Eğitim-Bir-Sen 4. Kadın Buluşması, Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Habibe Öçal, milletvekilleri ve Şube Kadın Komisyonları üyelerinin katılımıyla İstanbul’da yapıldı.

Programın açılışında konuşan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, kadını ekonomik, sosyal ve kültürel alandan uzak tutarak adeta eve hapseden anlayışa karşı oldukları kadar, kadının anne kimliğini ve manevi derinliğini yok sayan anlayışa da karşı olduklarını vurgulayarak, kadının toplum hayatında yer almasının ve hak ettiği yere gelmesinin, o toplumun medeniyet birikimi ve bu alanda ulaştığı seviyeyle yakından ilgili olduğunu kaydetti.

Bakan Kaya, günümüzde kadının rolü değerlendirmelerinde ve oluşturulacak politikaların çerçevesinin belirlenmesinde bilginin, aklın ve gelişimin yanında 15 Temmuz’da millî destanın yazılmasının temelinde yer alan kadim medeniyetin kaynak ve referanslarını da esas almak durumunda olduklarını vurgulayarak, “Biz de bunu yapacağız ve yapmak mecburiyetindeyiz. Aksi takdirde sözde modern dünyanın köksüz, ruhsuz ve manevi derinlikten mahrum sosyal teorilerinden çözüm bekleyen, sonucunda da yozlaşmayı önleyemeyen bir toplum haline geliriz. Ama biz buna asla izin vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.

Son yıllarda eğitim hakkının kullanılması konusunda köklü kararlar alıp uyguladıklarını dile getiren Bakan Kaya, hükûmetin ve bakanlığının projeleriyle ilgili bilgi verdi. Kılık ve kıyafetinden ötürü kimsenin eğitimden mahrum kalmadığını söyleyen Kaya, “Bu vesileyle Sayın Emine Erdoğan hanımefendiye, kız çocuklarımızın ve kadınlarımızın eğitimleri konusunda göstermiş oldukları üstün gayret ve duyarlılıktan dolayı bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Çünkü öncülük ettikleri ‘Haydi Kızlar Okula’ kampanyası ile 350 bin kız çocuğumuz okulla tanıştı. Yine ‘Ana-Kız Okuldayız’ kampanyası ile okula gidememiş 2 milyon 590 bin kadınımız, evlatlarıyla beraber eğitim alma imkânı buldu. Bu çalışmaların olumlu sonuçları günümüzde ortaya çıkmaya devam ediyor. İlkokul, ortaokul ve lisede kızların okullaşma oranı az bir farkla da olsa artık erkeklerin okullaşma oranını geçmiş bulunuyor” ifadelerini kullandı.

Çalışan kadınlara yeni haklar verildiğini, kadın istihdamı ve kadın girişimciliğinin desteklendiğini belirten Bakan Kaya, konuşmasında referandum sürecine de değindi. Kaya, “Biz, yeni anayasa değişikliğine ‘evet’ diyoruz. Çünkü bu değişiklikle ülkemiz güvenli ve istikrarlı bir yönetim yapısına kavuşacak, koalisyonlar tarih olacaktır. Bu vesileyle yeni anayasa düzenlemesinin bir rejim değişikliği değil, bir sistem değişikliği içerdiğini de özellikle vurgulamak isterim. Elbette bu değişikliğe neden ihtiyaç olduğunu kısa bir süre içinde sokak sokak, ev ev, meydan meydan bütün insanlarımıza anlatacağız. Çünkü her alanda geleceğin güçlü Türkiyesi’ni milletimizle birlikte inşa etmek istiyoruz. Bu inşa süreci için sistemin daha güçlü ve etkin olması gerekiyor” diye konuştu.
 


Öçal: Kadın birlikteliğinin, kararlılığının ve suhuletinin önemini haykırmak amacıyla bir aradayız

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Habibe Öçal, Türkiye’nin içerisinde bulunduğu kritik süreci değerlendirip vatanımızın ve milletimizin bekasına kast edenlere karşı, kadın birlikteliğinin, kararlılığının ve suhuletinin önemini haykırmak amacıyla bir araya geldiklerini belirterek, “Bizler ülkemizin eğitimcileri olarak kaygısı olan kadınlarız. Omuzlarımızda ağır bir yük ve toplumsal sorumluluklarımız var. Büyük bir teşkilatın mensupları olarak Konfederasyonumuzda 1 milyona ulaşan üye sayımızın 400 binini kadınlar oluşturmaktadır. Eğitimciler Birliği Sendikası olarak ise 432 bin üyenin 185 bini kadın eğitimcidir. Bugün ülkemizde 81 ilde üniversiteler de dahil, eğitim sahasının tamamında örgütlenmemizi tamamlayarak teşkilatlanmanın en güzel örneğini sergiliyoruz. Bizler kadın sendikacılar olarak çalışanların haklarının ve kazanımlarının peşinde olmanın yanında, mazlumların ve mağdurların da sesi olmaya devam ederken, gücümüzü örgütlü yapımızdan ve halkımızdan almaktayız” dedi.
 


Çalışma hayatında birtakım beklentilerimiz var

Çalışan kadınlar olarak çalışma hayatında birtakım beklentilerinin olduğunu kaydeden Öçal, “Öncelikli olarak analık haklarımızı tam olarak kullanmak istiyoruz. Yarı zamanlı çalışma uygulamasının özel sektörde olduğu gibi kamuda da bir an önce hayata geçirilmesi hızlandırılmalıdır. Engelli çocuğa sahip çalışanların, gelir düzeyine bakılmaksızın engel durumuna göre, bakım ücretinden faydalanmalarını talep ediyoruz. Bunun yanında, doğum ve süt izinlerimizde kısmi iyileştirmeler yapılmıştır. Ancak bu sürelerin uzatılması, kreş ve çocuk bakımevlerinin ivedilikle açılarak çalışan annelerin iç huzurunun sağlanması gerekmektedir. Ancak biz biliyoruz ki, eğitimci kadınlar olarak bütün iyileştirmelerin, bütün kazanımların üstünde bir değer var ki, bu da ülkemizin varlığı, birlik ve beraberliğimiz. Bizleri darbe ve kaos kültürüne alıştırmaya çalışanlar bir gerçeği unuttular. O da inanç ve medeniyet değerlerine bağlı, inançlı halk iradesidir” ifadelerini kullandı.

Bizi dize getirmek isteyenlere kocaman bir hayal kırıklığı armağan ediyoruz

Kararlı, cesur direnmelerden sonra baskı ve darbelerin dayattığı karanlıklardan aydınlığa çıkan Türkiye’nin demokratik kazanım ve zaferinde örgütlü kadın hareketlerinin hayati önem taşıdığını söyleyen Öçal, şöyle devam etti: “Kadınlar daima kendileri üzerinden sürdürülen ideolojik kuşatma karşısında direnç göstermişlerdir. Bin yıl sürmesi kurgulanan yalanın 28 Şubat zorbalığı, bin yıldan fazla süren ve sürecek olan gerçek bilinç tarafından sonlandırılmıştır. Hak ve özgürlükler anlamında Türkiye’nin gerçek ve asıl kazanımlarıyla, örgütlü yapısı ile Eğitim-Bir-Sen’in ve kadın üyelerimizin şuurlu dayanışması ve direnişi 28 Şubat ve başörtüsü zulmünde bütün bir millete öncü olmuştur. Aynı kararlılık ve duyarlılığı yine derin odakların 15 Temmuz’daki ihanet ve işgal girişimi karşısında göstermekten bir saniye bile tereddüt etmedik. O gün kalbi iman ve Türkiye sevdasıyla çarpan her mübarek insanımız gibi bizler de istiklal ve istikbalimiz için sokaklara, tankların, ağır silahların, uçakların, ateş ve bombaların karşısına çıktık. İşte buradan bütün bir Türkiye’ye, bütün dünyaya ilan ediyoruz; and olsun, yemin olsun ki, biz kadını ve erkeği ile bütün bir Türkiye olarak yöneldiğimiz bu kutlu yolda bir adım geri atmayacağız. Asla inancımızı ve özgürlüğümüzü müzakere konusu yapmadık, yapmayacağız. Bize diz çöktürmek isteyenlere buradan kocaman bir hayal kırıklığı armağan ediyoruz. Çünkü bizler kadınız, bizler anayız. Bizler Anadolu’yuz.”
 


Artık ‘cellâdımıza gülümsemeyeceğiz’

Değersizlikten başka bir şey üretmeyen modern acımasızlığın, en öldürücü araçlarla asker, sivil, yaşlı,  kadın, erkek çocuk, genç demeden şehirlerin altını üstüne getirdiğini belirten Habibe Öçal, sözlerini şöyle tamamladı: “Kültür ve medeniyet varlıklarını, umutları, özlemleri, aşklarıyla, sevdalarıyla birlikte bütün bir insanlık katlediliyor. Bugün sadece Suriye’de kimyasal ve varil bombalarıyla, füzelerle, katledilen insan sayısı beş yüz bine yaklaşmıştır. Felaketten kaçıp ülkemize sığınan 3 milyon Suriyeli, onlarca ülkenin nüfusundan fazladır. Bu katliam kimin eseridir? Sözde medeni dünyanın öncüleri olan devletler ve onların politikaları, katliama uygun ortam ve imkân hazırlayarak, mazlumları oyalayarak, zalimleri cesaretlendirmektedir. Dünyanın vicdanı daha ne kadar susacak? Afganistan’da, Irak’ta, Mısır’da, Myanmar’da, Doğu Türkistan’da, Yemen’de, Filistin’de, Gazze’de benzer durumlar yaşanıyor. Gazze’de ağzında emziğiyle İsrail füzesiyle öldürülen çocuğun, Orta Doğu’nun bütün annelerinin suçu, günahı nedir? Hangi kadın sorunundan, hangi kadın hakkından bahsediliyor? Yoksa bir kadın veya çocuk Müslüman olunca ölümden, üstelik feci şekilde öldürülmekten başka bir hakka sahip değil mi? Bizler bu ülkenin kadınları olarak İsmet Özel’in ifadesiyle artık ‘cellâdımıza gülümsemeyeceğiz.’ Haksızlığa karşı kalbimiz canlı, diri kalsın. Hiç değilse özlemlerimizde ve söylemlerimizde özgür olalım. Tertemiz, dipdiri, kalplerimizle yeni hayatlarda buluşmak dileğiyle her birinizi muhabbetle selâmlıyorum.”