Polis kayıtlarına göre Nicolos Cruz o gün Marjory Stoneman Douglas Lisesi’ne yanında AR-15 model bir yarı otomatik silah ve her birinde 30 mermi olan çok sayıda şarjör ile geldi. 19 yaşındaki Cruz’un son sınıftayken disiplin cezası alarak atıldığı okuluna son gelişiydi bu. Okul binasının içine girmeden önce ateş etmeye başladı ve içeriye girince yangın alarmını çalıştırdı. Silah seslerini duyan öğretmen ve öğrenciler, yangın alarmıyla birlikte kaçmak için koridorlara çıkınca, kendisini kaçmaya çalışanların arasına gizleyen Nicolas Cruz’un açık hedefi haline geldiler.

‘‘Modern okul sistemi, son 150 yılda tüm ülkelerce rağbet edilen küreselleşmiş bir sistem. Dolayısıyla bu sistemin yol açtığı sonuçlar da küresel sorunlar.‘‘

Nicolos Cruz 12 kişiyi okulun içinde öldürdü. Dışarıya çıktığında okulun bahçesinde iki kişiyi daha öldürdü. Sonra kaçarken sokakta bir başkasını öldürdü ve iki kişi de kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Katliamı gerçekleştirdiği Marjory Stoneman Douglas Lisesi’nin iki kilometre uzağında yakalanıp gözaltına alındı. Her şey bittiğinde Nicolos Cruz’un tek başına gerçekleştirdiği katliamın bilançosu ağırdı: Çoğu öğrenci olmak üzere 17 ölü, 14 yaralı. Bu korkunç sonuç, katliamı ABD tarihinin en fazla can kaybı yaşanan 10 silahlı saldırısı arasına soktu. Başka bir istatistik ise bu olayın son olmayacağını haber veriyordu. Geçmiş yıllarda gerçekleşen okul katliamları bir yana bu olay, ABD’de 2018 yılı itibarıyla 6 haftalık süre içinde okullarda yaşanan 18’inci silahlı saldırı olayı olarak kayıtlara geçti.

 

‘‘Değiştirmek zorunda olduğumuz bir eğitim sistemiyle karşı karşıyayız. Başımızı bugün yaptığımız gibi kumdan çıkarmazsak Florida’yı yaşamaktan kurtulamayız!‘‘

Florida eyaletinin Parkland kentindeki Marjory Stoneman Douglas Lisesi’nde 15 Şubat’ta gerçekleşen bu katliam haberini duyduğumuzda biz henüz başka bir haberi hararetle tartışıyorduk. Çorlu Ahi Evran Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde ders esnasında bir öğretmenin sınıf içerisinde öğrencisi tarafından taciz edilişinin haberiydi bu. Bu haber kuşkusuz 15 Aralık 2017’de habercilerin “Lisede dehşet!” başlığı ile servis ettikleri İzmir Ödemiş’te meydana gelen saldırının yanında sıradan bir durumu yansıtıyordu. Hatırlanacağı üzere İzmir Ödemiş’te meydana gelen olayda, tıpkı Nicolas Cruz gibi disiplin cezası aldığı okuluna silahla gelen iki 11’inci sınıf öğrencisi, Okul Müdürü Ayhan Kökmen’i katlettiler.

Şimdi soru şu: Bu haberlere şaşırmak dışında anlamlı tepkiler verebilecek miyiz?

Modern okul sistemi geride bıraktığımız son 150 yılda tüm ülkelerce rağbet edilen küreselleşmiş bir sistem. Dolayısıyla bu sistemin neden olduğu, yol açtığı sonuçlar da küresel sorunlar. Küresel sorunlar ile biz fanileri karşı karşıya getirip şapkasından tavşan çıkaran sihirbazlar gibi “mucize” yaratarak sorunların üstesinden gelmemizi bekleyenlerin gafleti ortada. Küresel sorunların yerel çözümleri yok. Küresel sahada yaygın durumda bulunan bir sistemin acentalığını yapıp sonuçlarından muaf olmak söz konusu değil. 

Şimdi soru şu: Bu sistemin sonuçları ile yüzleşebilecek miyiz?

ABD için dün Arkansas, Virginia, İllinois, Connecticut bugün Florida!

Bizim için dün İzmir Ödemiş, peki ama yarın neresi?

ABD’nin okul katliamlarına ilişkin acı tecrübesi çok. Bu tecrübelerin ABD haritasına rapt edildiğini mi sanıyoruz? Peki, o zaman farklı ülkelerden gelen benzer haberlere ne diyeceğiz? ABD kendinden menkul bir okul modelini hayata geçirmiyor ki! O da tıpkı diğer ülkeler gibi cari olan bir modeli tıpkı bizim ve diğerlerinin yaptığı gibi sürdürmeye çalışıyor. Hatta bu modellemeler konusunda bize göre çok daha çeşitlilik arz eden alternatifleri var. Benzer yapılar benzer sonuçlar üretiyor. Benzer bir amaçlılığa sahip, benzer bir örgütlenme modelini benimsemiş, benzer zaman-mekân tasarrufunda bulunan yapılar söz konusu olan. Sonuçların benzerliğine şaşırmamak gerekiyor.

Modern uygarlık bir Janus gibi… Modern eğitim de öyle… İki yüzü var.

Bizler ise bize sadece bir yüzünü okuyanlarla muhatabız.

Bugün eğitim politikalarını son moda hapları yutmak sananlar, TV programlarının gedikli uzmanları ya da “Herkes çok gelişti, acayip gelişti, koşun biz de onlar gibi gelişelim!”, diyerek zaten rayında olduğumuz ana akım dünya manzarasına bizi mütemadiyen çağıran köyün kavalcıları ile çevriliyiz.

Oysaki ABD sadece Hollywood’dan ibaret değil.

ABD sadece Silikon Vadisi’nden ibaret değil.

ABD yarattığı markalar, kullandığı üstün teknolojilerden de ibaret değil.

ABD tüm bunlarla beraber, 6 haftada okullarında gerçekleşen 18’inci silahlı saldırının sonucunda çoğu öğrenci olmak üzere 17 insanı, bir lise son sınıf öğrencisi tarafından katledilmiş, 14’ü ise yaralanmış bir ülke. Cezaevi istatistikleri, taciz, tecavüz, cinayet sicili kabarık bir ülke aynı zamanda. 300 milyonu aşan nüfusun ciddi bir kısmı yoksul. Herkesin Beverly Hills’te evi yok ayrıca!

Düzeltmekten çok değiştirmek zorunda olduğumuz bir eğitim sistemi, bir okul modeli ile karşı karşıyayız. Eğer ne yaptığımızın farkına varmazsak, inatla sürdürmeye çalıştığımız ile yüzleşmezsek, başımızı tıpkı bugün yaptığımız gibi devekuşuna öykünüp kumdan çıkarmamak da diretirsek; Florida’yı yaşamaktan kurtulamayız!