Ege Üniversitesini (EÜ) ziyaret eden Bakan Yılmaz, senato toplantısına katıldı. Yılmaz yükseköğretimde okullaşma oranını yüzde 14´ten yüzde 42´ye çıkardıklarına işaret ederek, kız çocuklarındaki okullaşma oranının da arttığına değindi. Türkiye´nin Avrupa´da yükseköğretimdeki okullaşma oranında birinci sırada yer aldığını, 7 milyon üzerindeki öğrenci sayısıyla Avrupa´da ikinci olduğunu ifade eden Yılmaz, 'Bundan sonra kaliteyi artırmak, altyapıyı gidermek lazım. Altyapı bitmeden kaliteden bahsedemiyorsunuz. Yükseköğretimde yatay büyümeyi sağladık. Önümüzdeki dönemde amacımız dikey büyüme. Nitelik, kalite artırma çalışmalarına devam ediyoruz. Yükseköğretim Kalite Kurulu oluşturuldu. Araştırma üniversitesi programlarını başlattık. 5 üniversiteyi bölgesel alanda kalkınma amaçlı belirledik. Bunlar pilot. Önümüzdeki dönemde bu üniversitelerin sayısını artıracağız.' diye konuştu.

Bakan Yılmaz, üniversitelerin her alanda çalışmasını ama bir alanda öne çıkmasını, ihtisaslaşmasını istediklerini anlatarak, şöyle devam etti: 'Üniversitelerimiz birbirinin aynısı olmasın, aynı değeri üretmesin. Diğerleriyle rekabetçi kılacak, mukayesede üstünlük sağlayacak alanlarda... Türkiye´yi coğrafyanın eğitim adası haline getirmek istiyoruz. Her üniversitemizin bir alanda öne çıkmasını istiyoruz. Öğretim üyelerimizin çalışma süresini 75 yaşına çıkardık. Araştırmacı olarak devlet okullarında çalışmış öğretim üyelerinin istemeleri halinde 1 yıl ücretli olarak araştırma yapabilmeleri sağlandı. Yardımcı doçentlikle ilgili düzenleme yapıldı. 100 alanda 2 bin doktora öğrencisi yetiştirmek istiyoruz. Ülkelerin en değerli varlığı insan varlığıdır. Üniversiteleri kaliteli hale getireceksek binalarla sağlanmıyor, altyapı olacak ama eğitimde temel unsur öğretim üyesidir. İlkokul, ortaokul, lise ve üniversite... Kesinlikle çok başarılıyız. Bunu öğretmenlerimize, akademisyenlerimize borçluyuz. Sağlıkta memnuniyet yüzde 39´dan yüzde 75 civarına çıktıysa doktorumuzun, hasta bakıcısının, hemşirenin iyi yetiştirilmesinden. Niye yüzde 80-90 değil. O da eğitimden. Geldiğimiz hedefleri eğitimle yakaladık ama ulaşamadıklarımızı da eğitimden dolayı yakalayamadık.'

Türkiye´nin nüfusunun, enerji tüketiminin arttığını ancak çevre kirliliğinin azaldığını dile getiren Yılmaz, çevre anlamında bir çok işin yapıldığını, 80 yılda yapılan bölünmüş yollardan, havalimanından fazlasının inşa edildiğini, daha önce olmayan hızlı trenlerin hizmete girdiğini anlattı. Yılmaz, Türkiye´nin 2002´deki milli gelirinin İsveç, İsviçre ve Hollanda´nın gerisinde bulunduğuna değinerek, 'Şimdi ilerisinde. ´Bu ülkelerin önüne geçmeyi ne sağladı?´ İlave petrol, altın, elmas madenleri mi bulduk? Tek üstünlüğümüz beşeri sermayemiz. Dün yardım alan ülkeydik, şimdi yardım eden ülkeyiz. Milli gelirine oranla en fazla yardım eden ülkeyiz. Dün borç aldığımız IMF´ye bugün ´isterseniz borç verebiliriz´ diyoruz. Bunu eğitime borçluyuz.' ifadelerini kullandı.

Bakan Yılmaz, eleştirilere bakıp Türkiye´deki eğitimin geriye gittiğini söylemenin doğru olmayacağını vurgulayarak, 'Göstergeler bunu söylemiyor. 2007´den 2017´ye kadar dünyada milli geliri en fazla artan ülke Türkiye. Bu başarıyı eğitimle sağladık. Türkiye, beşeri sermayesini Türkiye´ye katkı vermeyi sağlamaya dönüştürmüştür.' dedi.

EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak da 63 yıllık üniversitede 15 fakülte, 65 bin öğrenci, 5 bin akademik kadro, 5 bin idari kadro bulunduğunu söyledi.

Bakan Yılmaz, daha sonra yerleşke içinde yapımı süren caminin inşaatını inceledi. Eğitimin önemine dikkati çeken Yılmaz 'Camiye gelecek olan kişinin önce iyi bir eğitimden geçmesi gerek. Önce okul, sonra cami.' diye konuştu.