Yalçın akan gözyaşların durmasının da emeğin savunulması ve ekmeğin büyütülmesiyle mümkün olduğunu kaydetti. 

Memur-Sen Konfederasyonu’na bağlı Sağlık-Sen tarafından düzenlenen, “Uluslararası Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikaları Sempozyumu,” Antalya’nın Alanya ilçesinde gerçekleştirildi. Programa, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve Memur-Sen Konfederasyonu’na bağlı sendikaların yönetim kurulu üyelerinin yanı sıra, yaklaşık 40 ülkeden, sağlık ve sosyal hizmet sendika temsilcisi katıldı. Yalçın, burada yaptığı konuşmada önemli konulara değindi. 

Gözyaşını, Alın Teri Mücadelesi Durdurur

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın konuşmasında, sendikal örgütlülüğün ve hak mücadelesinin önemine dikkat çekti. Dünyada dökülen mazlum ve mağdur gözyaşının, alın teri mücadelesi ile duracağına inandığını söyleyen Yalçın, “Bizler emeğin temsilcileriyiz. Ekmek mücadelesi veriyoruz. Bizim örgütlülüğümüz, mücadelemiz, üyesi olduğumuz sivil toplum kuruluşlarının davranışlarına sunacağımız katkı, dünyadaki gözyaşının da durmasını sağlayacaktır” ifadelerini kullandı. 

Bugün ülkemizin hemen yanı başında bir acı, savaş ve trajedinin yaşandığını söyleyen Yalçın, “Savaş devam etse de, kesintisiz bir hizmet, aksamaksızın sürüyor. Sağlık çalışanlarımız, o savaş ortamında bile kendi canlarını hiçe sayarak başkasını yaşatmaya çalışıyor” dedi. 

Konulara Sadece Ülkemiz Boyutuyla Bakmıyor, Bütün Mazlumlara El Uzatıyoruz

Konulara sadece ülkemiz boyutuyla bakmadıklarını söyleyen Yalçın, “Dünyanın neresinde bir mazlum, bir mağdur varsa ona kol kanat geren bir anlayıştayız. Arakan’da, Bosna’da, Somali’de, Yemen’de, Mısır’da nerede sancılı bir bölge varsa ona karşı duyarlı olmuş, karınca kararınca elini cebine atmış, ekmeğini bölmüş bir ailenin mensubuyuz. Kimsenin diline, dinine, ırkına bakmayız. Mazlumun dini, dili, ırkı sorulmaz. Biz emek örgütüyüz. Biz; gözlerimizin rengi farklı olsa da gözyaşlarımızın aynı olduğunu biliyoruz. Alın terimiz aynı renk. Olaya insan boyutuyla bakmak gerekiyor. Sadece kendini düşünen, kendini merkeze alan yaklaşımlar, dünyaya saadet getirmedi, felaket getirdi. Önemli bir kitleyiz. Alın teri mücadelesi veriyoruz. Emeğimizin karşılığını istiyoruz, ekmeğimizin peşindeyiz” şeklinde konuştu. Memiş: Başkaları Açken Tok Yatmaktan Kaçınan Bir İnançtan Geliyoruz

Sempozyumun açılışında konuşan Memur-Sen Genel Başkan Vekili ve Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, çalışma hayatındaki zorlukları aşmak, daha nitelikli, güvenli ve huzurlu çalışma ortamları sağlamak, çalışanların emeğinin ve hakkının korunması için örgütlenme mücadelesi veren sendikacı dostlarıyla bir arada olduklarını kaydetti.

Bombaların Parçaladığı İnsanların Feryadını Yüreğimizde Hissediyoruz

Hem Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak hem de ülkemizin en büyük konfederasyonu ve sendikaları olarak duyarlılık örneği gösterdiklerine inandıklarını söyleyen Memiş, göç yolculuğunda denizlerde hayatını kaybeden çocuk cesetlerinin sadece ülkemizin sahillerine değil aynı zamanda yüreklerimize vurduğunu ifade etti. 

Sınırlarımızın yanı başındaki coğrafyada atılan bombaların parçaladığı kadın ve çocuklardan yükselen feryatları en çok kendilerinin duyduğunu söyleyen Memiş, “Bütün bunları elbette dünya tarihi kaydedecek ve zamanında gerekli tedbirleri almayanları, sağır ve dilsiz kesilenleri asla affetmeyecektir” dedi. 

Kuruldukları günden beri sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının yanı sıra tüm kamu görevlilerinin mücadelesini sürdürmeyi, sivil toplum ve demokrasi mücadelesiyle birlikte devam ettirmeyi davaları olarak kabul ettiklerini söyleyen Memiş, “Ülkemizin en büyük sivil toplum kuruluşlarından biri olarak; geçmişte yaşadığımız her türlü zorluğa rağmen kat ettiğimiz mesafeyi, bugün üstlendiğimiz sorumluluğu ve bundan sonra yürüyeceğimiz yolu görerek; sendikal mücadelemize ve sivil toplumun gelişmesine azami katkılar sunmaya kararlılıkla devam edeceğimizi vurgulamak isterim. Ülkemizin en büyük Sağlık ve Sosyal Hizmet çalışanları sendikası olarak; dost ve kardeş ülkelerdeki partnerlerimizle eşit paydaşlık çerçevesinde ikili ve çoklu temaslarımızı daha ileri noktalara taşımak ve karşılıklı tecrübe paylaşımında bulunarak geleceğe dönük projeler üretmek suretiyle önce çalışanlarımız olmak üzere, insana, insanlığa dair faydalar sağlama kararlılığı içindeyiz” şeklinde konuştu. Gümüş: Sağlıklı Yaşam Süresinin Uzatılması İçin Çalışacağız

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Eyüp Gümüş ise konuşmasında, sağlıkta yaşanan dönüşüm ve gelecek vizyonuna yönelik değerlendirmelerde bulundu. Sempozyumun, sağlık sendikalarının vizyonunun tartışılması açısından önemli olduğunu söyleyen Müsteşar Gümüş, toplantının hayırlı olmasını diledi. Tecrübe paylaşımı ve bir araya gelmenin önemine değinen Gümüş, sempozyumun Türkiye’nin sağlık hizmetlerindeki başarısının yurt dışına aktarılması ve sağlık turizmi konusunda yaptığı çalışmalara da katkı yapacağına olan inancını dile getirdi. 

Türkiye’de sağlık sistemi ve hizmetlerinin 2002 yıllarından günümüze dek sürekli gelişerek devam ettiğini söyleyen Gümüş, “Yıllardır bu sistemin içinde olan biri olarak, bu gelişimden bahsetmek istiyorum. Farklı sağlık hizmeti sunan kurumlar vardı, bunlar birleştirildi. Polislerin, PTT’cilerin hastaneleri vardı, bunlar tek çatı altında toplandı. Önümüzdeki iki yıl içinde yenilenmiş hastanelere kavuşuyoruz. Bugüne kadar hastanelerimizin sayılarını artırdık. Şehir hastanelerini kuruyoruz. Bu şehir hastanelerinde tam donanımlı sağlık çalışanları hizmet veriyoruz” şeklinde konuştu. 2018, 2020 yıllarına ait vizyon açıkladıklarını söyleyen Müsteşar Gümüş, hedeflerinden birinin de sağlıklı yaşam süresini uzatmak olduğunu kaydetti. Hastalıklı yaşamın kimseye faydası olmadığını söyleyen Gümüş, “Edebali’nin o sözünde olduğu gibi, devletin yaşaması için insanın yaşaması lazım. Tedavi kolay ama, tedbir alarak hastalanmayı önlemek, sadece bakanlığın değil, bütün kurum ve sivil toplum örgütlerinin hedefi olmalı” dedi. 

Sağlık hizmetlerinin sunumunda yaşanan dönüşümün mimarının sağlık çalışanları olduğunu söyleyen Gümüş, çalışan memnuniyetini artırmanın da öncelikleri arasında yer aldığını ifade etti ve ilgili düzenlemenin en kısa zamanda yapılacağını kaydetti. 

Sempozyuma; Azerbaycan, Tacikistan, Özbekistan, Kazakistan, Moldova, Kırgızistan, Rusya, Ukrayna, Karadağ, Makedonya, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Kosova, Sırbistan, Endonezya, Somali, Sudan, Gana, Pakistan, Sudan ve Cezayir olmak üzere pek çok ülkeden temsilci katıldı.