Diyarbakır A.Gaffar Okkan Polis Eğitim Merkezi Müdürlüğü'nün “Polis Okulu'na yeni gelen öğrencilere bir avukat olarak hukuk dersleri verip, tecrübelerinizi de paylaşır mısınız?” teklifini onur ve mutlulukla kabul ettim. Yaklaşık 4 aydır hukuk ve polis mevzuatı derslerine gönüllü olarak girmekteyim. Anadolu'nun dört bir tarafından Türk, Kürt, Arap ayrımı yapılmadan gelmiş, hakkıyla ve layıkıyla bu sınıfları doldurmuş, kıt imkanlarla üniversiteleri okumuş, gözleri parlayan ancak yürekleri buruk ve ihanete öfkeli, gün vatana ve namusa sahip çıkma günü deyip ihanetçilerin devlette yarattığı tahribatı bir an önce ortadan kaldırmak için heyecanla görev almayı bekleyen bir yeni nesil polis adayları karşıladı beni.

 

HUKUK VE MEVZUATTAN ÖNCE…

İlk dersimde polis adayı kardeşlerime hukuk ve mevzuat konularından önce; iyi birer insan ve vatansever olun; sakın ha devletinize ve milletinize hiçbir şart ve durumda ihanet etmeyin; bütün görevlerde sadece devlet hiyerarşisine bağlı olun, paralel devlet yapılanmalarına karşı uyanık olun; insanlara tuzak ve kumpas kurmayın; doğduğu topraklara, vatandaşı olduğu ve ekmeğini yediği ülkeye ihanet edenlerden, kendi meclisini bombalayanlardan, kendi Cumhurbaşkanını öldürmeye çalışan ihanetçilerden olmayın” nasihatlerinde bulundum. Çünkü çok kısa bir süre önce; hukuk ve mevzuatı çok iyi öğrenen, yurt dışı eğitimlerde devlet imkanlarıyla üst düzeyde bilgi ve tecrübeyle kendini çok iyi donatan, görünüşte büyük bir disiplin ve devlet terbiyesiyle yetişmiş gibi duran ancak “dünya tarihinde görülmeyen bir alçak işgal girişimine başvuran, doğduğu ve vatandaşı olduğu ülkeye ihanet eden, kendi parlamentosunu bombalayan, kendi devlet başkanını öldürmeye çalışan, kendi meslektaşlarını ve sivil halkını alçakça şehit eden hainlerin uygulamaya koyduğu bir FETÖ'cü darbe ve işgal girişimi tecrübesi” yaşamıştık.

 

EN KRİTİK BİRİMLERE SIZMIŞTILAR

FETÖ'cüler emniyetin en kritik birimleri olan Kaçakçılık ve Organize, Terörle Mücadele, İstihbarat, Personel ve Polis okulları eğitim şubelerinde hakimiyeti ele geçirmişlerdi. Devleti ele geçirmek amacıyla 1970'li yıllardan itibaren emniyette örgütlenmeye başlayan ve 15 Temmuz'da darbe girişiminde bulunan FETÖ/PDY özellikle 80'li yıllarda emniyet piramidinin tabandan tavana tüm basamaklarında güçlenmişti. Emniyet teşkilatında gözle görülür ilk yapılanma, 1974'te, Ali Osman Kahya, Mustafa Sağlam ve Ramazan Akyürek'le beraberindeki birkaç öğrencinin polis kolejine girmesiyle olmuştu.

 

HSYK SEÇİMLERİYLE ZİRVE YAPTILAR

Özellikle 2010 HSYK seçimleri sonrası yargıda ele geçirdikleri özel yetkili savcılık ve mahkemelerle beraber “17-25 Aralık yargı-emniyet darbe girişiminde operasyonel faaliyet yapma güçleri “zirveye” çıkmıştı. Polis okullarında ders veren bazı FETÖ'cü öğretim üyeleri, derslerde kendi ideolojilerini benimsetecek kendi kitaplarını okutuyorlardı. Anadolu'nun farklı bölgelerinden mütedeyyin ailelerden gelen ve tüm umutlarını polislik mesleğine bağlayan gençlerin en büyük idolü, ilk kez resmi üniformalı olarak gördükleri FETÖ'cü sınıf komiseri ve amirleri oldu. Hafta sonları ise bazı polis adayları, FETÖ'nün evlerine götürülüp, sohbet bahanesiyle beyinleri yıkanan militanlara dönüştürülüyordu. Rus büyükelçisi Karlov'un katili polis memuru Mert Altıntaş, geçmişte FETÖ'nün merkez üslerinden biri olan İzmir Rüştü Ünsal Polis Okulu mezunuydu. FETÖ'cü olmayan polisler, dışlanıyordu, yalnızlaştırılıyordu, yıpratılıyordu, önemli ve hassas noktalara getirilmiyordu. Yurt dışı görevlendirilmeleri ve taltiflerde adaletsizlik yapılıyordu. FETÖ'nün sivil imamları emniyet müdürlerini ve diğer rütbelileri yönetiyordu.

 

74 İL EMNİYET MÜDÜRÜ FETÖ'CÜYDÜ

FETÖ'nün emniyet ayağıyla ilk etkin mücadele özellikle “17-25 Aralık yargı-emniyet darbe girişimi” sonrası başladı. Eski İçişleri Bakanı Efkan Ala, “17-25 Aralık sonrası göreve geldiğimizde 81 İl Emniyet Müdürünün 74'ü, daire başkanlarının tamamına yakını FETÖ'cüydü, onları bir bir temizledik.”  ifadeleriyle tehlikenin ne kadar da büyümüş olduğunu, emniyette yapılması gereken büyük tasfiye harekatının zorunluluğunu tüm çıplaklığıyla ortaya koymuştu. 17-25 Aralık'tan sonra başlayan ve 15 Temmuz tarihi ihanetinin püskürtülmesinde önemli rol oynayan tasfiyeler ve yeniden inşa çalışması bu tarihi ihanetten sonra da özellikle İçişleri Bakanı Süleyman SOYLU'nun FETÖ'cülerle etkin ve verimli; güvenlik birimlerine de moral verici yüksek performansıyla doruğa çıkmıştır.

 

İSTİHBARAT YAĞMUR GİBİ AKIYOR

Yakından takip ettiğimiz tasfiyeler sonrası birçok kritik noktadaki sıkıntılar; vatanın bekası ve birliği için canla başla mücadele eden, “eşlerinden, çocuklarından, sosyal hayatlarından” fedakarlık gösteren polis memurundan tutun da müdürlerine kadar gösterilen büyük azim ve yüksek performanslarla atlatılmaya çalışılıyor. Artık emniyet ve istihbarat birimlerinde personel alımı ve yönetici atamalarında, rütbe ve taltif dağıtımlarında daha adil ve liyakat esasına özen gösterilerek iş ve eylemler icra edilmektedir. Emniyet birimleri, aldıkları moral ve destek ile sahada gözle görülen üstün bir operasyonel başarı elde etmeye; binlerce görevli ile 81 ilde aynı anda ülke çaplı asayiş uygulamalarını başarıyla icra etmeye; hiç ummadık yerlerden de yağmur gibi istihbari bilgi yakalamaya başlamıştır. Ayrıca emniyet teşkilatının “maaş ve özlük haklarının, jandarma teşkilatı ile eşitlenmesi, eşit işe eşit ücret verilmesi” moral ve motivasyon açısından da haklı ve pozitif bir düzenleme olacaktır. Polis teşkilatı ne kadar moralli ve güçlü olursa yeniden yapılandırılan devlet aygıtı da o kadar moralli ve güçlü olacaktır.

Av. ErcanEZGİN / Milat