Genel Başkan Önder Kahveci Kanal B’de canlı yayınlanan “Gündemin İçinden” Programına konuk olarak katılarak, çalışma hayatını ve gündemi yakından ilgilendiren konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kahveci'nin 3600 ek göstergeye ilişkin değerlendirmesi şöyle.

3600 ek gösterge konusunda artık adım atılmalı ve Cumhurbaşkanının sözü yerine getirilmelidir. Beklenti oluştu buna cevap vermek gerekir. Tüm kamu çalışanlarını kapsamalıdır bu ek gösterge konusu'
Kahveci'nin diğer açıklamaları ise şöyle:

KAHVECİ: BİZ TOPLU SÖZLEŞME MASASINA YETKİLİ OLMAYA TALİBİZ
2020-2021 yılına ait maaş zamlarının görüşüleceği Toplu Sözleşme döneminin bu yıl içerisinde gerçekleşeceğini söyleyen Kahveci, kamu çalışanlarının beklentileri doğrultusunda çalışmalara başladıklarını kaydetti. Enflasyonun altında rakamlara imza atanların kamu çalışanlarını getirdiği noktanın ortada olduğunu vurgulayan Genel Başkan, konuyla ilgili şunları söyledi:

“Kamu çalışanlarının ve emeklilerin beklentileri çok. Ağustos ayında toplu sözleşme masasına oturacağız. Biz şimdiden hazırlıklarımıza başladık. Taleplerimiz kamu çalışanların yaşadığı sorunlardan farklı talepler olmayacak. Şu anda kanun tek bir sendikaya imza yetkisi veriyor. Biz aslında buna karşı çıktık ama kanun bu şekilde geçti. Biz masada taleplerimizi dile getiriyoruz ama imza yetkimiz yok. Bu yasa elbette değişmelidir. Kamu çalışanlarının beklentileri tek bir konfederasyonun inisiyatifine bırakılabilir mi? Attıkları imzalar ortadadır ama ortaya çıkan enflasyon rakamları da ortada. Enflasyon farkının bir anlamı yok. Çalışanların çoğu bu aydan itibaren vergi dilimine girecekler ve kayıpları daha da artacak.”

“Biz imza yetkimiz olmasa bile masayı önemsiyoruz. İnsanların sorunlarını o masaya taşımak bizim görevimiz. Türkiye Kamu-Sen kamu çalışanları ve emekliler için yılmadan mücadele edecektir. Ne acıdır ki, dört toplu sözleşmeye imza attılar ama hepsinde başarısızlar” şeklinde açıklamasını sürdüren Kahveci, masaya yetkili diye oturanların bu yetkiyi hakkını vererek kullanmadığına vurgu yaparak kamu çalışanlarının haklarını koruyacak sendikalara yönelmeleri gerektiğini kaydetti.

Çalışanların ve emeklilerin önümüzdeki 2 yılı da kaybetme tehlikesi yaşadığına dikkat çeken Kahveci, “yetkili konfederasyon çıkıp, şu toplu sözleşmede başarılı olduk diyebilir mi? Kayıplar ortada, yaşananlar ortada. Kendini yetkili görenler zamlar güncellenmelidir bile diyemiyorlar. Eğer yine masaya otururlarsa, biz önümüzdeki 2 yılı da kaybederiz” diyerek ekonomik tabloyu gözler önüne seren yoksulluk rakamlarını açıkladı:

“Asgari geçim rakamlarını önceki gün açıkladık . Dört kişilik ailenin asgari harcamaları 6 bin 472 TL’dir. Bunlar TÜİK’in rakamlarıdır. Açlık sınırı ise 2 bin 419 TL’dir. Aldığınız zamma bakın, bir de bu rakamlara bakın. Tablo çok net ortadadır. Hedefimiz çalışanları yoksulluk sınırının üzerinde rakamlara taşımak. Bundan dolayı enflasyona dayalı ücret artışını kabul edemeyiz. Büyüme ve refah payı uygulamasının hayata geçmesini istiyoruz. Memurun aldığı ücret çarşı pazarı da hareketlendirecek, ekonomiye can verecektir.”

KAHVECİ: ÇALIŞANLAR DOLAYLI VERGİLERDEN DOLAYI CİDDİ KAYIPLAR YAŞIYOR
Adaletli vergi sisteminin mutlaka hayata geçirilmesi gerektiğini kaydeden Genel Başkan, daha maaş ele geçmeden devletin vergisini aldığına dikkat çekti. Dolaylı vergilerden ötürü ciddi kayıplar yaşandığını söyleyen Kahveci, şu şekilde açıklamasına devam etti:

“Vergi sisteminde adaletli bir yol izlenmelidir. Şu anda bordro mahkumu olanlar vergisini peşinen veriyor. Biz maaşımızı almadan devlet vergisini bizden almış oluyor. Dolaylı vergilerden de ciddi vergiler ödüyoruz. Vergi dilimleri noktasında adımlar atılmalı. Çalışanlar bu konuda çok mağdur ve bu mağduriyet giderilmelidir. Çalışanların yılın başında aldığı maaşlar ile yılın sonunda aldıkları arasında dağlar kadar fark oluyor. Bu adaletsizliği gidermek artık zaruri bir hal almıştır.'

KAHVECİ: ÇALIŞMA HAYATINDA İSTİHDAM POLİTİKALARI TEKE DÜŞÜRÜLMELİDİR
Kamuda çeşitli statülerde ve istihdam modellerinde çalışıldığını belirten Kahveci, aynı işi yapan ancak statüleri farklı olduğu için ciddi ayrımlar yaşayan çalışanların sesini duymak gerektiğini ifade ederek yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi noktasında çalışmalar yapılmasının zaruri olduğunu kaydederek şu ifadeleri kullandı: “Bu çalışanlar motive edilmeli. Gerek KPDK’da gerekse toplu sözleşme masasında bu konular gündemimizde olacak. Güvencesi olmayan iş güvencesi modellerinin ülkemize ve insanımıza hiç bir faydası olmaz. Biz kadrolu çalışmayı esas alıyoruz. İş güvencesini ortadan kaldıracak hiç bir çalışmaya biz müsaade etmeyiz. Bunun karşısında dururuz.”