İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, kadınların camiye gelmek istemeleri durumunda buna kimsenin engel olmaması gerektiğini ve camilerin kadınlara her zaman açık olduğunu belirtti.

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, kadınların camiye gelmek istemeleri durumunda buna kimsenin engel olmaması gerektiğini ve camilerin kadınlara her zaman açık olduğunu belirterek, 'Onları itip kakmak 'Siz çıkın dışarı cumada ne işiniz var?' demek onları gücendirmektir. Camiden kadını ve çocuğu uzak tutmak camiye de bir haksızlık. Kadın, çocuk camiyle buluşmuyorsa siz camiyi kime emanet edeceksiniz. Kadın, camiyi sevecek ve bilecek ki çocuğuna camiyi öğretsin.' dedi.

Yılmaz, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından her yıl 1 ile 7 Ekim tarihleri arasında kutlanan 'Camiler ve Din Görevlileri Haftası' dolayısıyla AA muhabirine yaptığını açıklamada, ilahiyatçılar ve dindar insanların daha fazla gönül kazanmaları gerektiğini söyledi.

Din görevlilerinin anlam ve öneminin büyük olduğunu dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti: 

'Dini anlatmanı en güzel yolu insanın iyi Müslüman olmasıdır. Laf söylemesine gerek yok. Oturmasından kalkmasına, konuşmasına insan ilişkilerine varıncaya kadar kendine güvenen, inandığı ve taşıdığı değerin farkında olan insana 'şöyle ol, böyle ol' demeye gerek yok. İnsanlar, zaten onu görünce 'Müslüman böyle olmalı, dindar insan budur' demeli. Din görevlileri bu tarifin içerisini iyi doldurmalı. Söylemler güzel eyvallah ama bu söylemlerin içerisini eylemlerimizle davranışlarımızla tavırlarımızla ahlakımızla doldurmamız lazım. Din görevlileri insanları soğutmamalı. Din görevlileri daha gönüllülükle daha adanmışlıkla bu işi yaptıkça çok güzel sonuçlar elde ediyor. Gençleri etrafında doldurmuş, cemaatiyle sarmaş dolaş olmuş, 24 saat kapısı onlara açık olan arkadaşlarımız var. Din gönüllülüğü bir peygamber, mirasıdır. Buna sahip olmak da büyük bir onur demektir.'

AİLECEK GİDİLECEK EN MAKUL YER CAMİLER

İstanbul'da sayısal olarak bakıldığında bazı ilçelerde cami sayısının çok olarak göründüğünü aktaran Yılmaz, nüfusa oranla bakıldığında ise çoğunluğun çok olduğu yerlerde cami sayısının az olduğunu ifade etti.

Cami sayısından çok cemaate ulaşılabilirliğin önemli olduğunun altını çizen Yılmaz, ' Esenyurt'ta 10 bin kişiye 1 cami düşüyor. Esenyurt'u, 9 bin kişi başına bir cami düşme ile Esenler takip ediyor. Esenler'de kentsel dönüşümün çok hızlı gelişmesi sebebiyle camilerde yetersizlik söz konusu. Mesela Fatih'te bu sorun yok. Şile'de de problem yok. Şile nüfusu çok geniş bir alana yayılmış. Şile'de 383 kişiye 1 cami düşüyor. İnsanların yoğun olduğu, apartmanların, blokların çok yoğun olduğu yerlerde cami sıkıntısı olduğu malum.'ifadelerini kullandı.

Yılmaz, camilerin sayısından ziyade fonksiyonlarını önemsediklerini vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu: 

'Camilerimizi sadece mabet gibi düşünmeyelim. Orada herkese yönelik özel alanlar olmalı. Ekonomik, iktisadi olan maliyeti az ama mahalle aralarında altında o sosyal fonksiyonları icra edilecek fonksiyonel camiler yapmanın faydalı olacağını düşünüyorum. Çağımızda apartmanların içerisinde, insanların ailece sokağa çıkma ihtiyacı olduğu zaman gidebileceği tek yer AVM'ler. Buralar gerçekten para tuzağıdır ve tüketim ekonomisine doğru sürüklüyor. AVM'ler dışında insanların ailecek gideceği yerler olmalı. Bunun da en makul yeri camilerdir. Yeni cami projelerinde altlarındaki birimler ve bahçeleriyle külliye gibi olmalı. Cami altlarında ve bahçelerinde her sınıftan, yaştan, cinsiyetten insana göre hizmet verecek birimler olmalı. Gençlerin uygun oyunları oynayabileceği bir yer, yine gençlerin internet kafe olarak kullanıp çay içeceği camiyle irtibatlı olan bir yer olmasının faydalı olacağını düşünüyorum. Kadınların, çocuklarının altlarını da değiştireceği, sohbet edeceği yerler olmalı.'

BİRÇOK CAMİDE KÜTÜPHANE VAR

Yılmaz, İstanbul'da 3 bin 500 civarında cami olduğunu işaret ederek, 'Şu anda İstanbul'da bine yakın camide hocalarımızın gayretleriyle oluşturulmuş cami kütüphaneleri var. Bu okuma geleneğinin artması adına faydalıdır. Buralarda dini, sosyal konulara hitap eden kitapların bulunması önemli. Diyanet İşleri Başkanlığımız buna önderlik etti ve bunu gündemine aldı. Şu anda İstanbul'daki camilerin kütüphanelerin 3'de 1'inde kütüphane oluştu. Yeterli mi? Elbette değil. Daha zenginleştirilmeli, daha göze hitap eden ilgi uyandıran kitaplarda konulmalı. Okuma ortamları camilerde sunulmalı.' diye konuştu.

ÇOCUK SESİ CAMİNİN SÜSÜDÜR

Gençlerle sabah namazlarında buluşma etkinliğine bu hafta yeniden başlanacağını dile getiren Yılmaz, ilçe müftülerinin de buluşmalara katılacağını söyledi.

Gençleri camilerde cemaatle buluşturmaların onlarda bir aidiyet bilinci oluşturulmasının önemli olduğuna dikkati çeken Yılmaz, şunları kaydetti: 

'Camilerin, çocukların geldiklerinde huzur bulacağı, mutlu olacağı yerler olmasını önemsiyoruz. Bizim insanlarımızda çocukların camide görünmesi noktasında bir eksiklik var. Bazı insanlar, camide çocuk seni duymak istemiyor. Çocuk sesi caminin süsüdür. Çocuk sesleri caminin bereketini arttırır. Peygamberimizin bize öğrettiği usul ve üslup 'camide çocuklarımız olsun, oraya neşe katsınlar' şeklindedir. Çocuklar orada olmaktan mutlu olup büyüdüklerinde 'biz buranın mahsulüyüz' desinler. Her vakit namazında anne ve baba çocuklarının ellerinden tutup gelsinler. Diğer insanlarla gönüllerinde ve saflarında camilerimizin küçük sevimli misafirlerine yer açsınlar. Safta 'Gel yavrum, yanıma gel' desinler. Onun zihninde 'Ben camiye gittim, iltifat gördüm, amcalar başımı, yanağımı okşadı, sevdi. Böyle olursa ömür boyunca güzel şeyler akıllarında kalır. O yüzden camilere gelen cemaate bunu duyurmaya çalışıyoruz.'

CAMİLERİMİZ KADINLARA HER ZAMAN AÇIK

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, bir dönem camilerden kadınların uzaklaştırıldığını, bunun da insanların bir kusuru olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı: 

'Kadınlar camiye gelmek istiyorsa gelmeliler. Camilerimiz kadınlara her zaman açıktır. Kadın zaten sokağa çıktı. Sokaktaki kadın 'Ben camiye gelmek istiyorum, ben namaz kılmak istiyorum' diyorsa kimse onun önüne engel koyarak haksızlık yapamaz. Gelmek istiyorsa elbette gelsin. Camide ona ayrılmış yer olmalı ve orada o kendilerine ayrılmış özel mekanda namazını kılabilmeli. Mesela kadınlara cuma farz değil ama o saatte gelebilir. Zaten biz camilerin çoğunda kadınlara yer ayırıyoruz. Mesela Süleymaniye, Fatih ve Ankara'daki Hamdi Akseki camilerinde kadınlar için özel mekanlar var. Cuma günleri de gelip namazlarını kılabiliyorlar. Hatta Ahmet Hamdi Akseki Camisinde kadınlar, özel merdivenle çıkıp namazını kılıyor. Yani 'Ben müsaitim, vaktim müsait, gelmek istiyorum' diyene engel olmamak lazım. Bu, bence çok önemli. Onları itip kakmak, 'Siz çıkın dışarı cumada ne işiniz var?' demek onları gücendirmektir. Camiden kadını ve çocuğu uzak tutmak camiye de bir haksızlık. Kadın, çocuk camiyle buluşmuyorsa siz camiyi kime emanet edeceksiniz. Kadın camiyi sevecek ve bilecek ki çocuğuna camiyi öğretsin.'