Yalçın, 'Biz, ILO’da, emek taraflarıyla birlikte hareket edelim istiyoruz. Haklarımızı birlikte gündeme getirmeliyiz, sorunlara çözüm üretmeliyiz. Hatta bütün dünyada emeğin hakkını birlikte haykıralım diyoruz. Gündem emekse biz her zaman masadayız' dedi.

 

Uluslararası Çalışma Konferansı’nın 106. Toplantısı'nın Haziran ayında Cenevre’de gerçekleştirileceğini belirten Ali Yalçın, 'Bu yıl Türkiye'nin en büyük emek hareketi olan Memur-Sen, ILO Çalışma Konferansı'nda çalışanları temsil edecek. ILO'da Türkiye’nin çalışan kesimini 1952’den bu güne 65 yıldır en çok üyeye sahip konfederasyon-emek örgütü sıfatıyla Türk-İş temsil ediyordu' dedi.

Temsil Yetkisi Memur-Sen'de

'Çalışan kesimin temsilinde bu yıl yetkinin el değiştirmesini gerektirecek bir durum ortaya çıktı' diyen Yalçın, 'ILO’da temsil yetkisini kullanacak emek örgütünün/konfederasyonun belirlenmesinde esas alınan “en çok üyeye sahip olma”  noktasında Memur-Sen 956.032 üye sayısıyla 889.509 üyeye sahip Türk-İş’ten 66.532 daha fazla üyeye sahip. Biz bu durum üzerine, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na Nisan ayı içerisinde konuyla ilgili başvuru yaparak 106. Çalışma Konferansı’nda Türkiye’nin çalışan kesimini temsil yetkisinin Memur-Sen’e geçtiğini bildirdik.  Bakanlık da temsil yetkisinin bizde olduğunu ifade eden yazılı cevabı 11 Mayıs’ta taraflara bildirdi' şeklinde konuştu.

ILO'da Emek Tarafıyla Birlikte Hareket Edelim

Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın sözlerini şu şekilde sürdürdü: 'Şimdilerde başta Türk-İş olmak üzere bazı konfederasyonlar; ILO’da işçilerin temsil hakkının bulunduğu, memurların temsil hakkının bulunmadığı tezini gündeme getirmeye çalışıyorlar. Oysa ILO, çalışan kesimin temsilinde işçi ya da memur ayırımı yapmıyor. Bunun yanında Uluslararası Çalışma Konferansına işçi konfederasyonlarının katılmasını gerektiren ya da memur konfederasyonlarının katılmasını engelleyen bir hüküm ILO Anayasasında ve sözleşmelerinde yer almıyor. ILO’yu işçilerin Uluslararası kuruluşu olarak gösterme çabası ötekileştirmedir, ayrıştırmadır, bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Bizim çağrımız nettir; ortak akıl, etkili diyalog ve emek için uzlaşma... Biz, ILO’da, emek taraflarıyla birlikte hareket edelim istiyoruz. Haklarımızı birlikte gündeme getirmeliyiz, sorunlara çözüm üretmeliyiz. Hatta bütün dünyada emeğin hakkını birlikte haykıralım diyoruz. Gündem emekse biz her zaman masadayız.'iharop1ILO’da Temsil Edilen Çalışanın Hukukudur, Emeğin Hakkıdır

ILO'da temsil sorumluluğunun Memur-Sen'e ait olduğunu vurgulayan Yalçın, 'Türkiye’nin çalışanlarının, emeğin ve alın terinin ILO’daki temsil yetkisini kullanacak olan konfederasyonun hatırla değil kuralla, anlamsız kaygılarla değil resmi sayılarla belirlenmesi hem ulusal hem de uluslararası hukukun gereğidir. Artık bunu tartışmanın da lüzumu yoktur. Çünkü; Türkiye’de çalışanların iradesi, kamu görevlileri sendikacılığı ile işçi sendikacılığındaki örgütlenme oranları, memur ve işçi konfederasyonlarının üye sayıları gibi farklı parametrelerin her biri ILO’da Türkiye çalışanlarını temsil sorumluluğunun Memur-Sen’e ait olduğunu gösteriyor, belgeliyor. Memur-Sen, Türkiye’de emeğin hakkını koruma noktasında gösterdiği hassasiyeti ve kararlılığı ILO’da da sergileyecektir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Temsil sorumluğunu yerine getirirken, yetkimizi kullanırken memurları öncelemek, işçi kesimini ötelemek gibi bir hatanın içine düşmeyiz. Bizim bakışımızda, gözyaşı gibi alın terinin de rengi ortaktır.  Memurların ve işçilerin alın teri arasında, emeklerinin değeri arasında bir ayırım yapmayız, böyle bir ayırımın yapılmasını da doğru bulmayız. ILO’da temsil edilen çalışanın hukukudur, emeğin hakkıdır, alın terinin değeridir' dedi.

Diyalog Adımı Atılacaksa Atacak Taraf Bellidir

'Biz bu ilkeden hareketle sosyal diyalog çağrısında bulunduk, bulunmaya devam ediyoruz' diyen Yalçın, '1 Mayıs’ta Kütahya’dan taraflara çağrımızı yaptık. Algı yönetimi yapmaya çalışan bazı konfederasyonlar sosyal diyaloğu imkansız hale getirmek için özel çaba sarf ediyorlar. ILO teamüllerine göre sürecin yürütülmesindeki yetkinin kimde olduğu da, adım atılacaksa, atacak yer de bellidir' dedi.

Vesayet Alışkınlığını Emek Üzerinde de Sürdürmek İstiyorlar

Yalçın, sözlerini şu şekilde sürdürdü: 'Biz oluşmuş teamüllerin uygulanmasından başka bir şey istemedik. Maalesef ülkemizde yıllarca milli iradenin üzerinde yaşanan vesayet alışkanlığı, emek üzerinde de sürdürülmek isteniyor. İşçi sendikacılığında yüzde 1’lik temsil kabiliyetine sahip olan konfederasyon bile kalkıp, memur sendikacılığında örgütlenmede yüzde 37 oranı tutturmuş, 3 milyon kamu görevlileri, iki milyonu bulan memur emeklileri toplamda 5 milyon yani tüm kamu görevlilerini toplu sözleşmede temsil eden bir yapı hakkında cümle sarf edebiliyor. Sorun buradan başlıyor.'