Eğitim Bir-Sen Hukuk ve Mevzuat Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın Yayla, Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan’ın Yükseköğretim Kurumları Disiplin Kurullarına sendika temsilcilerinin katılması yönlü kazanılan mahkeme kararını tweter üzerinden paylaşmasına “ rol çalıyorsun “tepkisini gösterdi.

Yayla, yine tweter üzerinden yaptığı açıklamalarda MEMURSEN’in toplu görüşmeleri toplu sözleşme sürecine taşıyan iradenin sahibi olduğunu ve 2012 yılı Toplu Sözleşmelerinden beri Eğitim Bir-Sen’in kazandığı bir hak olduğunu belirtti. Toplu Sözleşme Hükümlerinin 18. Maddesinde: Hakkında disiplin soruşturması yürütülen kamu görevlisinin üyesi olduğu sendikanın temsilcisi, yükseköğretim kurumları disiplin ve yüksek disiplin kurulunda yer alır, şeklindedir. Eğitim Bir-Sen’in alın teri dökerek kazandığı kazanımları üzerine inşa edilen mahkeme kararının yeni bir durummuş gibi yansıtılmasına tepki gösteren Yayla, bu başkasının kanatları ile uçmaktır, dedi.

2010 yılında Anaysa değişikliği referandum sürecinde toplu görüşmelerin, toplu sözleşmeye yükseltilmesi, sürecine “HAYIR” oyu veren, toplu sözleşmelerde masadan Eğitim Bir-Sen kalktığı demlerde masada oturmayı ve kendine yan rol verilmesini bekleyenlerin, Eğitim Bir-Sen’in sendikal mücadelesinin meyvelerini devşirmeye çalışmalarına bir yönüyle Yayla, tepki göstermiş oldu. Eğitim’in en büyük örgütlü gücü olarak Eğitim Bir-Sen’in; Toplu Sözleşme sürecinde, kamuda kılık kıyafet serbestisi, nöbet ücreti, ikili eğitim yapan okul idarecilerine ilave ücret, annelerin doğum izinlerin ve süt izinleri süresinin artırılması, Cuma ibadet saati izni vb pek çok kazanıma imza atmıştır.  Eğitim Bir-Sen sendikalı personelin disiplin görüşmelerin de sendika temsilcisinin bulunması kazanımı da elde etmişti. Sadece buna riayet etmeyen kurullar vardı. Bu kazanıma dayalı olarak bir mahkeme kararı icra edilmiş oldu. Değilse bu kazanım elde edilmiş olmasa böyle bir mahkeme kararı elde edilemezdi. Yayla, diğer sendikaların da Eğitim Bir-Sen kazanımları himayesinde mahkeme kazanmış olmalarına sundukları katkıdan gurur duyduklarını da ifade etti. Bağda izi olmayanların sadece üzüm yemekle kalmayıp, bağ sahiplerini unutup tüm bağa sahip çıkma gayretlerini de gördüklerini zımnen ifşa etti.