31 Mart yerel seçimlerinden sonra işten çıkarılan işçiler, ücretli öğretmenlik, İmam Hatip ve diğer okullardaki ders içerikleri ve Diyarbakır’da evlat nöbeti tutan annelerle alakalı olarak Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Akit’e özel açıklamalarda bulundu.

İş cinayeti işleniyor
İşten çıkarılan işçilerin akıbetlerine ilişkin konuşan Ali Yalçın, şunları dile getirdi:

“Ortada bir cinayet var. İnsanları iki satır yazıyla kapının önüne attılar. Bazı belediyelerde işçi çıkarmayacağına yönelik noterden teminat verenler oldu. 12 bin 500 kişi Hak-İş’ten istifa ettirildi. 7 bin istifa ve bin kişinin üzerinde işten atılma da Memur-Sen Konfederasyonu’ndan var. Emekçinin ekmeğiyle oynanmayan belediye yok. Bizim sendikalarımızdan istifa ettirdikleri ve kendi sendikalarına geçirdikleri kişileri bile işten attılar. Biz sendikanın memuru değiliz. Biz devletin memuruyuz. Devlette devamlılık esastır. Bir kişinin iki dudağının arasında kalan cümlelerle bu iş yürümez. Devlete olan güven azalır. Bu herkesin ortak yarasıdır. Bu konuda bir yasal düzenleme yapılmalıdır. Bu düzenlemeyle 31 Marttan sonra işten atılanlar işine geri alınmalı. Muhalefet ve İktidar bu konuda çalışmalı ve bu isteğimizi yerine getirmelidir. Bu işi meclis düzeltir. Bunlarla alakalı kadro düzenlemesi yaparak bütün tartışmayı bitirirsiniz. ‘Mart’ın sonu bahar’ diyeceksin, ‘Derman belediyeciliği’ diyeceksin insanlara zulüm edeceksin. Bu kabul edilemez. Biz her zaman emekçinin yanındayız. Bu konuda da her türlü mücadelemizi veriyoruz.”

350 bin sözleşmeli
2016’dan itibaren 125 bin sözleşmeli öğretmenin görev yaptığını belirten Başkan Yalçın, şöyle devam etti: “2011 yılında kamuda sözleşme konusunu kapatmıştık. Daha sonra tekrar bu konu gündeme geldi. Kamuda sözleşmeli personel sayısı ise 350 bine ulaştı. Bu sayı içerisinde 41 çeşit sözleşme çeşidi var. Her kurum kendi mevzuatına göre sözleşme yapıyor. Bu çözüm değildir. Tam bir köstektir. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Kamu personeli ile sözleşmeli arasında 26 çeşit fark var.  Aynı işi yaptığınız insanla aranızda uçurumlar var. Bu insanlar eş durumundan bir araya gelemiyor. Aileler büyük perişanlık yaşıyor. Bu durum bütün kurumlarda böyle. Öyleyse sözleşmeli istihdam biran önce bitirilmeli. Kamuda çalışma barışı temin edilmelidir.”

HDP’lilerin çocukları
Diyarbakır’da eylem yapan annelere ilişkin de konuşan Yalçın, annelerin bütün saf duygularıyla çocuklarını istediklerini belirterek şöyle konuştu: “Aileleri perişan olmuş insanlar orada. Ya zorla ya da kandırılmayla dağa çıkan çocuklar var. Annelerin talebi haklıdır. HDP’li vekillerin çocukları Maldivler’de tatil yaparken bu kadınların çocukları dağda katil oldu. Annelerin feryadı dayanılmaz durumda. Biz oraya Memur-Sen olarak giderek onlara destek olduk. Anneler son derece haklı, son derece yerinde ve yürekten haykırışları var. İnşallah bütün annelerimiz yavrularına kavuşur.”

Sözleşme kaldırılsın
Kamuda acil çözüm bekleyen sorunları sıralayan Başkan Yalçın, sözlerini şöyle tamamladı:

“Süreli, süresiz bütün sözleşmeler kaldırılmalı. Yardım hizmetler sınıfı genel idare sınıfında değerlendirilmeli. 3600 ek gösterge var. Bu süreç hızlandırılmalı ve tamamlanmalı. Vergi konusu canımızı çok yakıyor. Bu vergilendirme sistemi tartışılmalı. Üniversiteli memur işçiler var. Bunlarla ilgili düzenleme yapılmalı. Ücretlerde sorunlarımız var. Toplu Sözleşme süreci düzenlenmeli. Hakem heyetine el atılmalı. Eğitimden sağlığa, tarıma kadar el atılmalı. Bütün hizmet kollarında sıkıntılar giderilmeli. Toplu Sözleşme geçti deyip bunlara kulak tıkamamalıyız.”

“İmam Hatip daha avantajlı”
Röportajında İmam Hatip ve diğer okullarda derslerin içeriklerini değerlendiren Ali Yalçın, şunları anlattı: “Ders boyutuyla bakarsak her alana yeterli ilişkin derslerimiz var. İmam Hatiplerin sadece diğer alanlara göre birkaç ders fazlalığı var. O yüzden eğer bir kişi İmam Hatip okullarına gidiyorsa avantajlıdır. Asla kendisini dezavantajlı hissetmesin. Bu açıdan ders boyutuyla alakalı bir sıkıntımız yok. Sadece tekniklerimizin gelişmesi yönünde, çocuklarımıza okulların sevdirilmesi açısından, yeni adımlar atılmasına yeni alanlara ihtiyacımız var. Yoksa bu konuda bir sorun yok. Çalışmalar yapılıyor ama daha fazla artırılması gerekiyor. Şu anda sadece ikili öğretim yapan okullarda biraz sıkıntı var. Onların sorunu da sabah ve öğlen olarak iki ayrı gruba ders vermesidir. Bu tip okullarda derslik eksikliğini gidermek gerekiyor. Bazı yerlerdeki fazlalıkları değerlendirmek lazım. Bazen yatırımlar nüfusa göre değil de, nüfuza göre yapılmasından kaynaklıdır. Bu durumu düzeltirsek eğitim sistemimizi de bir ray üzerine oturtabiliriz.”

Oğuzhan Gültekin  Ankara 

Akit