Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ’) elebaşısı Fetullah Gülen’in Altunizade’deki dershane binasında kaldığı dönemde odasını düzenlediği ve hizmetini gördüğü iddia edilen KHK ile kapatılana kadar burada 20 sene çalışan Ergin Mercan “silahlı terör örgütüne aza olmak” suçundan 8 sene hapis cezasına mahkum edildi.

8 YIL HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDI

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, yaklaşık 8 ay süren dava sonunda Mercan’ın “silahlı terör örgütüne aza olmak” suçundan 8 sene hapis cezasına çarptırılması ve tutukluluk halinin devamına ilişkin kararının gerekçesini açıkladı.

ALTUNİZADE FEM DERSHANESİ’NDE 20 YIL GÖREV YAPMIŞ


Gerekçeli kararda, FETÖ’nün 15 Temmuz vuruş girişiminin ardından yapılan ihbar sonucunda, 17 Ağustos 2016’da gözaltına alınarak tutuklanan Mercan’ın, amale olarak işe başladığı, sonrasında kantin işletmecisi olduğu, bir devre teşkilat başının da ikamet ettiği KHK ile kapatılan Altunizade FEM Dershanesi’nde 20 sene vazife yaptığı kaydedildi.

SANIĞIN SAVUNMASI İNKARA YÖNELİK

Sanığın HTS kayıtları incelemesinde, “örgüt yöneticisi olmak” suçundan Ankara’da haklarında dava açılan Ahmet Kırmiç, Bahattin Karataş ve Hamdullah Bayram Öztürk ile irtibatlı olduğu, KHK ile kapatılan Pak Eğitim-İş’e aza olduğu, teşkilat elebaşısının talimatının ardından Bank Asya’da hesap açtırdığı belirtilen kararda, bütün bu deliller karşısında sanığın inkara yönelik savunmalarına saygınlık edilmediği vurgulandı.

İDARE AMİRİ ABD’YE YOLLAMIŞ

Kararda yer verilen sanık savunmasında, 2015’te Amerika’ya gittiğini, yaklaşık 2 ay kaldığını ancak teşkilat elebaşısını ziyaret etmediğini ve hizmet için gitmediğini öne sürerek, çalıştığı dershanede 2 bin 200 lira maaş aldığını, bir binanın restorasyon işi nedeniyle bin 500 dolar öneri edildiğini, bunun üzerine yönetim amiri Ahmet Kırmiç’ın kendisini ABD’ye gönderdiğini anlattı.

Bunun üzerine sanığa 25 Ağustos 2015 tarihli 19 bin dolarlık Bank Asya’ya ait nakit çekme makbuzu ile öbür bir bankadan 7 bin 500 dolarlık nakit çekme makbuzu, 30 Ekim 2015 tarihinde de 5 bin dolarlık nakit çekme makbuzları gösterilerek, “Bu kadar dolar varsa bin 500 dolar için sebep ABD’ye gittin?” diye soruldu. Sanık Mercan’ın “Ufak çaplı ticarete girmiştim, bu nakit ona ilişkindir.” demesi dikkati çekti.

SANIĞIN ÇELİŞKİLİ İFADELERİ

Sanık Mercan’ın soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki çelişkili ifadeleri de gerekçeli kararda yer aldı. Yargılama sırasında mahkeme heyetinin, teşkilat elebaşısı Gülen’in FEM Dershanesi’nin Altunizade’deki yerleşkesinde kaldığını görüp görmediğini sorması üzerine, “Binanın üst katında kaldığı söylenirdi oraya ulaşmamız imkansızdı. Girişi çıkışı ayrıydı.” cevabını veren sanık Engin Mercan’ın, soruşturma aşamasında “Evimde ele geçirilen fotoğraflar, Fetullah Gülen Altunizade’de kaldığı dönemde bir odası vardı, odasını temizlerken, düzenlerken arkadaşların çektiği resimlerdir.” demesi ifadesindeki çelişkileri ortaya çıkardı.

Mahkeme heyeti, sanığa evinde ele geçirilen tahta sandık ve içindeki tespih ile esansı sordu. Sanık Mercan, tespihi kayınpederinin getirdiğini, öbür kutudaki malzemeleri ise hatırlamadığını öne sürdü.

EVİNDE BULUNAN SANDUKA

Kararda, sanığın evinde ele geçirilen iki unsurun, teşkilat içindeki konumunun tanımlanmasının tespiti ve sanığa terörist başı tarafından yüklenen sözde sıfatın yüceliğini göstermesi bakımından mühim olduğu vurgulanarak, ”Bunlardan ilki teşkilat elebaşısı Fetullah Gülen tarafından hizmetlerine karşılık gönderildiği açıklanan ufak ahşap sanduka içerisinde bağlılığı temsil eden ‘kıtmir’ duasının işlenmiş olduğu şeffaf camdan bir obje, bir tespih ve esanstan ibaret içeriği barındıran sanduka kapağında terörist başının imzasının bir örneğinin bulunduğu mahsus hediyesidir.” denildi.

Sanduka ve kapsamının memleket genelinde birçok FETÖ/PDY teşkilat üyeliği davasında ele geçen delillerden fazla ayrık bir vaziyet oluşturduğu belirtilen kararda, dikkat edilmesi gereken bir hususun da sanıktan ele geçirilen fotoğrafların kalite ve kapsamı olduğu aktarıldı.

Delillerin sıralandığı gerekçeli kararda, sanıktan ele geçirilen, teşkilat elebaşısı Fetullah Gülen’in adının yazılı olduğu tahta sandıkta “kıtmir” duasının bulunduğu belirtilerek, Gülen’in kendisine simge yaptığı ”kıtmir” duasını, aynı zamanda örgütlenme içinde mühim bir ”örgüt nişanı” olarak kullandığına dikkati çekildi.

“BU FOTOĞRAFLAR HİÇBİR DAVADA YOK”

Söz konusu fotoğrafların aleni kaynaklardan elde edilmediği, sanığın çekimler içerisinde doğrudan yer aldığı kaydedilen kararda, fotoğraflarla ilgili şu değerlendirme yapıldı:

”Bu fotoğraflarda sanık ve dava dışı bazı kişiler, terörist başının hayat alanına girme ve onları düzenleme ayrıcalığına ve sözde onuruna sahip olduklarını belgelemektedir. Sanık bir dolap içerisinde terörist başına ait olan giysilere dokunma imtiyaz ve sözde onuruna sahip olduğunu belgelemektedir. Yine bir koltuk ve masadan oluşan ve terörist başına tahsis edilmiş olduğu kabul edilen makam atfedilen bir oturma yeri de fotoğraflarda yer almaktadır. Söz konusu fotoğraflar, öbür standart üyelik davalarının çoğunda kanıt olarak bulunmayan, sanığın örgüte yakınlığı ve teşkilat bünyesindeki davranış şeklinin kendisine verilen görevleri teyit eden birer delilidir.”

Gazete Harbi