Eğitim Bir Sen'in adını Demokrasi Söleni koyduğu şube seçimlerinde neredeyse her ilde birden fazla Aday yarışacak.

Eskişehir 1 nolu şube'de de Mevcut başkan Muammer BAŞKAN'ın karşısına bir rakip çıktı. 

Eğitim Bir-Sen 1 Nolu Şube Başkanlığına aday olduğunu açıklayan 

 

 

Ahmet Berberler Kimdir?

İlkokul ve ortaokulu Eskişehir’in İnönü ilçesinde tamamladıktan sonra lise eğitimimi Bozüyük Anadolu Öğretmen Lisesi’nde tamamladım. Daha sonra Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü’nü kazandım. Osmangazi Üniversitesi Eğitim Yönetimi alanında yüksek lisans yaptım. Üniversite hayatımda ve öğretmen olduktan sonra özel sektörde çalıştım. Sonrasında Milli Eğitim’e geçtim. 2010 yılında Eskişehir’e döndüm. Şu anda Melahat Ünügür Ortaokulu’nda okul müdürü olarak devam ediyorum.

Eskişehir’in en genç okul müdürlerinden birisiniz. Bunun size bir katkısı oldu mu? Bu yolda neler başardınız?

2015 yılında Melahat Ünügür Ortaokulu’na geldiğimde en popüler en bilindik okullarından birine müdür olmanın çekinceleri vardı. Çünkü yaklaşık 120 kişilik öğretmen kadrosu, 2000’e yakın öğrenci nüfusu ve biraz daha okumuş diye tabir edebileceğimiz veli kitlesiyle karşı karşıya olduğumuz için bu enerji ve sinerjiyi pozitif yönde yönlendirmemiz ve iyi işler çıkarmamız gerekiyordu. Genellikle sorun odaklı değil çözüm odaklı çalıştık. Bireysel yönetim değil farklı alandaki işlerde hep ekip olarak çalıştık. Akademik olarak baktığımızda son üç yılda hep ilk 3’de olan bir okul. Sportif anlamda Eskişehir’de değil Türkiye genelinde yarışıyoruz. Ben iddia ediyorum ki ülkemizin en başarılı ortaokuluyuz. Geçen sene 7 tane Türkiye kupası
getirdik. Bu senede yine farklı branşlarda Türkiye birinciliklerimiz oldu. Bu başarılarımızdaki en büyük pay öğretmenlerimizindir.

Ahmet Berberler Sivil Toplum Kuruluşları (STK)’nın neresinde?

Gerek İstanbul’da bulunduğum zaman gerek Eskişehir’e geldiğimde farklı sivil toplum kuruluşlarında, dernek ve vakıflarda varlığını devam ettiren biriyim. Ben sivil toplumun geliştirilmesi taraftarı olan biriyim. Sivil toplum kuruluşu nedir? Bunu çoğu insan tam olarak bilmiyor. Yukarıda devlet vardır. Tabanda da halk vardır. Sivil toplum halk ile devlet arasında bir aracıdır. Halk devlete direk ulaşamaz. STK’lar ile dileklerini, isteklerini veya projelerini devlete taşır. İnsanların kendilerini ait hissettikleri, ailesinden işinden kalan zamanları gönüllülük esasına dayanarak harcadıkları bir yerdir. Kimisi yardım çalışmaları sürdürür, kimisi burs imkanları sağlar, kimisi de öğrencilerin farklı alanda gelişmelerine katkı sağlar. Biz de sivil toplum varlığına inanıyoruz, öneminin farkındayız.

Birçok projeniz var. Sanırım son olarak “Tarihi Yazanlar ve Okuyanlar Bir Arada” projesini gerçekleştirdiniz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Evet, dokunacak o kadar çok alan var ki, gençlerimiz için, okulumuz için, ilimiz için, ülkemiz için... Dokunulması, farkındalık oluşturulmasını gerekli gördüğümüz alanlardan birisi de tarihimizle yoğrulması gereken gençlerimizdi ve böyle bir projeyi hayata geçirdik. Hem benim için hem de ekibim için en önemli şey gençliğin yetiştirilmesi. Bu konularda öğretmen olarak zaten sorumluyuz. Ama bunu daha genele yayabilmek için düşünüyoruz ve proje geliştiriyoruz. Bu projemizde yakın tarihimizde yaptığımız bir savaşın, kurtuluş harekatının kanlı canlı tanıklarıyla lise ve üniversite öğrencilerini bir araya getirdik. Maalesef okuyan bir toplum değiliz. Bu nedenle Kıbrıs Barış Harekatı’na katılan 50 gazimizi şehir dışından getirdik. Bunlarla beraber lise ve üniversitelerde 18 konferans, makam ziyaretleri ve şehir gezileri gerçekleştirdik. İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Anadolu ve Eskişehir Osmangazi Üniversiteleriyle iş birliği halinde hayata geçirdiğimiz projemizle yüzlerce üniversiteli öğrencimizle Üniversite eğitim fakülteleri konferans salonlarında, binlerce liseli öğrencimizle de düzenlediğimiz yarışmalarla ve konferanslarla buluşturduk. Bu sayede gençlerimizi hem bu konuda bilinçlenmelerini sağlamak, onlarında ilerleyen dönemde öğrencilerine aktarmalarını amaçladık.

Eskişehir’den çıkmış yazarlardan birisiniz. “Dil, Tarih, Kültür” kitabı hakkında bilgi alabilir miyiz?

Evet bir kitap yazdım. Ben kendimi yazar olarak görmüyorum. Yazar olabilmek için çok yol gitmek lazım. İlk baskısı tamamlandı, yoğun ilgi gördü ve İkinci baskısı ise yakında okurlarıyla buluşacak. Ben bu kitapta dilin öneminden bahsettim. Dilin kültürün ve tarihin aktarım amacı olduğunu söyledik. Yüksek lisans yaptığım süreçte dilin yozlaşması ve bu yozlaşmanın nesiller arasındaki iletişimi bozmasıyla alakalı makale çalışması yaptım. Kültürün, tarihin birinci aktarım aracı dildir. Ama dil nesiller arasında farklılaşmaya başladığında sıkıntı olduğunu gördüm. 60-70 yaşlardaki biriyle 10-15 yaşlarında bir genç birbirleriyle iletişim kurmakta güçlük çekiyor. Kültürün ve tarihin aktarımı artık zedelenmekte ve sekteye uğramaktadır. Dil, tarih neden önemlidir? Kültürün hayatımızdaki yeri nedir? Bunu anlatmak için bir kitap kaleme aldım.

Ahmet Berberler Bu Yola Nasıl Çıktı?

Başkanlığına aday olmadan önce sendikal anlamda duayenlerimiz ile görüş alışverişlerinde bulunduk. Yol arkadaşlarımla istişareler yaptık. Eğitim Bir-Sen sadece ücret ve atama sendikası olmamalıydı! Üstlendiği bir misyon, kuruluşundan bu yana gelen bir felsefe, bunun yanında öğretmenlerin kendilerini geliştirmelerine imkân sağlayacak kuruluş olarak özüne dönmesi gerekiyordu. Ağır sorumluluklarımız mevcut. 4500’e yaklaşan üyemiz, toplamda 11.000 eğitim çalışanımız var. Bunun yanında Eğitim Bir-Sen’in diğer STK’lar ile yapması gereken çalışmalar var. Bunların hepsini üst üste koyduğumuzda ciddi bir sorumluluk oluyor. Üyelerimize ve tüm eğitim öğretim çalışanlarına hizmet götürebilmek adına neler geliştiririz diye düşündük ve tasarladık. Böyle bir işe girdiğimizde öğretmen, memur, şoför, aşçı, hizmetli, teknik personel, engelli personel, müdür, müdür yardımcısı ayrımı gözetmeden hizmet edebileceğimizi anladık ve kollarımızı sıvadık.

Neden Ahmet Berberler?

Bir STK olarak Eğitim-Bir-Sen Türkiye’nin en büyük kuruluşu, Eskişehir’de etkili bir sendika. Delegelerimiz teveccüh gösterip bizi seçtikleri taktirde sendikamızın birleştirici gücünü tekrar ortaya çıkaracağız. Yönetimde sadece okul müdürlerinin değil, tüm eğitim çalışanlarının temsil edilmesini sağlayacağız. Sendikamız sadece atama merci ve özlük hakkı ile ekonomik çıktıları kovalayan bir kurum değildir.

Kazım Kurt'un gaziler günü mesajı
Sendikamızın asli vazifesi tüm üyelerinin ihtiyaçlarını karşılayarak, onların kendilerini geliştirmelerine fırsat tanımak, ilgi ihtiyaç ve sıkıntılarını gidermektir. En önemlisi de sendikayı sadece bağlı bulundukları bir sivil toplum kuruluşu değil, kendilerini ait hissedecekleri bir yuva haline getirmektir. Dolayısıyla bu yola çıkmadan önce neler yanlış yapılıyor ve nerelerde hatalar var bunları düşündük. Bunun sonucunda eksiklikleri masaya yatırdık. Aslında bu sadece Eğitim Bir-Sen’in değil tüm eğitim camiasının sorunuydu. Bu projeleri geliştirirken bu zamana kadar devam eden sorun ve sıkıntıları masaya yatırdık. Biz sendikanın yönetimine geldikten sonra kucaklaşmayı sağlamak için çalışmalarımızı yürüteceğiz. İnsanları
yeteneklerine göre yönlendirme yapacağız. Bu projelerimiz nelerdir?

-Bizim teşkilatımızın ana yapısını okul temsilciliklerimiz ve ilçe temsilciklerimiz oluşturur. Sahayı en yakından görecek ve oradaki ihtiyaçları, sıkıntıları tespit edecek olan okul ve ilçe temsilciliklerimizdir. Biz temsilcilik sistemimizin daha hızlı aktif edilmesini sağlayacağız. Bu yolla da üyelerimizin sıkıntılarını yakından inceleyeceğiz.

- Bunun haricinde iletişim kanalları çok önemlidir. İnsanların kurumsallaşan bir yapıda direk
ulaşabilecekleri, karşılarında bir muhatap bulmaları gerekmektedir. Biz de bununla alakalı olarak Turkuaz Masa’yı geliştirdik. Turkuaz masa üyelerimizin sıkıntı ve isteklerini aktarabilecekleri bir iletişim sistemidir.

Üyemiz olmasa dahi sıkıntılarını iletebilecekler. En geç bir hafta içinde kendilerine dönüş yapacağız. Yanlış anlaşılma olmasın burası bir yardım makamı değildir. Tavsiye makamı olacaktır. Biz sadece onlara yol göstereceğiz.

- Mevcut engelliler ve kadınlar komisyonumuz var. Bunlar devam edecek. İnsanları yeteneklerine ve kendini geliştirme istedikleri alanlara göre bu komisyonlara yerleştireceğiz. Örneğin bir Ar-Ge ve proje komisyonumuz olacak. Aslında şehrimize her anlamda hizmet edecek bir komisyon olacak. 10 tane genç öğretmenimizi alacağız. Proje yazmak, yürütmek, bütçelendirmek ve sonuçlandırmak noktalarında proje eğitimine tabi tutacağız. Bu arkadaşlar eğitimlerini tamamladıktan sonra gerek okullarımızda gerek diğer STK’larda proje noktasında yardımcı olacağız. Ve biz bu çalışmamız ile Eskişehir’i yazan, proje üreten bir konum haline getireceğiz.

- Sosyal İşler ve Kültürel İşler Komisyonu olacak. Mesela üyelerimiz kimi zaman doğa yürüyüşlerine gidecek, kimi zaman kamp kuracaklar, zaman zaman bisiklet turlarına çıkacaklar. Üyelerimizin şehir hayatından uzak, kendilerini aileleriyle iyi hissedecekleri mutlu bir ortam oluşturacağız.

- Çeşitli turnuvalar ve sportif müsabakalar düzenlenecek.

- İçimizde yazan çizen birçok öğretmen arkadaşımız var. Sadece üyeler değil bütün öğretim çalışanlarının kendilerini ifade edebilecekleri sürekli bir yayın hayata geçireceğiz.

- Bu ana kadar saydıklarımız üyelerimiz ve eğitim çalışanlarına yönelikti. Ben ve ekibim çocuklarımıza da hizmet vermeliyiz diye düşündük. Lise ve üniversite giriş sınavlarında üyelerimizin çocuklarına bir kurs açmayı düşünüyoruz.

Üyelerimizin çocuklarına burs oluşturacağız. Tabi bunların belli bir kriterleri olacaktır.

Son Olarak Eklemek İstediğiniz Bir Şey Var Mı?

Kısacası sendikamız öğretmen, memur, şoför, hizmetli, engelli personel, müdür, müdür Yardımcısı ayrımı gözetmeksizin tüm personelimizin sıkıntıları ile yakından ilgilenecek. İletişim kanalları sonuna kadar açık olacak. Dostluk ve samimiyet yüklü bir misyon ile çalışacak. Kazananın kaybedene kucak açtığı, birlik ve beraberliğin her alanda tesis edileceği yeni bir döneme merhaba diyeceğiz. Biz buradan tüm eğitim camiamıza

“HEP BİRLİKTE DAHA GÜÇLÜYÜZ” diye sesleniyoruz...