Danıştay’ın resmi ideolojik baskıyı bilimsellik kılıfıyla kararına gerekçe göstermesindeki hukukî garabeti bir kenarda tutarak söylemeliyiz ki İslamî kimliğe açık bir karşıtlık üreten, hakikate meydan okuma cür’etini ısrarla sürdürüp insani ve toplumsal yaraları derinleştiren söylemleri mayalayan böyle bir nutkun okunmasının iptalinden sonra sıra zorunlu eğitimin ve eğitim süreçlerindeki siyasal-ideolojik baskıların ortadan kaldırılmasına gelmeliydi.

Hâl böyle iken gayr-i İslamî, ırkçı bir metnin her Allah’ın günü körpe dimağlara dayatılmasındaki pozitivist motivasyonun hukûkî bir karabasan halinde toplumun üzerine çöreklenmek istemesine asla rıza gösterilemez.

Bu ve buna benzer resmî ideolojik tahakkümler bir an önce son bulmalıdır. Danıştay’ın ırkçı-pozitivist motivasyonunu besleyen siyasal iklimin bu kararları yüreklendirdiğini de problemin kaynağı olarak not ediyor ve dikkatlere sunuyoruz.

Eğitim İlke-Sen olarak bu tür salvolar karşısında duracağımızı ilan ediyor, bütün muhatapları hakikati bu zaviyeden irdeleme hususunda duyarlı olmaya davet ediyoruz.

EĞİTİM İLKE-SEN YÖNETİM KURULU