Yeniakit  yazarı Abdurrahman DİLİPAK Ak PArti içindeki bazı kişileri isim vermedne gönderilmesi gerektiğini yazdı. 

İşte Dİlipak'ın bugünkü o yazısı:

İçimizdeki beyinsizler yüzünden....

Biliyorsunuz, “biz ıslah edicileriz” diyenlerin bazıları, aslında bozguncuların ta kendileridir..

ABD de böyle bir ülke. Islah ediyoruz diye PKK-PYD, FETÖ ile işbirliği yapan bir ülke..

Erdoğan gitti, söylenecek ne varsa söyledi. Ankara son noktayı koydu. İlişkiler açısından noktalı virgülle şimdilik kapı “December” kaldı.(!?) Ama “bir saldırı olursa, kim olduğuna bakmayız” uyarısı da yapıldı!.. “November pacha”lı (!?) Trump’a söyleyeceğini söyledi ve izzet-i ikbal ile ayrıldı bab-ı White Hause’tan, arkasında “Basının bana son zamanlarda nasıl davrandığına bakın, çok eminim ki Amerikan tarihinde hiçbir politikacıya daha kötü ve adaletsiz davranılmadı” diye  kederlenen bir başkan bırakarak!.

Trump bilmeli ki, “sizin eklemlenmiş gazetecileriniz”, “iyi çocuklar” başka ülkelerde, o ülkelerin yöneticilerine daha vahşi ve aşağılık bir şekilde sataşıyorlar ve sonra da onları idam ediyorlardı. Sahi Lumumba’ya ne oldu. Ya da Çad’da, Abeşe kentinden Kıp kıp katliamında neler yaşanmıştı!? İsterseniz Ruanda defterini hiç açmayalım. Kızılderililer ve kara derililerin başına gelenler eskide kaldı derseniz, bu daha çok yeni..

Sahi sizin Rubin’giller ne yapıyorlar.. Arkasında durduğunuz FETÖ’giller, PYD’giller!

FETÖ konusunda çalışmaya devam ediyorlar. Mesela F. Gülen konusunda hemen bir sonuç yok ama, İzmir’deki FETÖ’cü rahibi istiyorlar.. PYD konusunda da bugünden yarına bir gelişme yok.

Yani Amerika cephesinde yeni bir durum. Amerika dediğiniz “büyük Yunanistan” gibi bir ülke işte. Kim ne diyor belli değil. Cumhurbaşkanı Rothchildgillerle mi görüşseydi acaba. Yoksa bu konuları Pentagon’la, CIA ile filan mı konuşmak gerek..

Neyse, hiçbir şey sürpriz değil. İyi karşılandık, güzel uğurlandık, söylenecek ne varsa söylendi. Bundan sonra olacaklar için kimsenin bir mazereti kalmadı.

ABD şurada dursun biz işimize bakalım. Hafta sonu Ankara’da AK Partide kongre var.. Genel Başkanın kim olacağı belli. Onda bir sorun yok. Ama başkanın çalışma arkadaşları konusunda toplumda ciddi bir endişe var, onu söylemeliyim.. Çünkü bu kongrede seçilecek olan yöneticiler önümüzdeki seçimlerde belediye ve milletvekili adaylarını belirleyici konumda olacaklardır.

Ve tabi daha önce il ve ilçe teşkilatları belirlenecek..

Öncelik kimin olacağında değil, kimin olmayacağında olmalı. “Def-i mazarrat, celbi menafiden evladır” FETÖ olmaması yetmez. Yeni FETÖ’lerin oluşması-oluşturulması zor değil.. Paraya, kadına, makama tamahı olan, cahil, korkak ve ahlaksız adamları kapıya yaklaştırmayın lütfen.. Bazı bakan ve milletvekilleri belediye başkanı, teşkilat ve işadamları ile 3’lü, 5’li, 7’li çeteler oluşturup kumpas kuruyorlar, bürokrasi ve STK’ları teslim almaya çalışıyorlar..

Birileri AK Partinin akıbetini ANAP’a benzetmek için çalışıyorlar.. Buna fırsat verilmemeli.. Bunlar lider kadroyu ve teşkilatları kuşatmak için her yolu deneyecekler. Tarikat, vakıf, hemşehrilik, dava, akrabalık, hanım, enişte, damat, kayınbirader, her yolu deneyecekler.. Deniyorlar da.. Onların da arkalarında FETÖ ve benzeri yapılar, uluslararası finans kuruluşları ve istihbarat örgütleri var..

Stratejik kurumlara dikkat, özellikle de istihbarata. Ve finans kurumlarına da dikkat etmek gerek. Paranın izini sürün her yere ulaşırsınız.. Devletin ne kadar finans kurumu varsa, bankalar, SPK, BDDK, borsa, TMSF, sigorta şirketleri, bazı holdingler, kredi kurumlarını izleyin, bunların doğrudan ve dolaylı olarak kimlerle temas içinde olduklarına bakın..

Mutlaka bakan, milletvekili, teşkilat bağlarını bulacaksınızdır.. Bu adamlar icabında çok da acımasız olabiliyorlar..

Birilerinin sadece geçmişine bakarak karar vermemek gerek. Mutlaka geçmişine bakmak ama, o tek garanti değil. Para, kadın ve iktidarın dönüştürücü gücü, daha önce bu imkanlara sahip olmayanların tahminlerin ötesinde radikal bir şekilde dönüştürebilir.. “Harun gibi gelenler, Karun’a dönüşebilirler”. 

Paranın izini sürün bu adamları bulursunuz. Bakın bunların kullandıkları paraların bir kısmı yurt dışına kaçırdıkları paralar. Yurt dışından kredi bulmuş gibi yapıyorlar. Bir kısmı FETÖ ve benzeri örgütlerin değişik kişilerin üzerindeki bankalardaki paralar. Ya da uluslararası fonlardan para getiriyormuş gibi yapıyorlar..

Bu sistemdeki adamları kim oraya getirmiş, onları kim koruyor, bunları bulmak zor değil. Bunlar arasındaki networku kim sağlıyor. Kurye kim?

Bu hainler, mesela FETÖ ile mücadele eder gibi gözükürken, aslında bu hareketin en dış halkasındaki bir kaç isim ve daha önce FETÖ’cü iken vazgeçmeleri ihbar ederek kendilerini aklamaya çalışıyorlar. “Milli Görüş’çü, İmam Hatipli, AK Genç, filan hoca efendinin yakını” diye yakın çevrelerine bir takım adamları da alıp, bunlarla kendilerini gizliyorlar..

Aşağılık adamlar bunlar.. Kendilerinden çok emin gözüküyorlar. “Reis’çi” geçiniyorlar bugün için. Kaz gelecek yerden tavuk esirgemiyorlar.. Reis’in yakın çevresi ile de yakın, sıcak, cömert ilişkiler kuruyorlar..

Sahi, birinin şunu bir açıklaması gerekiyor: El koyduğunuz bir bankanın tepe yöneticileri dışarıda, ama o bankada hesap açtıran birileri içeride.. O dışarıdaki adamları kim dışarıda tutuyor. Bu işe kim aracılık ediyor. O zaman niye ABD’ye, AB ülkelerine kızıyorsunuz ki, o adamları yargılanması için Türkiye’ye teslim etmiyor diye! Onları bulun ve cezalandırın lütfen.

FETÖ’cü olmadığı halde ya da gerçekten bu işten dönenleri FETÖ’cü diye ihbar eden hainler bir an önce tesbit edilip, en ağır bir şekilde cezalandırılmalı. İnsan kaynakları ve teftiş kurullarına bir bakın.. Kuyruğunu bırakıp kaçmaya çalışan kertenkele misali üç tane en alt seviyede zavallı insanı atıp “Bizim içimizde FETÖ’cü yok” diyenlere de daha dikkatli bakın..

Bakın, içimizdeki gafiller, dışarıdaki hainlerden daha tehlikeli olabilir. İçimizdeki hainler, dışımızdaki düşmanlarımızdan daha tehlikeli olacaklardır..

Hafta sonu kongre var. Aman dikkat! Tekrar söylüyorum: “Def’i mazarrat celbi menafiden evladır..” Yıpranan isimleri gönderin. Bazı şeylerin şüyuu vukuu kadar tehlikelidir.. Şaibeli isimlerden uzak duralım..

İşi ehline vermek gerek. Önce ehliyet ve liyakat. Ve sonra bilgi, cesaret ve dürüstlük. Allah cahil ve zalim bir topluluğa yardım etmez. Korkak adamlarla bir yere gidemezsiniz. Onları teslim alırlar. Ahlaksız, zalim, müfsit insanlardan uzak durmak gerek..

Evet, hep sormamız gerek: İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allahım! Selam ve dua ile..

Abdurrahman DİLİPAK / Yeniakit

kamu haber, kamu ajans, Kamudan haberleri ve gelişmeleri  Ajanskamu farkıyla aktarmaya devam edeceğiz.

Ajans kamu Haber/ www.ajaskamu.net