Son altı yıldır başta Suriye ve Irak olmak üzere çeşitli İslam ülkelerinden Türkiye’ye 4 milyon civarında göçmen girişi yaşandı. Çok büyük bir kısmı zor şartlar altında hayata tutunmaya çalışan bu insanların bir an önce entegrasyonunun sağlanması, çocuklarının eğitimden yararlanması ilerde yaşanabilecek sosyal sorunların önüne geçme noktasında aciliyet arz ediyor.

Eğitim çağındaki çocukların, bulundukları yaş gruplarına uygun sınıflara dağıtılıp kaynaşmalarının çözüm olmadığı kısa sürede anlaşıldı. Yerleştirildikleri sınıfların arka sıralarında boş boş oturan, dil bilmeyen bu çocuklar okullarında da çeşitli sorunlara yol açtılar. Bazı bölgelerde ‘Suriyeli Okulu’ gibi denemeler oldu fakat öğrencilerin, Suriyeli öğretmenlerden şiddet gördükleri gerekçesiyle normal okullara dönmeleri bunun da çözüm olmadığını gösterdi. Sorunun hal yoluna koyulabilmesi için bu çocukların öncelikle Türkçe öğrenmeleri gerekiyordu.

Nihayet bu konuda sadra şifa olabilecek bir adım atan MEB,  2016 yılının Aralık ayı itibariyle “Suriyeli Öğrencilerin Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonu Projesi” çerçevesinde öğrencilere Türkçe öğretmek amacıyla ‘geçici süreli öğretmen’ statüsünde öğretmenler görevlendirdi. Bu öğretmenler görevlendirildikleri okullarda bulunan yabancı öğrencileri belli bir sınıfta toplayarak onlara Türkçe öğretmek üzere en az bir, en fazla iki yıllığına sözleşme imzaladılar. Farklı yaş ve seviyelerdeki tüm öğrencilerin aynı sınıfta birleştirilmiş sınıf tarzı bir ortamda eğitim görmeleri gibi alt yapı eksiklikleri göze çarpsa da görevlendirildikleri okullarda ciddi bir açığı kapatan bu öğretmenler KPPS puanına göre sıralanarak ve mülakat yapılarak belirlendiler.

Sınıf Öğretmenliği, Türkçe Öğretmenliği ve Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği branşlarından 4200 öğretmenin alındığı bu projede öğretmenler en fazla iki yıl çalışabilecekler ve süre bitiminde yine işsiz kalacaklar. Yabancı uyruklu çocukların eğitim sistemine entegrasyonu gibi çok önemli bir konuda atılan faydalı bir adım maalesef “ücretli öğretmenlik” benzeri bir mağduriyete yol açmış bulunuyor. Sözleşmeli öğretmenler kadroya geçme şansına sahipken iki yılın sonunda ilişiği kesilecek bu öğretmenlerin özlük haklarında da kadrolu ve sözleşmeli öğretmenlere göre ciddi eksiklikler bulunuyor. Tatil hakları olmadığı için yarıyıl tatili süresince de okullarında görev yapan geçici süreli öğretmenler en fazla iki yıl sonra işsiz kalma stresi altında çalışmaktadırlar. Dersane öğretmenlerinin KPSS şartı aranmaksızın atanabildikleri bir ortamda KPSS puan üstünlüğü ve mülakat sınavı ile alınan bu öğretmenlerin bir nevi taşeron öğretmen olarak görevlendirilmesi hakkaniyete uygun değildir.

MEB’in Suriyeli ve diğer yabancı öğrencilerin eğitimi noktasında sistemsiz ve karmaşa halindeki gidişatı değiştirmeye yönelik olumlu adımı ‘geçici süreli öğretmenlik’ gibi garabet bir statünün nedeniyle kalite ve verim düşüklüğünü de beraberinde taşımaktadır. Diğer taraftan hem bölgesel hem de küresel gelişmeler Türkiye’nin uzun süreli bir şekilde mülteci barındırmaya devam edeceğini göstermektedir. Tüm siyasal-stratejik öngörüler bu durumu teyit eder niteliktedir. Dolaysıyla MEB’in bu nüfusa hizmet sunması yüksek ihtimal iken ve bu konuda yetişmiş insan ihtiyacı açık iken “ücretli öğretmenlik” formatında istihdamla işi planlıyor olması üzüntü vericidir.

Özgür Eğitim Sen olarak ücretli öğretmenlerin yaşadığı mağduriyete sürekli dikkat çekiyoruz. Yeni projede de benzer bir istihdam uygulamasının hayata geçirilmesi yanlıştır. Bir tarafta okullarında faydalı olmaya çalışan diğer tarafta sözleşme sonrasını düşünmek zorunda olan bu öğretmenlerin gelecek endişesine terkedilmesi kabul edilemez. Dolayısıyla işe konsantrasyonu ve iş verimini doğrudan etkileyen ve MEB’in bu deneyimdeki işgücüne ihtiyacı açık iken mevcut sözleşmeli ihtidamın bir an önce kadroluya çevirilmesi zaruridir. Ayrıca KPSS ve mülakat parkurlarını aşarak hak kazanmış, yabancı uyruklu öğrencilerin eğitim entegrasyonunu sağlama noktasında büyük bir fayda sağlayacak bu öğretmenlerin sözleşme sürelerinin sonunda  sözleşmeli statüye geçirilmelerinin önünde herhangi bir engel de yoktur.

 

Bekir Birbiçer

Özgür Eğitim-Sen Yönetim Kurulu Üyesi