarda objektif bir koşul getirilmediği, işçilerin başarılı ya da başarısız olduğu kararı sınav komisyonlarının keyfiyetine terk edildiği için azımsanamayacak sayıda işçi sınavlarda başarısız sayıldı. 

14) TAM YIL ÇALIŞTIRILMAYAN TAŞERON İŞÇİLER 
KHK ile getirilen tam yıl çalışma koşulu nedeniyle okullar ve yurtlarda yılın 9-10 ayı çalıştırılan taşeron işçiler başta olmak üzere binlerce taşeron işçi kadro hakkından mahrum bırakıldı. KHK’ya göre bu işçiler kadroya değil geçici işçiliğe geçiriliyor. Yani bu işçiler taşeronda kaç ay çalışıyorlarsa, geçişten sonra da en çok o süreyle çalışacaklar ve kadrolu değil geçici işçi olacaklar. Kadrolu işçilerin haklarından ve tam yıl çalışma hakkından yararlanamayacaklar. 

15) YEREL YÖNETİMLERDE ÇALIŞAN TAŞERON İŞÇİLER 
KHK ile yerel yönetimlerde çalışan işçiler kapsama alınmakla birlikte kadro hakkından yoksun bırakıldı. Belediye, il özel idaresi, belediye şirketi ve mahalli idarelerin taşeronlarında çalışan işçilerden hak kazananlar, yerel yönetimlerin şirketlerine geçiriliyor. Örneğin belediyenin taşeronunda çalışan işçi belediyenin kadrolu işçisi olmuyor; belediye şirketinin işçisi oluyor. Bu işçiler kadrolu işçilerin hak ve ücretlerinden de yararlanamıyor. Yani taşeron gidiyor belki ama yerine kadro değil şirket işçiliği geliyor...

Onur Bakır / Sendika Uzmanı