Enbursa yazarı Yüksel Baysal, bugünkü köşesinde “Faruk Çelik, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'ndan niçin alındı” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Yüksel Baysal, eski Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in “et ithalatı lobisinin baskılarıyla görevden uzaklaştırıldığını” ifade etti. Baysal, Çelik’in “Milli Tarım” politikasını gündeme getirdiğini belirtirken, “Et ihtilatı yerine, yerli üretimi teşvik etmek gerektiğini düşünerek 'Milli Tarım' politikasını gündeme getiren Faruk Çelik ise et ithalatına yasak koyduktan çok kısa bir süre sonra bakanlıktan alınmıştı” ifadelerini kullandı.

Baysal, gazeteci-yazar Soner Yalçın’ın 'Saklı Seçilmişler' adlı kitabında Faruk Çelik’in nasıl görevden alındığının anlatıldığını belirtti.

Yüksel Baysal’ın yazısı şöyle:

“Geçtiğimiz günlerde, Türkiye Gazeteciler Federasyonu'nda birlikte çalışmaktan onur duyduğum CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel, ithalat lobisinin egemen olduğu et sektöründeki skandalı gündeme getirdi.

Bursa'yı da yakından ilgilendiren konuydu bu...

Biliyoruz ki, eski bakan Faruk Çelik, et ithalatı lobisinin baskılarıyla görevden uzaklaştırılmıştı.

Bu konu, güya tarih anlatan, aslında günümüzün siyasetini yönlendirme amacında olan ‘Payitaht Abdülhamit’ dizisinin senaryosunda yer almıştı.

Hatta bu dizide Namet'in Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Kayar ile kızı ve oğlu oynatılmıştı. Namet de firma olarak dizinin sponsorları arasında yer almıştı.

Et ihtilatı yerine, yerli üretimi teşvik etmek gerektiğini düşünerek 'Milli Tarım' politikasını gündeme getiren Faruk Çelik ise et ithalatına yasak koyduktan çok kısa bir süre sonra bakanlıktan alınmıştı.

***

Türkiye'de, araştırmacı gazeteciliğin yüz akı bir isim olan Soner Yalçın, ‘Saklı Seçilmişler’ kitabında Faruk Çelik'in neden bakanlıktan alındığını anlatmıştı.

Daha doğrusu olayın bu bölümüne de ışık tutmuştu:

‘Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik görevinden alındı. Neden? Yanıtı vermeden önce size bir soru yönelteyim:

'Faruk Çelik denince aklınıza ne geliyor?': Et fiyatları!

Et spekülatörlerine karşı yürüttüğü mücadelede neler demişti:

-Kendi topraklarımızda kendi hayvanımızı üretip, kendi besimizi üretip, kendi soframıza getireceğiz.

Tarih 14 Mart 2017 idi.

-Kırmızı et piyasasında fiyatları tırmandırma gayretleri içinde olanları görmezlikten gelemeyiz. Piyasaları speküle edici girişimlere izin vermeyeceğiz.

Tarih 25 Mart 2017 idi.

-Yeteri kadar hayvanımız söz konusu ama spekülatörlerin malum yaz aylarında, ramazan ayında, kurban bayramına giden bu süreçte istismara dönük bazı uygulamalar yaptıklarını izliyoruz, gözlüyoruz.

Tarih 12 Haziran 2017 idi.

-Haksız kazanç sağlayanlar ve piyasada 80 milyonun çok daha pahalı tüketimine vesile olanlar var. Onları biz izliyoruz ve bunlar 5-6 firmadan ibarettir. Bunlara müsaade etmeyeceğiz.

Tarih 8 Temmuz 2017 idi.

Ve... 5-6 et firması kazandı; Faruk Çelik koltuğundan oldu.

Kim bu et ithali yapan 5-6 firma?

Bu ithal edilen et ve canlı hayvanın Türkiye için toplanmasını sağlayan firmalar kimindir? Kimler ortaktır? Arap kökenli patronlar kimlere komisyon vermektedir?

Bu soruların cevaplarını bulduğumuzda, neden dünyanın en pahalı etini yediğimizi de bulmuş olacağız?’

(Saklı Seçilmişler- sayfa 181)

***

Peki gelinen noktada durum ne?

Et ve Süt Kurumu'nun, depolarındaki dondurulmuş karkas et nedeniyle 491 milyon lira zarar ettiği Sayıştay raporlarıyla belgelendi.

Odatv'nin haberine göre, ‘2018 yılında ithalat için 2 milyar 900 milyon lira ödeme yapan kurum, 491 milyon 116 TL zarar etti.’

Odatv haberinin devamında şu bilgilere yer verildi:

‘2018 yılında 116 bin 760 baş ithal, 156 bin 975 baş yerli olmak üzere toplam 273 bin 735 büyükbaş hayvan kesimi gerçekleştiren ESK, bu kesimlerin büyük kısmını dondurarak saklamayı tercih etti. 2018 yılında kesilen 273 bin 735 büyükbaş hayvandan toplamda 29 milyon 996 bin 69 kilogram kırmızı karkas et elde edilirken, bunun 12 milyon 388 bin 149 kilogramı taze olarak piyasaya sunuldu. Geriye kalan 17 milyon 607 bin 920 kilogram ise dondurulmuş olarak depolarda bekletiliyor. 2017 yılında 3 milyon 898 bin 367 kilogram olan dondurulmuş et miktarının 2018 yılında yüzde 451 oranında artarak 17 milyon 607 bin 920 kilograma ulaşması dikkat çekti.’

TBMM KİT Komisyonu Üyesi de olan Atilla Sertel, bütün bu verilerden yola çıkarak şu görüşleri ortaya koydu:

‘Belki de savaş dönemlerinde dahi bu miktarda et depolarda bekletilmemiştir. Depolardaki dondurulmuş et miktarının bir önceki yıla göre yüzde 451 oranında artmasını uzmanlar yürütülen ithalat politikasına bağlıyor. Depolarda bu denli et var ve buna rağmen ESK'nın satış mağazalarında vatandaşlar ucuz et bulamıyor. Bir dönem fiyatların pahalılığını bahane ederek soğan depolarını bastıran iktidar, fiyat düşürmek bahanesi ile ithal ettiği etleri depolarda saklıyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?’

***

Böylesine akıl almaz bir ithalat ve depolarda bekleyen et nedeniyle kurum büyük zarar uğratıldı.

Atilla Sertel, bu durumu da şöyle ifade etti:

‘Sayıştay raporlarına yansıyan tespitlere göre; dövize dayalı ithalatın getirdiği finansman yüklerinin yanı sıra besicilere olan borçların ödenebilmesi için kurum ticari kredi kullanmak durumunda kalmış, bu durum kurumu faiz yüküyle karşı karşıya bırakmıştır. Denetimin yapıldığı dönem olan Nisan 2019 sonu itibariyle ödenecek olan kredi tutarı, 1 milyar 521,7 milyon TL düzeyine ulaşmış olup, aynı tarih itibariyle ödenen kredi faizlerinin tutarı 49,1 milyon TL'dir. İthalat nedeniyle 2018 yılında toplamda 2 milyar 900 milyon yabancıların cebine girmiş. Kurum zarar etmiş. Rakamlar tüm gerçekliğiyle ortada iken AKP iktidarı ve Tarım Bakanı halen ithalatı savunuyor. 'İthalata devam edeceğiz' diyor. Kurumlara görev zararı yazdıra yazdıra, yerli üreticiyi perişan ede ede ithalat yapıyorlar. Soruyorum; bunlar mı yerli ve milli?’

Şimdi anladınız mı Faruk Çelik, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'ndan neden alındı?

Ve biz yıllardır neden hala pahalı et yiyoruz; daha doğrusu yiyemiyoruz?”

Odatv.com