Karaman'ın açıklaması şöyle; '31 Mart yerel seçimlerinden sonra Odunpazarı Belediye Başkanı seçilen Kazım Kurt kendisine oy vermediğini düşündüğü belediye çalışanlarını sürgün etmeye başladı. Bizim tespitlerimize göre 34 belediye çalışanı sürgünle karşı karşıya kaldı.

Memur Sen olarak bu sürgünlere karşı belediye önünde eylem yapmakta dahil her yolu her imkanı kullanarak karşı durduk durmaya devam ediyoruz.

Odunpazarı Belediyesinde Başkan Kazım Kurt’un sürgün ettiği 34 memurun 9’u Kamu-Sen üyesi...

Peki biz Memur-Sen olarak 34 emekçinin sürgün edilmesini, yapılan hukuksuzluğu duyurmak için sesimizi yükseltirken bu 9 memurun üye olduğu Türk Yerel Hizmet Sen’in Şube Başkanı ve Kamu Sen’in Eskişehir Temsilcisi neden susuyor?

Biz CHP ve HDP’li belediyelerde yaşanan baskılara karşı sesimizi yükseltirken, hak arama gayretimizi takdir yerine genel başkanlarından başlayarak sürgün edilen üyelerimiz ve onların sesi olmaya çalışan sendikalarımız için çirkin benzetmeler yapanlar Odunpazarı Belediyesi’nde üyeleri sürgün edilirken neden susuyorlar?

Bu sendikacılar için ses sadece okullarda üyeleri için müdürlük isterken lazım olan bir şey mi?

Yoksa bu suskunluk Türk Eğitim Sen üyesi Ebru Dedeoğlu’nun Odunpazarı Belediyesi’nde Kültür Müdürlüğü görevine getirilmesinin diyeti midir?

Seçim öncesi yapılmış gizli bir pazarlık mı söz konusu? 9 üyesi sürgün edilen Türk Yerel Hizmet Sendikası Eskişehir Şube Başkanı, Kamu Sen Eskişehir Temsilcisi hadi bizim gibi eylem yapmaya güç bulamadılar, iki satırdan oluşan bir kınama metni yazıp niye basına göndermediler?

Hadi basın açıklamasını da akıl edememiş olabilirler diyelim, üyelerinin hakkını korumak için sosyal medya hesaplarından bir eleştiri de mi yapmaz bir sendikacı bir il temsilcisi?

Bunlar sendikacılığı sadece Memur Sen’e hakaret ve küfretmek mi sanıyorlar?

Bu suskunluğu başta Kamu-Sen üyeleri başta olmak üzere tüm kamu çalışanlarının dikkatine sunuyorum.'

Esgazete