Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, eski Türkiye’de kalan uygulamalara başvuranların son kullanma tarihinin çoktan geçtiğini ifade ederek, “Sendika olarak, kurulduğumuz tarihten beri vesayetle mücadele ediyor, vesayetin izlerinin silinmesi için çalışıyoruz. Eğitim çalışanlarının, kamu görevlilerinin hak ve menfaatlerini savunurken, yasaklarla, yasakçı zihniyetle de mücadelemiz devam edecektir. Yeni Türkiye’nin akademi camiasında, özgür ortamlar olması gereken üniversitelerde yasakçı zihniyetin yeri yoktur, olamaz” dedi.

Iğdır 2 No’lu (Üniversite) Şube’nin üyelere yönelik düzenlediği toplantıda konuşan Latif Selvi, hak ve özgürlük temelli bir anlayışla sendikacılık yaptıklarını belirterek, “Özgürlüğün olmadığı yerde haklardan söz edilemez. Yakın tarihi hatırlayalım. Türkiye’nin, toplumun farklı kesimlerinin darbelerle terbiye edilmek istendiği o karanlık dönemlerde insan hakları ihlalleri had safhaya çıkmış, yasaklar olağan hâle gelmiş, özgürlükler rafa kaldırılmıştı. 28 Şubat sürecinde zirveye çıkan ihlaller ve hak gasbı, belleklerimizde hâlâ tazeliğini korumaktadır. Ücretler enflasyonun altında ezilirken, hakkını arayan binlerce insan fişlenerek eğitim ve çalışma hayatının dışına itildi. Açıklamalar yaparak, mücadele ederek, haksızlıkları alanlarda haykırarak, yetkililer nezdinde girişimlerde bulunarak, kampanyalar düzenleyerek, ısrar ve inatla, kararlılıkla sürdürdüğümüz sendikal faaliyetlerimiz sonucunda birçok sorun çözüme kavuşturuldu, yasaklar tarihe karıştı. Yetmez dedik, Türkiye’nin, milletimizin hak etmediği, uluslararası arenada sık sık karşımıza çıkan utanç verici uygulamalara son verilmesi için çabalarımıza devam ettik. Hayal dahi edilmeyen işlere imza attık. Eğitimde yaşanan güzel ve iyi işlerin altında emeğimiz ve imzamız var. Biz, elbette bütün bunlar oldu diye duracak, rehavete kapılacak değiliz. Çözüme kavuşturulmayı bekleyen sorunlarımız, yapılması gereken pek çok iş var” şeklinde konuştu.

Yasakların kaldırılmasında emeğimiz, sorunların çözümünde alın terimiz, haksızlıkların giderilmesinde mücadelemiz var

Doçentlik jürisinde görev alanlara ücret verilmesi, geliştirme ödeneğinin süresinin uzatılması, üniversite lojman tahsis komisyonlarında sendika temsilcisinin bulunması, sıra tahsisli lojmanların yüzde 15’inin idari personele ayrılması, üniversite yurtlarında çalışan personele üç katı tutarında fazla çalışma ücreti ödenmesi, cuma namazı ve hac izninin kamu personel mevzuatına dahil edilmesi, helal gıda sertifikasının kamu kurumlarında gündeme gelmesi başta olmak üzere, birçok kazanım elde ettiklerini dile getiren Selvi, “Atılan doğru adımlarda katkımız, yasakların kaldırılmasında emeğimiz, sorunların çözümünde alın terimiz, haksızlıkların giderilmesinde mücadelemiz var” ifadelerini kullandı.

Üniversite personelinin sorunlarına da değinen Selvi, şunları söyledi: “Profesör, doçent, yardımcı doçent ve araştırma görevlisi dışındaki kadrolarda yer alan öğretim elemanlarına geliştirme ödeneği yüzde 50’si tutarında değil, tam olarak ödenmelidir. Doktorasını tamamlayan akademisyenlere kadro tahsisi yapılmalıdır. Doçentlik sözlü sınavı kaldırılmalı, doçentlik süreci yeniden ele alınmalıdır. Yardımcı doçentler daimi kadroya geçirilmelidir. 2547 sayılı Kanun’un 33/a ve 50/d maddelerindeki araştırma görevlileriyle ÖYP araştırma görevlilerine daimi kadro tahsisi yapılmalıdır. Geliştirme ödeneği ve yükseköğretim tazminatı üniversite idari personeline de ödenmelidir. Döner sermaye gelirlerine katkısı olan idari personele de döner sermaye katkı payı verilmelidir. İdari personele merkezi sistem dahilinde üniversiteler arası yer değişikliği hakkı tanınmalıdır. YÖK ya da ÖSYM tarafından en geç iki yılda bir merkezi görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavı yapılmalı, üniversitelerdeki atamalar bu sınav puanına göre gerçekleştirilmelidir. Yurtlarda özel ve gece hizmetleri talimatı kapsamında yerine getirilen nöbet görevi karşılığı, yılı bütçe kanununda gösterilen birim çalışma ücretinin en az beş katı tutarında nöbet veya fazla çalışma ücreti; millî ve dini bayramlarda yapılan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları bir an önce yapılmalı, bu sınav sonuçlarına göre boş kadrolara atama gerçekleştirilmelidir.”

Karataş: Çözüm bekleyen birçok sorunumuz var

Iğdır 2 No’lu Şube Başkanı Kemal Karataş ise, üyelerinin sosyal, ekonomik ve özlük hakları için mücadele edip haklarını savundukları gibi, ülkemizin birliğini ve beraberliğini de her daim savunduklarını, ayrımcılığı, bölücülüğü, terör ve kumpasçılığı da lanetlediklerini kaydetti.

Üniversite çalışanlarının pek çok sorunu bulunduğunu söyleyen Karataş, “Bunların başında, idari personelin naklen tayin ve yer değiştirme, Devlet Personel Bakanlığı tarafından her yıl verilen kontenjan izin sayılarının az olması, naklen, emeklilik, istifa vb. durumlarda gidenlerin yerine kadro izni verilmemesi, becayiş hakkının olmaması gibi sorunlarımız mevcuttur. Üniversitelerde akademik personele verilen geliştirme ödeneğinin idari personele verilmeyişi, ÖSYM ve Açık Öğretim fakültelerinin sınav görevlerinin idari personele verilmeyişi ve uzman, okutman, öğretim görevlisi, araştırma görevlisi ve yardımcı doçent kadrolarında bulunan akademik personelin sözleşmeli olarak çalıştırılması sorunları var” dedi.

Toplantıda, Iğdır 1 No’lu Şube Başkanı Malik Akşit de bir selamlama konuşması yaptı.