Eğitim-Bir-Sen Tokat Buluşması’nda konuşan Ali Yalçın, küresel emperyalizmin, yerli işbirlikçilerini de harekete geçirerek vesayet ve işgal düzenini sürdürmek için kanlı, kirli operasyonlar yaptığına dikkat çekerek, “Irak ve Suriye, kan ve ateş denizine dönüştürülmüştür. 15 Temmuz darbe ve işgal girişiminin Türkiye’yi de bu kan denizinde boğma amacı güttüğü açıktır. Hâlihazırda yaşanmakta olan; hakla batıl, zorbalıkla adalet, emperyalist egemenlikle yerli ve millî duruş arasında geçen mücadeleden başka bir şey değildir” dedi.


 

Medeniyet değerlerinin rehberliğinde hak ve özgürlük mücadelesi verdiklerini kaydeden Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Değerlerine yabancılaşmadan bugünün, yarının farkında olmak, tarihsel bir bakış ve millî şuurla mümkündür. Milletimizin duygu ve inanç dünyasına bigâne kalmadan, sabırla, umutla sürdürdüğümüz mücadele, tarihi önemdedir. Samimiyete dayalı vefa duygusu, vefaya dayalı samimiyet, başarımıza başarı katarken, aynı zamanda bizi Türkiye’nin en etkili sendikası haline getirdi. Ama bizim için en önemli başarı, Türkiye’nin selameti, ümmetin kurtuluşudur. Yolları kapanmış, dize getirilmiş bir Türkiye’de hepimiz kaybederiz, emeğin değeri ve emekçinin geleceği de olmaz.”



 

Kriz üreten gidişattan yana olamayız

Millet olarak, çok kritik bir eşikte bulunduklarının altını çizen Yalçın, “Hakikat üzere olan bu millet, çeşitli örgütlenmeler ve oluşumlarla inancını, eylemini büyüte büyüte, direnerek var olmayı başarmıştır. Eğitim-Bir-Sen, çeyrek asırlık mücadelesiyle bu davanın tarihî değere dönüşen örgütlü gücüdür. O nedenle, biz ekmek ve emek mücadelesini, insan hakkı, hukuku, onuru, özgürlüğü davasından ayrı görmedik, görmüyoruz. Onursuz bir tokluğun, özgürlükten yoksun bir rahatın önemi yoktur”  şeklinde konuştu.



Kuruldukları tarihten beri millet adına vesayetçi odaklara karşı çetin mücadeleler verdiklerini dile getiren Yalçın, “Var olmamızı tarihi bir zorunluluğa dönüştüren, milletle birlikte ve millet adına verdiğimiz mücadelenin ruhudur. Milletimizle birlikte yeni bir istiklal mücadelesini sürdürdüğümüz şu sıralar kritik bir eşiğe gelmiş bulunuyoruz. İrademizi felce uğratan vesayet düzenine son vermek için 16 Nisan’da tarihi bir tercih yapmak durumundayız. Duruşumuz da, tercihimiz de nettir. Elbette yönetim iradesinin merkezine insanımızın seçimini, doğrudan millet iradesini koyan sistemden yana olacağız. Sürekli huzursuzluk, kriz, hüsran, çöküntü üreten gidişattan, sistemden yana olamayız. Yapısal olarak kriz üreten, her an krizlere açık mevcut sistemle geleceğe emin adımlarla yürümek mümkün değildir” ifadelerini kullandı.



 

Geleceğimiz için ter akıtmaya devam edeceğiz

16 Nisan’a ilişkin inisiyatif alma zamanı olduğunu vurgulayan Yalçın, “Terör örgütü PKK, ‘her dilde, Gezi ruhu ile hayır diyeceğiz’ diyor. Ben bu teşkilata soruyorum, tek dilde 15 Temmuz ruhu ile ne diyoruz? ‘Evet’ diyoruz. 16 Nisan’a ilişkin inisiyatif alma zamanıdır. Son tura girerken işi askıda bırakmayacağız. Ülkemizin geleceği için emek harcamaya devam edeceğiz. Terimizin buhar olmaması, emeğimizin değeri, ‘Yeni Türkiye’ için 16 Nisan’a ve 15 Mayıs’a kadar gece gündüz demeden çalışacağız” diye konuştu.