Yoğun katılımın gerçekleştiği eğitime, Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yönetimi, vatandaşlar ve çalışan personeller katılım sağladılar.

Aynı zamanda poliklinik girişine kurulan stant sayesinde vatandaşların AİDS hastalığı konusunda bilgilendirilmeleri sağlanarak, farkındalık yaratılmış oldu.

Hastane konferans salonunda gerçekleşen eğitimde vatandaşlara ve çalışanlara AİDS hastalığı hakkında önemli bilgiler veren Dr. Ünlü şunları aktardı!

 AİDS HASTALIĞINA DİKKAT!

Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu’  AIDS,  dünyada ve Türkiye’de yayılmaya devam ediyor.

HIV, kan ve cinsel temas yolu ile bulaşır. En sık bulaşma yolu cinsel temastır. Hastalığı taşıyan anneden bebeğe, doğum öncesinde, doğum sırasında veya doğum sonrasında bulaşması mümkündür. Anne sütü virüsün bulaşmasına neden olabilir. Eğer HIV taşıyan bir kişi ile bulaşmaya neden olabilecek bir temas gerçekleşmişse koruyucu önlem alınması ve izlem için, hemen bir enfeksiyon hastalıkları uzmanına başvurulmalıdır. Doğurganlık çağındaki tüm kadınların AIDS konusunda bilgilendirilmesi ve gerekiyorsa test yapılması önerilmektedir. Eğer gebe HIV taşıyorsa, gebeye ve doğum sonrasında bebeğe koruyucu ilaç tedavisi verilerek bulaşma önemli oranda önlenebilir. Cinsel temas sırasında prezervatif kullanmak bulaşma riskini azaltır, fakat tamamen ortadan kaldırmaz. Kan ve kan ürünleri HIV, hepatit B, hepatit C ve frengi için test edilmektedir. Damar içi uyuşturucu kullanımının azaltılması ve bu kişilerde ortak iğne kullanımının önlenmesi  bulaşmayı azaltacaktır. Sağlık personelinin tüm kan ve vücut sıvılarını enfekte kabul ederek koruyucu malzeme (eldiven vb.) kullanması gereklidir. Yanak yanağa öpüşmek, tokalaşmak, işyerinde aynı ortamda çalışmak, aynı telefonu, aynı bardağı kullanmak bulaşmaya neden olmaz.  HIV  virüsü hava yolu ile bulaşmaz. HIV enfeksiyonu bulaşma sonrasında gribal bir enfeksiyon gibi başlayıp, daha sonra yıllar süren bir sessiz döneme girer. 10 yılı aşabilen bir süre sonunda bağışıklık sisteminde yetersizlik ortaya çıkmaya başlar. Kandaki virüs miktarı artar, bağışıklık sisteminin bazı özel hücrelerinin miktarında azalma ve bağışıklık sistemi işlevlerinde bozulma yaşanır. Bunun sonucunda, ağızda yaygın, tekrarlayan pamukçuk, uzun süreli ishaller gibi enfeksiyonlarda artış, ilerleyen dönemde bazı kanser türleri bu hastalarda daha sık görülür.

Tanıda vücutta HIV virüsüne karşı oluşan, anti-HIV antikor olarak adlandırılan madde aranır. Bu amaçla genellikle ELISA testi kullanılır. Bu testin pozitif bulunması durumunda anti-HIV antikoru daha detaylı olarak gösteren doğrulama testleri (Western Blot) uygulanır. Virüsün genetik maddesinin varlığını ve miktarını saptayan testler (HIV-RNA viral yük) hem özel durumlarda tanıda yardımcı olarak, hem de tedavinin ve ilaçların etkinliğinin izlenmesinde kullanılır. HIV enfeksiyonunun tedavisinde kullanılan çeşitli ilaçlar mevcuttur.  Fakat ilaç tedavisi ile HIV enfeksiyonunu tamamen ortadan kaldırılması mümkün değildir. Bu ilaçların ömür boyu kullanılması gereklidir. HIV aşısı için araştırmalar sürmektedir.