Cezayir İşçi Partisi tarafından düzenlenen ve tüm dünya ülkelerinden büyük katılımın olduğu “Halk ve İşçilerin Savaş ve Sömürüye Karşı Mücadelesi Sempozyumu” Cezayir’de gerçekleştirildi. Programa, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcıları Mehmet Emin Esen ve Hacı Bayram Tonbul’un yanı sıra 40 ülkeden 200’ü aşkın sivil toplum kuruluşu temsilcisi, siyasetçi ve davetli katıldı.

Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen, burada Memur-Sen’i temsilen bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmasında çalışma hayatındaki sorunlara dikkat çeken Esen, sorunların çözülmesinin dünya ülkelerinin emek konularına ilişkin çalışmalarını artırmasıyla mümkün olduğunu kaydetti. Esen, Kudüs konusuna da değinerek, ‘Yaşasın Özgür Filistin” dedi. Refahın Bölüşümü Noktasında Emeğin Hakkının Devre Dışı Bırakıldığını Görüyoruz

Onurlu bir mücadelenin simgesi olmuş, sendikacılık geleneğinde Türkiye’de önemli bir yere sahip Memur-Sen ve bir milyonu aşan üyesinin temsilcisi olarak programa katıldığını belirten Esen, “Şahsım ve her bir üyemiz adına sizleri saygı ve muhabbetle selamlıyorum. Tarihi ve kültürel ortak üzerinden emek hakkında, emeğin hakkı için biraraya gelmiş bir topluluk karşısında Türkiye’nin en büyük emek örgütü Memur-Sen’i temsil etmek benim için onurlu bir görevdir” ifadelerini kullandı.

Emeğin, bugünkü paradigma nezdinde ancak maliyet hanesinde bir değere indirgendiğini belirten Esen, “Hatta öyle ki, refahın bölüşümü noktasında, emeğin hakkının devre dışı bırakıldığına şahit oluyoruz. Maalesef, emek örgütlerinin de bu noktada, sermaye merkezli tanımın içine hapsolduğu bir dönemden geçiyoruz. Sorun büyük” dedi. Sorunun Kökenine İnmeliyiz

“Üretim ve finans arasındaki bire yüzlük oran, içinde yaşadığımız, kavrulduğumuz krizin nedeni iken, emek tarafına düşen ise, nesneleşmek, metalaşmaktır” diyen Esen, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bakınız, dünyanın en az üçte biri çatışma halinde. Bunun da en büyük sebebi baştan beri anlatmaya çalıştığımız anlayıştır. Biz bu çatışmaların bitmesini istiyorsak; Refahın adil bir şekilde paylaşılmasını talep ediyorsak, sorunun kökenine inmek zorundayız. Bunun da ilk aşaması, modern dünyanın oluşturduğu tanımları irdelemektir. Mesela, modern iktisat teorisinin “kıt kaynaklar” ve “sınırsız ihtiyaçlar” teorisidir. Bugünkü sistem işte bu iki teori üzerine yükselmiştir. Tekelleşmenin, bir noktada bire doksandokuz diyebileceğimiz adaletsiz sistemin temelinde bu teori vardır. Oysa biz adalet arıyoruz. Adaleti merkeze koyup, tanımlarımızı ona göre yapmak istiyoruz.  Eğer adaleti merkeze koyarsanız, kıt kaynaklar sorunu çözülür. Biraz daha ileri giderek diyebiliriz ki, insanları baştan çıkaran arzulara ihtiyaç demekten de vazgeçeriz. Çünkü ihtiyaçlar sınırlıdır. Sistem bu hakikati gizlemek için çok farklı teoriler geliştirseler de bu hakikat değişmeyecektir.”

Dayanışma Ruhuyla Emek Merkezli Bir Dünya Düzeni Kurulabilir

Emek merkezli adil bir düzenin artık kurulması gerektiğini belirten Esen, bunun dayanışma ruhuyla başarılabileceğini vurguladı. Esen, “Bizim nazarımızda emek nesne değil öznedir. İnsan dahi emekle yoğrulur çünkü. Akıtılan terin kıymeti ancak bu anlayışla verilebilir. Bugün yaşanan finansal krizin aşılabilmesi için dahi bu düşünceye, bu mantığa ihtiyacımız var. Bu ve benzeri toplantılarda bu kavramları, bu gerçekliği canlı tutmalıyız. Emek örgütleri, dayatılana karşı kendini ortaya koyabilmesinin şartı da budur. Bu yüzden bu ve benzeri toplantıların çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Güçlünün haklı görüldüğü, tekelcinin haklarının meşrulaştırıldığı bir sistemi aşmak adına dayanışmayı güçlendirecek böylesi toplantıların çoğalması gerekiyor.  Emek örgütleri arasındaki iletişim artması dayanışmayı güçlendirirken, emeğin hakkı ve bölüşüm ortak bir söz ve daha güçlü bir sesle dile getirilecektir.  Son olarak; Buradan bütün STK örgütlerini, ABD’nin büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması kararına karşı durmaya davet ediyorum. Bu duygu ve düşüncelerle toplantınız hayırlara vesile olmasını diliyorum. Yaşasın dayanışma, yaşasın emek mücadelemiz. Kudüs, Filistin’in başkentidir, yaşasın özgür Filistin” ifadelerini kullandı.

Cezayir İşçi Partisi Louisa Hanoune ise, yaptığı konuşmada dünyadaki tüm STK ve sendikaları Kudüs için bir arada olmaya ve Trump'ın aldığı kararı geri alınca kadar mücadele etmeye davet etti. Hanoune, 'Cezayir halkı olarak bu kararı tanımıyoruz ve geçersiz sayıyoruz' ifadelerini kullandı.

Hanoune, dünyadaki emek örgütlerine de emek mücadelesine ilişkin çalışmaların artırılması çağrısında bulundu. Hanoune, 'Sempozyumumuza iştirak eden tüm STK'lara teşekkür ediyorum, bu sempozyumlar, dünyadaki emek bilincini artıracak, alınterinin gerçek değerini bulmasına da vesile olacak' şeklinde konuştu.