Bütün tanıyanların, “Allah’ı (cc) şahit kılıp” Kur’an’a yemin ederek “bunlar FETÖ’cü değildir” dedikleri akademisyenleri kendi uydurduğu yalanlarla üniversiteden ihraç etmişti Rektör Aydın Durmuş.

Rektör Durmuş’un FETÖ’cü diye üniversiteden attığı bu şahsiyetlerden kimisi MGV, Memur-Sen, kimisi İlim Yayma Cemiyeti, kimisi de Altınoluk Camiası’ndan gelmiş vekimileri hala bu camialarda yöneticilik yapan akademisyenlerdi.

Bu akademisyenleri FETÖ’cü diye yaftalamak bühtandı. “Bu insanlara FETÖ’cü demek aşağılık iftiradır”diyenleri de töhmet altında bırakmıştı Rektör Aydın Durmuş. Allah’a vereceği hesabı hiçe sayan Rektör Durmuş o günlerde, “…Hukuk kurallarına bağlı olarak işlem yaptık…” diyerek eleştirilere cevap verdikten sonra bu akademisyenleri de “FETÖ/PDY ve PKK gibi terör örgütlerine maddi-manevi destek verenler” kategorisine sokmuştu.

Sadece böyle mi demişti Rektör Durmuş?

“Terörist başının bir çağrısı ile evini, arabasını satıp, başka bankalardan faizle para çekip Bank Asya’ya para yatıran kişilerin savunmasını yapmaya kimsenin hakkı yoktur” diyerek,en yakınlarını dahi FETÖ’cüşüphesiyle sahiplenmeyen bizleri FETÖ avukatlığını yapmakla suçlamıştı “ilim adamı!” Rektör Durmuş.

Batman 7’den 70’e “Allah’tan korkun, bu insanlar hergün karşılaştığımız insanlar, bu insanların çocukluğundan bugüne kadarki bütün hayatlarını biliriz, bunlar nasıl FETÖ’cülükle suçlanır? Yoksa siz FETÖ’yü sulandırmak suretiyle FETÖ’ye hizmet mi ediyorsunuz?” demişti de Rektör Durmuş bunu da başka bir bühtan ile cevaplamıştı:

“Üniversitemizi ve rektörlüğümüzü karalama amacıyla oluşturulmuş iftiralar.”

Davut Okçu, olmayan BankAsya hesabı yüzünden neler çekti neler? Sonunda yargı, “mezkûr şahsın BankAsya hesabına rastlanmamıştır” kararı verdi de Rektör’ün hilaf-ı hakikat beyanlarla ne ocaklar söndürdüğü ortaya çıktı.

Osmangazi Üniversitesi’ndeki faciadan aylar önce, “Batman Üniversitesi faciaya yol açabilir” demiştik. Allah’a şükürler olsun ki Batman Valisi’nin, Batman’ın dindar camiasının, sorumluluğunun bilincinde STK’larınbasiret ve hassasiyetleri sayesinde korktuğumuz olmadı.

Davut Okçu gibi Doç. Dr. Bilal Şeker de tanıdığım değerli bir bilim adamı. Onları ve Dr. İsmail Arsel’i tanıyan herkes,“FETÖ’cü olmadığına Allah için kefil oluruz”demişlerdi.

Ama bu saygın akademisyenler için Rektör Aydın Durmuş:

“Terörist başının bir çağrısı ile evini, arabasını satıp, başka bankalardan faizle para çekip Bank Asya’ya para yatıran kişilerin savunmasını yapmaya kimsenin hakkı yoktur…” demişti.

Peki, Rektör Durmuş’un yukarıdaki iddiası ile ilgili olarak yargı ne demiş ne karar almış ona bakalım:

“BankAsya’ya para yatırmada, sıfırlamada, para azalığında isimlerinin geçmediği”,
FETÖ/PDY kapsamında değerlendirilen belge, evrak, Derneklerde ve sendikalarda kayıtlarının olmadığı,
KOM Daire başkanlığı ve bağlı birimler tarafından yürütülen soruşturmada konu şirketlerde… bulunmadıkları,
Bu şirketlerde SGK kayıtlarının olmadıkları…
Hatta Bylock’ta kayıtlarının olmadığı, HTS kayıtlarında FETÖ’cülerle telefon görüşmelerinin dahi olmadığı…

En sonunda da;

“Bilal Şeker ve İsmail Arsel’in FETÖ ile herhangi bir irtibat ve iltisaklarının tespit edilmediği…

İsnat edilen suç yönünden SORUŞTURMA YAPILMASINA YER OLMADIĞINA DAİR KARAR verilmesine,

Kararın bir örneğinin BATMAN ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNE GÖNDERİLMESİNE karar verildi.” Tarih: 30/03/2018.

Evet yargının vermiş olduğu karar bu. Sayın Rektör yargının vermiş olduğu karara itiraz etmeyecekse kendisine soruyoruz:

Sayın Rektör, bu insanları, insanoğlunun daha önce tanık olmadığı FETÖgibi bir ihanet şebekesi ile ilişkilendirdiniz. Bu akademisyenleri FETÖ’cü iftirası gibi haysiyet kırıcı bir suçlamayla ihraç ettiniz, manen telafisi imkânsız bir durumla karşı karşıya bıraktınız.

Oysabağımsız yargı Mustafa HakkıErtan, Davut Okçu, İsmail Arsel ve Bilal Şeker hakkında ileri sürdüğünüz bütün itham ve iddiaların gerçek dışı olduğunu söylüyor. Bu konuda bir açıklama yaparak suçladığınız bu insanlardan özür ve helallik dileyecek misiniz?

Yol açtığınız bu zulmü nasıl izah edeceksiniz?

Bu şekilde yaktığınız başka ocak var mı?

Asla silinmeyecek bu lekeyi kaç kişiye sürdünüz?

“…Hukuk kurallarına bağlı olarak işlem yaptık…” demiştiniz, yargının bu insanlar hakkında verdiği karardan sonra sizin o “hukuk kurallarınızı” merak ediyoruz! Bizi o “hukuk kurallarınız” konusundaaydınlatırsanız memnun oluruz.

Yoksa, “yanıma kâr kaldığı sürece yalanım yargının vermiş olduğu kararlardan daha önemlidir” deyip yeni kurbanlar mı arayacaksınız?

Bakın istifa edin demiyorum, zira o mekanizmayı işletebilmek başka meziyetler ister.

Kaynak: Ahmet AY / Milat Gazetesi