Tam da, eğitim liderliği konusunda bir dizi yazı yazacağımızı beyan edip, ilk olarak ‘Eğitim Liderliğinin Boyutları’ konusunu kaleme almışken; Milli Eğitim Bakanlığı, geçtiğimiz haftalarda yayınlayıp, geri çektiği, 2019 Yılı Eğitim Kurumlarına Yeniden ve İlk Defa Yönetici Görevlendirmeleri için duyuruya çıktı. Bu duyuruyu da, ÖSYM tarafından eğitim yöneticiliği yazılı sınavının takvimi açıklandığı günün hemen ertesinde yaptı.

Bu noktada eğitim yöneticiliğinin; bir uzmanlık alanı olduğunu, atanırken mutlaka objektif kriterler belirlenmesi gerektiğini, merkezi anlamda yapılacak bir sınavın ölçüt fakat yeterli olmayacağını, eğitim yöneticiliğinin ikinci görev olarak değil, mutlaka asli görev olmasının önemli olduğunu, dörder yıllık geçici görevlendirmelerle değil, soruşturmayla görevden alınma hariç, sürekli ve kadrolu bir pozisyon olmasının anlamlı olduğunu, sadece mülakatla gelen eğitim yöneticilerinin de mutlaka yazılı sınava girmesinin hakkaniyet gereği olduğunun altını defalarca çizmiştik.

2023 Eğitim Vizyonu’nun, ‘İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi ve Yönetimi’ bölümünde hedefler şöyle belirlenmişti;

-Okul yöneticiliğine atamada, yeterliliklere dayalı yazılı sınav uygulaması ve belirlenecek diğer nesnel ölçütler kullanılacaktır.

-Öğretmen ve okul yöneticilerimiz için yatay ve dikey kariyer uzmanlık alanları yapılandırılacaktır.

-Yatay ve dikey kariyer basamaklarına yönelik lisansüstü düzeyde mesleki uzmanlık programları açılacaktır.

-Okul yöneticiliği yüksek lisans düzeyinde mesleki uzmanlık becerisine dayalı profesyonel bir kariyer alanı olarak yapılandırılacaktır.

-Okul yöneticiliği profesyonel bir uzmanlık alanı olarak düzenlenip bir kariyer basamağı şeklinde yapılandırılacak, özlük hakları iyileştirilecektir.

Gelinen aşamada, 2023 Eğitim Vizyonu belgesini bir sur olarak kabul edecek olursak, surda ilk gedik açılmıştır. Üstelik Eğitim Bir Sen hariç(Eğitim Bir Sen’in de kimi itirazları var ama bu itirazlar, ‘İstemem, yan cebime koy’ mahiyetindedir.), bütün eğitim sendikaları bu konuda itiraz etmişken.

Bir yandan sadece mülakatla görevlendirilmiş bütün eğitim yöneticilerinden görev süresi dolanların görev süresini dört yıllığına uzatırken, bir yandan da bu görevlere ilk defa atanacaklar için yazılı sınav yapacaksınız! Üstelik de ilk defa sınava gireceklerden 180 TL gibi bir sınav giriş ücreti alacaksınız!

Bu karar, adaletsiz, liyakati gözetmeyen, alabildiğine haksız, eğitim yöneticiliğini hedefleyen meslektaşlarımızı umutsuzluğa sevk eden, okullarımızdaki iş barışını, okul iklimi bozacak olan ve okul kültürüne olumsuz etkileri olabilecek bir karardır.

Eğitim liderliği; çalışanlar ve okul paydaşları üzerinde etki gerektiren, okulun amaçlarına ulaşmayı hedefleyen ve takipçilerle karşılıklı etkileşimi ilke edinen dinamik bir süreçtir ve bu sürecin aktörleri olan eğitim yöneticileri, eğitim yönetimi formasyonuna sahip eğitimciler arasından objektif ölçütlere (Yüksek lisans-yazılı sınav-tarafsız akademisyenlerden oluşan mülakat komisyonları) göre seçilmelidir.

Okullarımızın, gelen-giden yazıları takip eden memur zihniyetli okul yöneticilerine değil, ‘Okul gelişim Modeli’nin anlamını bilen ve uygulayacak olan eğitim liderlerine ihtiyacı vardır. Bir sendikanın üyelerini memnun etmek, eğitim sistemimizin ve ülkemizin geleceğinde daha önemli olmasa gerek!

Abdullah Damar

Eğitimci-Yazar