Ülkemiz, ara dönemleri saymazsak 94 yılda tam 64 MEB Bakanı değiştirdi. Son yirmi yılda değişen bakan sayısı 11, ortalama görevde kalma süreleri ise 1,5 yıl. Her gelen bakan “yenilik” adı altında sayısız yöntemler denedi. Ne var ki 94 yıldır değişmeyen tek şey mevcut seküler, laik, pozitivist eğitim sisteminin yapısı oldu. 19.yüzyıl eğitim anlayışı hala varlığını muhafaza ediyor!

Bu yılda da maalesef “yenilik” adı altında müfredatın değiştirildiği ifade edildi. 94 yıl öncesinin eğitim zihniyetini 2017 yılına taşımanın neresi yeniliktir!

Oysa söz konusu edilen, ders kitaplarında yapılan bazı değişikliklerdi.

Bu çerçevede son haftalarda kaç kitap toplatıldı, kitaplardan kaç sayfa yırtıldı inanın sayısını unuttuk. Başak Yayınlarından çıkan 6. Sınıflar Türkçe kitabının 13.sayfasında yer alan “ahlaksız karikatür” ile başlayan skandalların ardı arkası kesilmedi.

Doku Yayınlarından çıkan 4.sınıf Türkçe kitabının 113. sayfasında bu sefer “Evangelist” görseller eşliğinde müziğin, Tanrı Quetzalcoatl tarafından nasıl indirildiği anlatılıyordu! 4.sınıf öğrencilerin muhayyilesini altüst eden, çocuklarımızın kimyasını bozmaya yönelik konulmuş bir bölümdü bu.

Aynı yayınevinden çıkan ve yine 4.sınıflara yönelik hazırlanan Türkçe kitabının 31.sayfasına da bu sefer ecdadımıza hakaretler savuran bir şiir konulmuştu. “Halkın ne söz hakkı vardı ne oyu. Mutlak hâkim idi padişah soyu. Uyutulmuş idi asırlar boyu. Uyandı silkindi durdu bu millet” dizelerinin geçtiği bu şiirle sanki milli mücadele Osmanlı padişahlarına karşı verilmiş gibi takdim ediliyordu.

600 yıl dünyaya adaletle hükmetmiş bir imparatorluğun soylu padişahlarına bu ülkenin okullarında 94 yıldır aralıksız küfür ettiriliyor. Artık yeter! Ders kitapları aracılığıyla Osmanlı düşmanlığı, tarih düşmanlığı yapılmamalıdır. İmparatorluk bakiyesi bu milletin evlatlarına yazıktır. Buna en başta muhafazakâr dindar bir iktidarın en önemli kurumu olan MEB müsaade etmemelidir.

Ders kitaplarında skandallar bununla da kalmadı. Sevgi Yayınlarından çıkan 6. Sınıf Sosyal Bilgiler ders kitabının 148.sayfasında “Çan, hazan, ezan sesi buluştu” şeklinde verilen bir metinde FETÖ’nün “dinler arası diyalog” projesinin propagandası yapılıyordu. 6.sınıf öğrencilerine “hoşgörü” kisvesi altında sincice ezan ile çanı buluşturma mesajı verilecekti. Oysa bizim dinimizin böyle bir gayesi yoktur. Bu, FETÖ’nün ılımlı İslam projesi kapsamında yürüttüğü İslam düşmanı bir projedir.

Ada Yayınlarından çıkan 7. Sınıf Sosyal Bilgiler yardımcı ders kitabının 20.sayfasında “Basın Özgürlüğü” kapsamında ilgili anayasa maddesi gereğince yapılan yorumda 17-25 Aralık operasyonu meşrulaştırılıyordu. FETÖ’nün o günden beri yürüttüğü algı operasyonu olduğu gibi metne aktarılmış.

Öyle ki o sayfada “kötü niyetli kişilerin(!) yolsuzluk haberlerinin yapılmaması için kısıtlayıcı maddeler çıkararak basına sansür uyguladıkları, bununla birlikte daha fazla yolsuzluk yaparak ülkeyi ekonomik krize sürükledikleri “ yazılıydı. Burada ‘’kötü niyetli kişiler ‘’ olarak işaret edilen kuşkusuz Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır. FETÖ burada alçakça algı üreterek faaliyetlerine devam ettiği mesajı vermektedir.

Aynı kitapta,  Sinop’ta “Nükleere Hayır!” Mitingi başlığı ile verilen bir metinde Gezi’ci çapulcuların yaptığı eylemler meşrulaştırılarak ülkemizin enerji politikalarına sözde çevre hassasiyeti adı altında muhalefet yapılmaktadır. Bu sayfayı sosyal medyada paylaştığımda bir dostum; “Ne yani MEB, Türkiye’nin enerji politikasını sabote mi ediyor? Yorumunu yapmıştı. Haksız mı?

Daha da vahimi, Gün Basım Yayınlarının 7.sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitabında FETÖ’nün firari Alevi imamlarından Osman Eğri’nin hazırladığı Cabbar Kulu’dan Öğütler okuma metninin yer alması oldu. FETÖ’nün firari imamının ders kitabında ne işi vardı?

S.E.K Yayınlarının Ortaöğretim Felsefe ders kitabında da maalesef yine o ayıp işaretlerden biri yer almaktadır. İlkokul çocuklarına da yeniliklerden bahsedilirken “eskiden böyleydik” kısmında şalvarlı, sakallı, başörtülü aileler ve Osmanlıca sürekli olarak aşağılanıyor. Bu ülkenin çocuklarına bunu neden yapıyoruz anlamıyorum! Çok şükür çoğu bu bilgiler çıkarıldı. Ancak eğitim krizi devam ediyor!

Peki, 190 milyon kitap 20 milyon öğrenciye nasıl ulaştırıldı? Yazılan ders kitapları MEB’in bir sistemi olan panele teslim ediliyor. TTKB’in açıklamasına en son 6 incelemecinin 6 ayrı raporu tek raporda birleştikten sonra kitaplar ihaleye giriyor. Sadece 6 kişi!

Peki, ya bu bilgiler nasıl gözden kaçtı? Ben kaçmadığını düşünüyorum.  Çünkü bugün FETÖ’nün en etkin olduğu kurum ne yazık ki MEB’dir. Mevzu, CHP’nin ‘’Atatürkçülük müfredattan çıkarıldı’’  yalanına savunma yapmaktan daha vahimdir, önemlidir. Seküler, laik, bilimsel eğitim kisvesi altında ülkenin altını oyuyorlar. Buna izin veremeyiz. Cumhurbaşkanımız ivedilikle bu alana el atmalıdır.

Ufuk COŞKUN / MİLAT